Hattat'ın PR oyunu tutmadı

Bartın Platformu'ndan konuya ilişkin yapılan açıklama:

Geçen hafta Hattat tarafından helikopterle Amasra'ya getirilen bir kaç gazetecinin sadece Hattat'ın verdiği taraflı bilgilere dayanarak yapılmak istenen termik santrali öven yazıları ulusal medyada yer almıştı. Bartın'dan kendilerine gönderilen çok sayıda tepki yazısı üzerine Hürriyet Gazetesi ekonomi yazarı Vahap Munyar yaptığı hatayı anladı ve kendisine ulaşan tepkiler arasından üçüne köşesinde yer vermek zorunda kaldı. Kısacası Hattat'ın PR oyunu tutmadı.

Bartın'dan umudunu kesen Hema Ankara bürokrasisini ve politikacılarını etkilemek için ulusal gazeteleri kullanıyor. Unutmasın ki bu ülkede o bürokrat ve politikacıları da bağlayan kurallar var. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Hattat başvurduğu bütün hukuksuz girişimlerin tarafımızdan not edildiğini ve bunların hesabının tarafımızdan mutlaka sorulacağını bilmelidir.

28 Ekim 2012 tarihinde Hürritet Gazetesi'nde yayımlanan "Hema taahhütlerine uymadı, TTK sözleşmeyi feshetsin" adını taşıyan yazıya aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/21795266.asp

Bartın Platformu

* * *

CHP BARTIN MV. RIZA YALÇINKAYA’NIN, VAHAP MUNYAR’A GÖNDERDİĞİ YAZI

Sayın Vahap MUNYAR;

22.10.2012 tarihli Hürriyet Gazetesi’nde yayınlanan köşenizde kaleme aldığınız yazınızda, Hattat Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Mehmet Hattat’ın “Gelin, Amasra’da Türkiye’nin kömüre dayalı yerli enerji fırsatlarını yerinde görün” daveti üzerine bir grup meslektaşınızla birlikte Amasra’ya giderek, Mehmet Hattat’ın tertip ettiği kömür madeni turuna katıldığınızı belirtiyor ve holding ilgilileri tarafından size aktarılan bilgileri, bu şirketin projelerini ve bölgede yapmak istediklerini; Hürriyet Gazetesi aracılığıyla okurlarınızla ve kamuoyuyla paylaşıyorsunuz.

Hattat Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Mehmet Hattat Bey’in, siz değerli basın mensuplarına yapmış olduğu açıklamalarında; her zaman olduğu gibi yine Amasra’da kömür çıkartacağını, termik santral kuracağını, ülke ekonomisine ve Bartın ilimizin istihdamına katkı sağlayacağını dile getirmiş olduğunu görüyoruz. Ama bunun yanında, yine siz değerli basın mensuplarına karşı bazı gerçekleri de sakladığını ve hukuka aykırı bir şekilde olan usulsüz çalışmalarını nasıl sürdürdüğünü gözlerden kaçırarak gerçekleri anlatmadığını da görüyoruz. Bartın halkı olarak, hukuka aykırılıklarla dolu olan bu süreçte sizlerin de yanıltıldığını görmek bizleri son derece üzmüştür.

Amasra; 3 bin yıllık tarihi ve eşsiz doğal güzellikleriyle, Allah’ın bize bu güzellikleri yaşayın diye lütfettiği, ülkemizin cennet köşelerinden biridir. Burası; Fatih Sultan Mehmet’in, Amasra’yı Cenevizlilerden almaya geldiğinde görür görmez hayran kalıp, yanındaki Lala’sına “Lala, Lala; Çeşm-i Cihan bu mu ola” diye sorarak, yani dünyanın gözü niteliğindeki bir güzellikten bahsederek, buraya hayran kaldığını beyan ettiği yerdir. İşte Amasra, vatanımızın; böylesine güzel cennet bir köşesidir.

Ama maalesef, bu eşsiz doğal güzelliğe, 3 bin yıllık tarihi geçmişe sahip, gelecek kuşaklara miras olarak bırakacağımız bu vatan parçası; Hattat Holding’in, ‘ülke ekonomisine katkı sağlayacağız’, ‘ülkenin enerji ihtiyacının %12’sini buraya kuracağımız santralle karşılayacağız’ şeklindeki safsatalarıyla yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Hattat Holding yetkilileri de, para kazanma hırsı ile Amasra’yı yok edeceğinin maalesef farkında değildir.

Enerji Bakanlığı’na bağlı TTK ‘Türkiye Taşkömürü Kurumu) ile Hattat Holding’e bağlı HEMA Endüstri A.Ş arasında 15 Nisan 2005 tarihinde rödovans sözleşmesi imzalanmıştır. Bu sözleşmeye göre; sahanın Amasra-A olarak adlandırılan ve toplam rezervinin %3’ü olan 12 milyon 592 bin 286 ton kömür varlığına sahip bölümdeki üretim faaliyetleri TTK’ya bağlı Amasra Müessese Müdürlüğü’ne bırakılmış, Amasra-B Sahası olarak adlandırılan ve toplam rezervin %97’sini teşkil eden 396 milyon 588 bin tonluk üretim sahasının işletilmesi, uhdesi TTK’da kalmak üzere rödevans yoluyla HEMA Endüstri A.Ş’ye devredilmiştir. Sözleşmeye göre; Amasra-B Sahası’nda, 20 yılda 56 milyon ton kömür üretilmesi ve bunun karşılığı olarak Türkiye Taşkömürü Kurumu’na 400 milyon TL rödovans bedeli ödenmesi gerekmektedir. HEMA Endüstri A.Ş, yapılan bu rödovans sözleşmesine göre sahada uygulayacağı işletme projesini 45 gün içerisinde TTK’nın onayına sunması ve proje onaylanmasından sonra gelecek 2 yıllık hazırlık çalışmalarının tamamlanmasından sonra 3’üncü yıl itibariyle (yani 2008 yılbaşı itibariyle) 500 bin ton kömür üretimini gerçekleştirmesi ve bunun peşi sıra 2009 yılında 2,5 milyon ton, 2010 yılında 2,5 milyon ton, 2011 yılında yine 2,5 milyon ton, 2012 yılında ise 3 milyon ton kömür üretiminin gerçekleşmesi sözleşme ile hüküm altına alınmıştır.

Ancak HEMA Endüstri A.Ş. iki yıllık sürede hazırlık çalışmalarını tamamlayamamış ve iki kez ek süre talebinde bulunmuştur. Bu talepler TTK Yönetim Kurulu tarafından rödovans sözleşmesinin 18/c maddesi hükümlerine göre kabul edilmiş ve işletmeci firmaya 17 ay 5 gün ve 17 ay 21 günlük ek süreler verilmiştir. Rödovans sözleşmesinin 18/c maddesinde “Hükümet veya yasal merciler tarafından alınan ve bu sözleşme hükümlerine göre yerine getirilmesini olanaksız bırakacak tedbirler” hükümleri yer almaktadır. Firmanın ek süre talepleri 18/c madde hükümleri arasında hiçbir ilgi bulunmamaktadır. Hükümet veya yasal mercilerin tüm güçleri ile HEMA Endüstri A.Ş’nin faaliyetlerini desteklediği Bartın kamuoyu tarafından çok iyi bilinmektedir. TTK Yönetim Kurulu HEMA Endüstri A.Ş’nin ek süre talebini uygun bulmuş ve böylece sözleşme hükümlerini ihlal etmiştir.

Sözleşmeye aykırı verilen bu ek sürelerle rödovans sözleşmesinin uygulama döneminin daha başlangıcında 4 yıla yakın bir gecikme meydana gelmiştir. Bu gecikme, 8 milyon ton üretim ve 80-100 milyon TL gelir kaybına yol açmıştır.

Bartın halkı, firma ile TTK arasındaki bu gelişmeleri dikkatle yakından takip etmiş ve sözleşmeye aykırı davranışları basın ve yayın yolu ile dile getirmiştir. Bartınlılar firmanın madencilik faaliyetlerini daima desteklemiş ancak yörede çevre felaketlerine sebep olacak bir termik santralin kurulması ile Bartın için hayati önem taşıyan halkın tek içme suyu ihtiyacını karşılayan “kavşak suyu” havzasında, madencilik çalışmaları yapılmasına şiddetle karşı çıkmıştır.

Rödovans sözleşmesinin taraflarca imzalanmasından kısa süre sonra firmanın bağlı olduğu HATTAT Holding’in sahibi Mehmet HATTAT tarafından Bartın Sanayi ve Ticaret Odasında bilgilendirme toplantısı yapılmıştır. Bu toplantıda holdingin sahibi “Bartınlılar istemedikçe çevrede termik santral kurmayacaklarını” açıkça taahhüt etmiştir. Buna karşılık 2008 yılında firmanın ilgili Bakanlığa sunduğu ÇED Başvuru Dosyasında “uhdelerindeki HEMA Elektrik Üretim A.Ş. (660x2 MW) ile Batı Karadeniz Elektrik Üretim A.Ş. (2x660MW) tarafından Bartın ili Amasra ilçesi Gömü ve Tarlaağzı köyü sınırları içerisinde bölgenin kömür rezervleri kullanılarak 660x4 MW kurulu güçte Termik Santral Entegre Projesinin inşa edilmesi ve işletilmesinin planlandığı belirtilmiştir.

Amasra Gömü-Tarlaağzı köylerine planlanan büyüklükte termik santralin kurulması büyük çevre sorunlarını beraberinde getirecektir. Bu santral nedeniyle; bir doğa harikası olan yörenin florası değişecek solunan hava kirlenecek halkın geçim kaynağı olan turizm, balıkçılık ve tarım ürünleri üretim faaliyetleri büyük ölçüde azalacak ya da sona erecek ve Bartın’daki yaşam kalitesi oldukça aşağılara inecektir. Bunun farkına varan Bartın halkı durumu yetkililere duyurabilmek için çeşitli basın duyuruları yapmış, termik santral karşıtı gösteri ve yürüyüşler düzenlemiştir.

HEMA Endüstri A.Ş.’nin 2005 yılından beri sergilediği tavırlar ve termik santral girişimi toplumsal barışı bozma noktasına gelmiştir.

HEMA Endüstri A.Ş.’nin termik santral başvurusundan sonra Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği uzman elemanlardan oluşturduğu bir heyeti inceleme yapmak üzere bölgeye göndermiştir. Bu heyetin 2008 yılında hazırladığı raporun sonuç kısmında “yörede kurulacak termik santralin kaynak israfına neden olacağı, yöre insanının yaşam kalitesini olumsuz etkileyeceği doğal yapıyı ve kültürel dokuyu bozacağı ve böyle bir yatırımda kamu yararı ve toplum çıkarı bulunmadığı 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planındaki doğal çevrenin korunması gerektiği” görüşüne varılmıştır.

2005 yılında rödovans yoluyla HEMA Endüstri A.Ş.’ne devredilen sahada bugüne kadar yapılan çalışmalarda sözleşmede belirtilen hedefler gerçekleştirilememiştir. Rödovans sözleşmesinde 3 yıl olarak belirtilen üretim aşamasında; 7 yıla yakın süre geçmesine rağmen maalesef üretim gerçekleştirilememiş, 1 kilogram bile kömür çıkartılamamıştır.

Bugün yapılması gereken tek şey; firmanın taahhütlerini yerine getirememesi nedeniyle sözleşmeyi tek taraflı fes etmek ve firmanın teminatını yakmaktır.

Fakat gelişmelerden görüyoruz ki; taahhüdünü yerine getiremeyen bu firmanın cezalandırılması ve sözleşmesinin fesh edilmesi gerekirken mükâfatlandırılmıştır. Devleti zarara uğratan bu firmaya Türkiye Taşkömürü Kurumu Yönetim Kurulu kararıyla 3. kez 9 ay 16 günlük ilave hazırlık süresi verilmiş ve böylece hazırlık süresi bitim tarihi olan 05.04.2012 tarihi, 21.01.2013, Üretim yılı başlama tarihi olan 06.04.2012 tarihi 22.01.2013, Sözleşme sona erme tarihi olan 05.04.2029 tarihi ise 21.01.2030 tarihi olarak yeniden düzenlenmiştir.

Bu durumu kabullenmek mümkün değildir.

Ülkemizin zarara uğratılmasına göz yummak, Türkiye Cumhuriyeti Devletini bir firmanın tekeli altına almasına müsaade etmek mümkün değildir. Bu nedenle; hukuk dışı uygulamalardan vazgeçilerek bir an önce ilgili firmanın sözleşmesinin tek taraflı olarak fesih edilmesi gerekmektedir.

Aslında firmanın asıl amacı kömür çıkartmak değil, termik santral yatırımlarını gerçekleştirmektir. “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yaptırılan 1/100000’lik Zonguldak-Bartın-Karabük Çevresel Bölge Düzeni Planında” termik santral kurulması düşünülen alanlar günübirlik turizm alanı, orman alanı ve tarım alanı olarak gözükmektedir. Planda; Amasra’nın tarihi ve arkeolojik turizm alanı olduğu, taşıdığı bu özelliklerin korunması gerektiği bu nedenle bu bölgeden yalnızca kömür çıkartılabileceği, var olan maden işletmeciliğinin yapılabileceği, bunun dışında yer altından çıkan kömüre dayalı kurulacak enerji santrallerinin buraya kurulamayacağı bu tür yatırımların Zonguldak ili sınırları içerisinde bulunan “Filyos vadisinde” yapılabileceği hususunda plan notları ile kesin hükümler konmasına rağmen firma tarafından ısrarla Amasra’ya termik santral kurulması çalışmaları devam etmektedir.

Bu projelerin devam etmesi usulsüzdür. Plana ve hukuka aykırıdır. Bu firmanın termik santralle ilgili tüm başvurularını Amasra ile ilgili değil, planda belirtilen Filyos Vadisi’ne yönelik yapması gerekmektedir.

Sayın MUNYAR;

Hepiniz; Amasra’yı, o cennet mekânı gördünüz. Amasra’nın balığını salatasını yediniz. Ballı cevizli manda yoğurdunu tatmış olmalısınız. İnanın artık Amasra’dan sizlerde vazgeçemeyecek, her fırsatta o cennet köşeye gitmeye, ailelerinizi ve çocuklarınızı oraya götürüp gezdirmeye çalışacaksınız.

Şimdi sizlere soruyorum! 3 bin yıllık tarihi geçmişe ve eşsiz doğal güzelliklere sahip bu cennet köşeye termik santral kurulması bir ihanet değil midir? Devletin, alternatif alanlar göstermesine rağmen halen Amasra’ya termik santral kurulmasında ısrar etmek hukuksuzluk değil midir? Bartın Amasra halkı hiçbir zaman kömürün çıkartılmasına karşı olmamıştır. Hiçbir zaman çevre örgütleri de dâhil kömür çıkartma girişimlerine köstek olunmamıştır, fakat firma; 2005 yılından beri sözleşme yükümlülüklerini yerine getiremeyerek Devleti büyük zararlara uğratmıştır. Bu doğruları sizlere bildirmek Amasra ve bölge halkı adına görevimdir. Bartın halkı kurulacak termik santraller neticesinde yaşam alanlarının daralacağını her zaman dile getirmektedir. Asit ve kül yağmurları altında zehirli havayı solumak istemediklerini kendilerine tanrı tarafından lütfedilen bu eşsiz doğal güzellikler içerisinde sağlıklı bir şekilde yaşamak istediklerini her zaman haykırmaktadır.

Bölge de var olan güzelliği zenginliği ve turizmi yok edecek bu girişimlerin derhal durdurularak termik santral projesinden vaz geçilmesi gerekmektedir. Binlerce on binlerce kişi sivil toplum örgütleriyle birlikte bu istek ve taleplerini düzenledikleri mitinglerle ve etkinliklerle her zaman dile getirmişlerdir. Amasra ya ve Bartın’a büyük zararı olacak eşsiz doğal güzellikleri ve zenginlikleri tarihi ve kültürel mirası ve turizmi yok edecek bu projeden derhal vaz geçilmesi için hükümet yetkililerine seslenmişlerdir. Allah’ın özenip bezenip yarattığı eşsiz güzelliğin yok edilmemesi için herkesten yardım istemektedirler.

Umut ederim ki sizlerde Bartın Amasra halkının bu taleplerini kamuoyuyla paylaşır cennet Amasra’ya kıyılmaması için gereken özveriyi gösterirsiniz.

Bu temennilerimle; Bartın Amasra halkının yörede kömür çıkartılmasına hiçbir zaman karşı olmadığını fakat termik santrallin Amasra da kurulması yönünde atılan tüm adımlara karşı olduğunu bir kez daha yineliyor, çalışmalarınızda başarı dileklerimle kurban bayramınızı en içten duygularımla kutluyor, sevdiklerinizle birlikte sağlık ve mutluluk dolu nice bayramlar diliyorum. Saygılarımla. 23.10.2012

M.Rıza YALÇINKAYA
CHP Bartın Milletvekili

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.