Öne Çıkanlar Rıza Yalçınkaya MNK Mobilya Feyzi Arıcı Mehmet Ali Kıllı Emine KOÇOĞLU UEFA Epçiler Ortaokulu Müdürü Bakraçboz

Küresel ısınma, iklim değişikliği, deniz seviyesinin yükselmesi, kuraklık, susuzluk, erozyon, sel ve taşkınlar vb. birçok felaket kapımıza dayanmışken de ormanların değerini anlamayacak mıyız? Yoksa bu felaketleri önleyecek biricik kaynağın orman olduğunun farkında değil miyiz? İçtiğimiz suyu, soluduğumuz havayı temizleyenin orman olduğunu unuttuk mu yoksa? Orman hepimiz için önemli, daha çok çocuklarımız.

Ormanlarımız çok zengin. Avrupa’dan bile zengin. Çünkü, ormanlarımız doğal ormanlar olduğu için içinde birçok bitki ve hayvan türünü barındırıyor. Girmek için kapısında beklediğimiz Avrupa Birliği, ormanlarımıza gıptayla bakıyor. Fakat, bu zenginliğin değerini bilmezsek, yarın kapımızı çalacak felaketleri de kendi ellerimizle davet ediyoruz demektir.

Orman dendiğinde çoğunlukla akla ağaç geliyor. Oysa orman yalnızca ağaç değil, aynı zamanda bitkidir, hayvandır, kuştur, böcektir, mantardır, topraktır. Orman binlerce yıllık süreçte oluşmuş bir ekosistemdir. Küçük bir doğal orman parçasında yaklaşık 5.000 farklı canlı türü yaşayabilmektedir. İnsan etkileri sonucu değişikliğe uğramış ormanlarda bu varlıkların çoğu yaşam alanını kaybeder. Bugün ülkemizde, orman alanlarının yalnızca %1’i barındırdığı biyolojik çeşitlilik nedeniyle korunurken, çok sayıda tür ise yok olma tehlikesi altındadır.

Ormanların, dünyanın geleceğini belirleyecek çok değerli bir ekosistem olduğu tüm kesimler tarafından anlaşılmaktadır. Küresel ısınma ve iklim değişikliklerinin neden olacağı olumsuz etkileri önlemek için yapılması gereken en önemli işlerden birinin ormanları korumak, varlıklarını çoğaltmak ve sürdürmek olduğu kuşkusuzdur.

Türkiye yüzölçümünün % 27,2’si ormanlarla kaplıdır ve bu alan 21.188.747 hektara denk gelmektedir. Ülke ormanlarının %99,9’u devletin mülkiyeti altındadır. Ülkemiz sahip olduğu coğrafik konumu nedeniyle ormanlarda çok zengin bitki ve hayvan varlığını üzerinde barındırmaktadır. Ülkemiz ormanlarının çoğunun doğal orman olması, ormanlarımızın değerini arttırmaktadır. Ormanlar biyolojik çeşitlilik açısından önemli bir role sahiptir. Türkiye’de 10.000’den fazla bitki türü bulunmaktadır. Bu türlerin 3000’den fazlası sadece ülkemizde yayılış göstermektedir. Türkiye’nin biyolojik çeşitlilik bakımından Avrupa Kıtasından daha zengin olduğu rahatlıkla söylenebilir.

Ormanların gün geçtikçe anlaşılan bu özellikleri nedeniyle, siyasi otoritenin tek başına alacağı kararlarla topluma yararlı bir şekilde yönetilemeyeceği açıktır. Ülkemizde; geçmişte yaşanan ve hala sürdürülmek istenen, siyasal iktidarların bilim ve teknikten uzak uygulamaları ormanlarımıza önemli zararlar vermiştir. Süreç içinde; orman tanımının orman varlığını azaltacak biçimde değiştirilmesi, ormancılık mevzuatında çeşitli boşluklar oluşturulması, ormancılık örgütünün gücünü ve etkisini arttırmak yerine, daha etkisiz hale getirilmeye çalışılması gibi uygulamalar sık sık gündeme gelmiştir.

Olumsuz uygulamalara örnek olarak; ormanların tahrip edilmesine ve orman alanlarının daraltılmasına neden olan yasal ve yönetsel düzenlemeler verilebilir. Ormanlarımız 1982 Anayasası’nın 169. Maddesi gereği anayasal güvence altında olsa da ilgili mevzuattaki boşluklardan faydalanılarak yasal orman tanımında yapılan değişiklikler, 2B uygulamaları, özellikle turizm ve madencilik için yapılan tahsisler ormanlarımıza zarar veren faaliyetlerdir. 1973 yılından beri yapılan 2B uygulamaları ile yaklaşık yarım milyon hektar alan orman sınırları dışına çıkarılmıştır ve ormanları rant aracı olarak gören kesimler bu uygulamaya devam ettirmek istemektedir. Maden Kanunu ve buna bağlı oluşturulan “Madencilik Faaliyetleri İzin Yönetmeliği” gibi mevzuat değişiklikleriyle ormanlarda, hatta korunan alanlarda taş ocağı bile olsa orman ekosisteminin tahrip olmasına neden olan madencilik faaliyetlerine izin verilebilmektedir. 2634 sayılı Turizm Teşvik Kanunuyla da turizm faaliyetlerinin yoğun olduğu Ege ve Akdeniz gibi bölgelerdeki orman alanları ve bakir koylar beton yığınlarıyla kaplanabilmektedir. En son meclis gündemine geldiği bildirilen “Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı” ile korumada en öncelikli orman alanlarının bile “sürdürülebilir kullanım” adı altında ormancılık dışı amaçlar için kullanımının önü açılmaya çalışılmaktadır.

Türkiye Ormancılar Derneği, yasalardaki orman yıkımına neden olan, kamu yararına aykırı madde ve uygulamalara karşı hukuksal, toplumsal ve siyasal alanlarda yapılan ve aynı zamanda meslektaşlarımızın özlük haklarının korunması için verilen savaşımın öncüsüdür. Türkiye Ormancılar Derneği, ormancılıkla ilgili mevzuatta sık sık yapılan değişikliklerin orman azalmasına neden olduğunu düşünmekte, yapılacak yasal ve yönetsel düzenlemelerin ulusal uzlaşı ile belirlenmiş politikalar kapsamında ele alınması gerektiğini savunmaktadır. Dünya ve Türkiye ormancılığını yakından ilgilendiren güncel gelişmelere; özellikle orman yangınları, iklim değişikliği, su üretimi ve karbon stoklaması gibi konulara derneğimizin ilgisi devamlı olacaktır.  

Ormanlarla ilgili yasal boşlukların doldurulması, hükümetlerin ormanlara rant aracı olarak bakmaması, ülke ormanlarının ve yapılan ormancılık çalışmalarının toplumun tüm kesimine anlatılması, ormancılık örgütü çalışanlarının üstündeki illegal baskıların kalkması dileğiyle, Türkiye Ormancılar Derneği Bartın Üniversitesi Orman Fakültesi Temsilciliği olarak 21 Mart Dünya Ormancılık Gününü kutluyoruz.

Bizler, ormanlarımıza ancak halkımızla birlikte sahip çıkacağımıza inanıyoruz. Ormanlarımızı sadece biz ormancılar değil, sizin ilginiz de koruyacaktır.

Orman denince, lütfen okuyalım.
Ormanlarımıza birlikte sahip çıkalım.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
yurttaş 13 yıl önce

ormanlarımızı köylüden değil kısa sürede zengin olan kereste tüccarlarından korumak lazım ,asıl onlaer zarar veriyor