İZMİR ÖDEMİŞ KAYMAKÇI ÇOK PROGRAMLI LİSESİ MÜDÜRÜ AYHAN KÖKMEN İKİ ÖĞRENCİSİ TARAFINDAN TÜFEKLE VURULARAK ÖLDÜRÜLÜYOR...

Olayla ilgili görevlendirilen MAARRİF MÜFETTİŞİ’nin görüşleri.. 

DUYGUSUZ NESİL TEHLİKESİ :

Hayatın gerçekliklerinden habersiz, duygusuz ve bencil bir nesil geliyor. 

Şehitler için gözyaşı döken kendi ana babalarını anlamıyorlar. 

Başkalarının çocukları için ağlamaya anlam veremiyorlar. 

Yanıbaşımızdaki savaşlar, acı çeken çocuklar, ölen onbinlerce insan onları hiç ilgilendirmiyor. 

Tüm acı gerçekleri çizgi film tadında izliyorlar ve yürekleri hiç acımıyor. 

Hayatlarının odağındaki tek şey eğlenmek. 

Eğlenemedikleri tüm zamanları kendilerine bir işkence olarak görüyorlar.

Kendileri için yapılan fedakarlıkların hiç farkında değiller. 

Kıymet bilmiyorlar ve vefasızlar. 

Herkesi kendine hizmet etmek için yaratılmış görüyorlar. 

İnsanlara verdikleri değer, onların isteklerini yerine getirebildikleri ve ne kadar eğlendirdikleriyle orantılı. 

Hayatlarında eğlenmeden başka bir amaç olmadığı için artık tek eğlence kaynağına dönmüş telefon ve tabletlerini ellerinden aldığınızda dünyanın sonunun geldiğini zannediyorlar.

Geçmiş onları pek ilgilendirmiyor, atalarımıza karşı vefasızlar.

Dedelerinin canları, kanları pahasına vermediği vatan toprağını en iyi fiyatı verene satacak kadar maneviyattan yoksunlar. 

Vatan, onlar için son model bir cep telefonundan daha değersiz.

Milletimizin geleceği açısından endişeleniyorum. 

20 yıl sonra bu nesil, nasıl ana-baba olacak? 

Kendine hayrı olmayan bu nesil nasıl çocuk yetiştirecek?

Evlerini nasıl idare edebilecek? 

Ülkeyi nasıl yönetecek? 

Vatanı nasıl savunup can verecek?

Bütün bunlar neden oluyor izah edeyim.

Altın kafeslerde çocuklar yetiştiriyoruz artık. 

Uçmayı bilmeyen kuşlar gibi.

Çocuklar hayattan bihaber.

Açlık nedir bilmiyorlar, yedikleri önlerinde yemedikleri arkalarında, acıkmalarına fırsat bile vermiyoruz. 

Öyle ki yemek yemeyi bile işkence görür hale geliyorlar.

Susuzluk nedir hiç bilmiyorlar. 

Hiç susuz kalmamışlar. 

Üç adımlık yolda bile susarlar diye yanımızda içecek taşıyoruz. 

Çocuk daha “susadım” demeden ağzına suyu dayıyoruz.

Çocuklar hiç üşümüyorlar.  

Soğuk havalarda evden çıkarmıyoruz. 

Okula giderken kırk kat sarmalayıp çıkarıyoruz dışarı, hiç titremiyorlar.

Çocuklar hiç ıslanmıyorlar, evden arabaya kadar bile üç metrelik mesafede şemsiyesini başına tutuyoruz. 

Saçına bir tek yağmur damlası düşürmüyoruz. 

Bu yüzden çocuklar ıslanmak nedir bilmiyorlar.

Yorgunluk nedir bilmiyor çocuklar. 

İki adımlık mesafelere bile arabayla götürüyoruz onları yorulmasınlar diye. 

Birazcık parkta koşsalar, hasta olacak diye engel oluyoruz. 

Onlar takatleri tükenecek kadar hiç yorulmuyorlar.

Yokluk nedir bilmiyorlar, daha istemeden her şeyi önlerine sunuyoruz. Bu yüzden varlığın kıymetini bilmiyorlar.

Onlar bir yanığın veya bıçak kesiğinin acısını bilmiyorlar.  

Elleri yanmasın, kesilmesin sakın diye onlara ne bıçak tutturuyor ne ocak yaktırıyoruz.

Çocuklar hissetmiyor yaşamı, açlığı bilmediği için açlara acımıyor, üşümek nedir bilmedikleri için sokaktaki evsizleri umursamıyor. 

Yokluk nedir bilmedikleri için ekmeğe gelen zam onların dikkatini bile çekmiyor, haber kalabalığı olarak görüyor, gülüp geçiyorlar. 

Sıcak odalarında yaşadıkları için evsizlik nedir, sürgün nedir anlamıyor, savaşları, kurşunlanan, ölen insanları umursamıyorlar. 

Acımıyorlar...

Kıymetini bilmiyorlar ekmeğin, elbisenin, barışın ve huzurun, ana babanın….

Müdahale edilmezse gelecek iyi şeyler getirmeyecek güzel ülkemize. 

Bu sorunu Devlet derinden hissetmeli. 

Bu sorunun çözümü için ciddi çalıştaylar düzenlenmeli. 

Öğretim programları ve ders materyalleri revize edilmeli. 

Okulların duygu eğitimi konusunda rolleri artırılmalı.  

Geç kalınmadan bu sorun mutlaka çözülmeli. 

Bu sorun çözülmezse ülke çözülecek…

Doğan CEYLAN
Maarif Müfettişi
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Semra TÜFEKCİ. 2 yıl önce

Çok ciddi ve hassas bir konu. Evvela programlı bir aile eğitimi şart diye düşünüyorum. Ebeveynlerimizin geneli bir şekilde çocuklarını çocuk sahibi olmak için dünyaya getiriyorlar ki, sürekli yanlarında olması bile onları rahatsız ediyor. Okul çocuksuz vakit geçirmek söz de kendileri.ile ilgilenebilmek için çocuklarını bıraktıkları günlük bakım evi muamelesi görüyor bu zihniyetteki ailelerde. Okula giderken su ve yemek istemeden vermenin sebebini de acımasız olacak ama bir nevi depolama gibi yapıyorlar. İhtiyaç duymadan vereyim bunca saat bununla idare eder düşüncesi. Yapmayın, insan yetiştiriyorsunuz ve bu sizin geleceğiniz, sizin canınız kanınız. Çocuğa rutin işleri yaptırmamak da sanmaki onun iyiliği için, bu da değil, arkasından iş çıkartmalarından korkuyor bir çok ebeveyn.Sonrası da bağımsız yaşayamayan, kendi ayakları üzerinde durma temellerini almamış korkak bir nesil. Üzgünüm.