Türk Eğitim-Sen 2012 yılını değerlendirdi

TÜRK EĞİTİM-SEN BARTIN ŞUBESİ BASIN ÇALIŞANLARIYLA BULUŞTU

Şube Yönetimi sendika binasında basın çalışanlarıyla kahvaltılı basın toplantısı yaptı. Toplantıya; Şube Başkanı Sezai Hangişi, Şube Sekreteri Mehmet Bekçi, Şube Mali Sekreteri İsmail Şimşek, Şube Teşkilatlandırma Sekreteri Ersin Uzun, Şube Eğitim ve Sosyal İşler Sekreteri Orhan Ateş, Şube Mevzuat Sekreteri Emre Albayraktaroğlu, Şube Basın ve Dış İlişkiler Sekreteri Ozan Arıcı ve Bartın basın çalışanları katıldı.

OKULLARIMIZA ÖDENEK AKTARILMASI GEREKİR

Okullarımızın, özellikle ilkokul ve ortaokullarımızın ödeneği yok, okullarımız temizlik malzemesini temin edememekte, tamirat işlerini yapamamakta, telefon paraları ödenememektedir. Eğer bu konuda bizim bilmediğimiz bir ödenek aktarımı varsa hangi okula ne kadar ödenek verilmişse tarafımıza bildirilirse kamuoyuna açıklamaya hazırız. Bu işler bugüne kadar Okul-Aile Birliği hesabına yapılan 3-5 liralık bağışlarla yapılmakta idi. İlgili ilgisiz kişilerin yaptıkları açıklamalar Okul-Aile Birliği gelirlerinin azalmasına sebebiyet vermekte, okullarda sıkıntıların yaşanmasına sebep olmaktadır. Velilerimizin okullara sahip çıkması gerekmektedir. Okullarımızda adeta özelleştirme öncesi süreç yaşanıyor gibi. Sistem yürümez hale getirilip, veliler okullardan ve eğitimcilerden şikâyet eder duruma getirilip şu eğitim işini de özelleştirelim de kurtulalım demeye getirilmekteyiz. Okul idarecileri ve eğitimciler yıllardır fedakâr bir şekilde çalışmakta problemi kaynağında çözmekte ve okullarla ilgili birçok sorun gündeme gelmemektedir. Ama son yıllarda eğitimle ilgili alınan kararlar tamamıyla sistemin tıkanmasına sebep olmaktadır.

EĞİTİMCİLER SERBEST KIYAFETLE OKULA GELMELİDİRLER

Öğretmenlere gelmesi gereken serbest kıyafet uygulaması öğrencilere geldi. Öğrencilerin serbest kıyafetle okula gelmesi, okullarda disiplini yok edecektir. Milli Eğitim Bakanlığının almış olduğu bir kararla gelecek eğitim-öğretim yılından itibaren okullarda öğrencilerin serbest kıyafet uygulamasına geçmesine karar verilmiş olmasına rağmen birçok okulda şimdiden serbest kıyafet uygulamasının başladığı ve birçok sorunların ortaya çıktığı görülmektedir. Okullarımızda, özellikle liselerde güvenlik problemi baş göstermiştir. Çünkü binlerce öğrencisi olan okullarda okula gelenin öğrenci olup olmadığını belirlemede büyük sıkıntılar yaşanmaktadır.  Okul içi ve çevresi disiplin olaylarında olağanüstü artışlar baş göstermiştir. Her gün yeni bir kıyafet isteyen öğrencilerin yüzünden veliler zor durumda kalmışlardır.
Okullarda statü gelir farkları göz önüne serilmiş, okullar markaların sergilendiği podyuma dönmüştür. Fakir öğrencilerin psikolojileri bozulmaya başlamıştır.  Bizim okullarımızın hemen hemen hiçbirinde güvenlik görevlisi yoktur. Çünkü Milli Eğitim Bakanlığı okullarımıza 1 TL bile ödenek vermemektedir. İlkokul-ortaokul kapısında güvenlik görevlisi olmayan binlerce öğrencisi olan okullarımızda güvenlik zafiyeti başlamıştır. Çünkü okul kıyafetlerinin en önemli amacı okullarda öğrenci olanla öğrenci olmayanın birbirlerinden ayırmasıdır. Ama serbest kıyafetle okullarımıza tinerci, balici diğer satıcılar öğrencilerin arasına sızabilecektir. Durumdan veliler muzdarip, öğretmenler çaresizdir.

EĞİTİM DİSİPLİN İŞİ

Hiç tartışılmadan yönetmelik değişikliğine gidildi. Gelecek yıl dendi, hemen başlandı. Devlet okulları için istiyor musunuz, istemiyor musunuz diye bir alternatif sunulmadı.  Ama aynı “dayatma“ özel okullar için işletilmedi ve onlar bu durumu, veli ve öğrencilerine sordu. Sonuç: ülke genelinde ve ilimizde özel okulların neredeyse hiçbiri serbest kıyafet uygulamasını istemedi. Formayla eğitime devam dediler. Dünyanın en iyi kolejlerinde de durum farklı değil. Peki şimdi formaya devam kararı alan okullardaki velilerin parası mı yoktu, çocuklarının daha özgür olmalarına karşılar mıydı? Daha da önemlisi, pedagojik olarak hangisinin daha doğru, hangisinin daha yanlış olduğunun farkında değiller miydi?.. Görünen o ki bu konu daha uzun süre tartışılacak... Ama bunun böyle olacağını, kararın açıklandığı ilk gün söylemiştik. Çünkü eğitim bir disiplin işi. Ve bu da, bazen önlükle, bazen formayla, bazen de armayla oluyor.

2012 YILININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Yakın coğrafyamızda, dil, din, kültür ve tarih birliğimiz bulunan ülkelerde başlatılan iç çatışmalar, Irak’ta bir türlü dinmek bilmeyen kan ve gözyaşı, Kerkük’te, Doğu Türkistan’da, Arakan’da, Filistin ve Afganistan’da oluk oluk akıtılan Türk ve Müslüman kanı, 2012 yılının ülkemiz dışından yüreğimize işleyen acılarıydı.

Ülkemiz sınırları içerisinde tırmanışa geçen terör eylemleri nedeniyle toprağa verdiğimiz can parelerimiz, şehitlerimiz ise belleğimizden hiç çıkmayacak, yarası hiç kapanmayacak acılar bıraktı. Devlet ve millet bütünlüğümüzü parçalayıp federasyon kurmayı talep edenlerin seslerini iyice yükselttikleri; cüretkâr tavırlarla devletimize meydan okuyanların iç ve dış desteklerle palazlandıkları; kapalı kapılar ardında teröristlerle yapılan kirli pazarlıkların şehitlerimizin kemiklerini sızlattığı; şairlerimizi, ozanlarımızı, sanatçılarımızı, düşünür ve devlet adamlarımızı kaybetmenin gönül telimizi titrettiği bir yıl oldu 2012.

2012 yılı kamu görevlilerinin büyük çoğunluğunu oluşturan öğretmen, din görevlisi, hekim dışı sağlık personeli, polis, subay, ast subay, profesör, doçent, yardımcı doçent, araştırma görevlisi, Maliye Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu çalışanları ve KİT çalışanları gibi 1,5 milyon kamu görevlisine hiç ek ödeme artışı yapılmadığı bir yıl oldu.

Doğalgaza % 29,3; trene % 27,1; şampuana % 25; oduna %21,2; elektriğe %20; vapura % 19, sabuna %18; kömüre %15,9; tavuk eti, fasulye ve tıraş bıçağına %15; deterjana %13; mazota ve benzine %12; mutfak tüpüne ve okul masraflarına %10 zam yapılırken, memurlarımıza, emekli, dul ve yetimlere % 3+3 artışı reva gören yetkililerin; ülkedeki bütün ekonomik sorunların sebebi olarak, yokluk içinde kıvranan bu dar ve sabit gelirli kesimi işaret ettiğine şahit olduk.

Mücadeleyle, acılarla, kayıplarla ve mutluluklarla geçen bir yılı daha geride bıraktık. Biz Türk Eğitim-Sen olarak eğitim çalışanlarımızın milli gelirden hak ettiğini alın teri kurumadan alması, bütün haksızlıkların, yoksullukların ve acıların dinmesi için verdiğimiz mücadeleye 2013 yılında da aynı azim ve kararlılıkla devam edeceğiz. Sevdası ile mücadelesi ile “milli değerlerine ve inançlarına bağlı, hak mücadelesi veren çalışanlarımızın en korunaklı sığınağı olan Türk Eğitim-Sen, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bütün haksızlıkların karşısında her zaman dik durmasını bilecektir.

Bu vesile ile grevli, toplu sözleşmeli, siyasete katılma hakkını da içeren, özgürlükçü sendikal haklarla donanmış, refah ücretine kavuşmuş, geleceğe umutla ve güvenle bakan bir kamu çalışanı; birlik, bütünlük ve kardeşlik içinde yaşayan, huzurlu bir toplum ve örnek alan değil, örnek olan; çığır açan, güçlü, lider ülke, büyük bir Türkiye için çıktığımız bu zorlu yolda, başta bizleri 20 yıldır desteğinden hiç mahrum bırakmayan kamu çalışanları olmak üzere milletimizin ve tüm insanlığın yeni yılını kutlarken, 2013 yılının ülkemizin birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularını pekiştirmesi, bütün insanlığa barış, huzur, mutluluk ve esenlikler getirmesi dileklerimizle saygılar sunarız.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
muhammet karaca 11 yıl önce

bu sendika çalışıyor, fikir üretiyor, faaliyet yapıyor. Peki diğerleri ne yapıyor?

Avatar
mehmet paşa 11 yıl önce

çok üretim olmuş fazlasını ihraç edersiniz

Avatar
ava cava 11 yıl önce

he he siz anca konuşun sizide gördük

Avatar
mustafa can 11 yıl önce

türk eğitim sen i gıpta ile izliyoruz. her derdimizle dertleniyorlar. çamur atmaya çalışmak çok ayıp

Avatar
yaya 11 yıl önce

neden dertleniyorlar acaba?Düşünsenize........