Tunç: Terörün mali kaynaklarını kurutacağız

Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun Tasarısının, ülkemizin terörle mücadelesi açısından çok önemli bir tasarı olduğunu belirten Milletvekili Tunç, “tasarıyla Terörizmin finansmanının suçunu düzenliyoruz. Terörizme finansman sağlayan kişi ve kuruluşların mal varlığının dondurulmasına ilişkin esas ve usulleri belirliyoruz. Bu amaçların dışında tasarıya başka amaçlar atfedilmesi konuyu saptırmaktan ibarettir.” Dedi.

1999 tarihli Birleşmiş Milletler Terörizmin Finansmanının Önlenmesine Dair Sözleşmenin, 27 Eylül 2001 tarihinde ülkemiz tarafından imzalandığını ve 10 Ocak 2002 tarihinde de Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından uygun bulunarak iç hukukumuzun bir parçası hâline geldiğini belirten Milletvekili Tunç, tasarının sözleşmeye uyumu sağlayacağını söyledi.

İnsanlığı tehdit eden terörizmin tüm dünya ülkeleri açısından önemli bir sorun olduğunu belirten Milletvekili Tunç, dünyada da terörizmden en çok etkilenen ülkelerin başında Türkiye’nin geldiğini, O nedenle, Birleşmiş Milletlere üye ülkeler arasında, bu konudan en fazla zarar gören bir ülke olarak konunun uluslararası iş birliği çerçevesinde çözümüne katkıda bulunmamız ve bütün dünyayı bu konuda duyarlı olmaya davet etmemiz gerektiğini söyledi.

Terör örgütlerinin, faaliyetlerini yürütebilmek için büyük miktarda finansmana ihtiyaç duyduklarını belirten Milletvekili Tunç, “Bu finansmanı yasal ve yasal olmayan birçok faaliyet ve yöntemle elde etmeye çalışırlar. Finans kaynakları kesilen bir terör örgütünün uzun süre ayakta kalabilmesi mümkün değildir. Bu nedenle, terörle etkin bir mücadele için teröristlere lojistik destek sağlayan ulusal ve uluslararası mali kaynakların kurutulması gerekir. Bu mali kaynakların kurutulması için Birleşmiş Milletler Terörizmin Finansmanının Önlenmesine Dair Sözleşme taraf devletlere, gerekli önlemleri alma yönünde sorumluluklar yüklemektedir. Sözleşmeye göre, her taraf devlet, terörizmin finansmanı suçlarını, iç hukukunda cezai kovuşturma gerektiren suç kapsamına alacak, bu suçların ağırlığını göz önünde bulundurarak uygun şekilde cezalandırmanın sağlanması için gerekli önlemleri alacaktır.” Dedi.

Birleşmiş Milletler Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Sözleşmesi'nin imzalandığı 99 yılından itibaren AK PARTİ iktidarına kadar, diğer birçok alanda olduğu gibi bu önemli konuda da maalesef atılması gereken adımların atılmadığını belirten Milletvekili Tunç, “2006 yılına kadar mevzuatımızda "terörizmin finansmanı suçu" diye bir suç türü yoktu. Uzun yıllardan bu yana, değişik terör örgütleriyle mücadele eden Türkiye'de terörizmin finansmanı suçu 2006 yılında, Terörle Mücadele Kanunu'muzun 8'inci maddesine eklenmiştir. Bununla da kalınmamıştır, Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesine Dair Kanun'la da Mali Suçları Araştırma Kuruluna terörün finansmanının önlenmesi kapsamında önemli görevler verilmiştir. Yeni Türk Ceza Kanunu'muzda da suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama suçunun yaptırımları mevzuatımıza girmiştir. Görüşmekte olduğumuz tasarıyla da iç hukukumuzun bir parçası hâline gelen ve uymak zorunda olduğumuz bir uluslararası sözleşmenin gereği olarak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyiyle yabancı devletler ve ülkemiz tarafından terörizmin finansmanının önlenmesi amacıyla mal varlıklarının dondurulması yönünde alınan kararların ve bu yöndeki taleplerin yerine getirilmesine ilişkin esaslar belirlenerek terör ve terörizmin finansmanı ile etkin mücadele kapsamında mevzuatımızdaki eksiklikler giderilmektedir.” Dedi.

Terör örgütüyle mücadelede teröristleri etkisiz hâle getirme anlayışının tek başına yeterli olmadığının günümüzde, anlaşıldığını belirten Milletvekili Tunç, “ Bu nedenle, teröre finansman sağlayanlar hakkında gerekli önlemlerin vakit geçirilmeksizin alınması ve uygulamaya konulması gerekir. Terör örgütlerinin dünya çapındaki finansal hareketlerinin önüne geçmek için uluslararası iş birliği şarttır. Bütün dünya ülkeleri bu konuda birlikte hareket etmezse ülkelerin tek başlarına bunu başarmaları mümkün değildir. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin bu konudmaddesi gereğince ülkemiz açısından bağlayıcı olan bu kararların aksine bir düzenleme yapılması da söz konusu olamayacaktır.” Dedi.

Suç gelirlerinin aklanması ve bunlarla mücadele konusunda ulusal hukuk sistemlerinin geliştirilmesi, mevzuatların uluslararası hukukun gerekleriyle uyumlaştırılması ve üye ülkeler arasında bu konularda devamlı bir iş birliğinin temin edilmesi amacıyla kurulan ve görev alanı terörizmin finansmanının engellenmesini de kapsayacak şekilde genişleme kaydeden ve ülkemizin de üyesi olduğu Mali Eylem Görev Gücü tarafından alınan önlemler ve tedbirlerin iç hukuka aktarılması tasarı sayesinde gerçekleştirilmiş olacaktır diyen Milletvekili Tunç, Aksi takdirde ülkemizin şu anda gri listesinde bulunduğumuz Mali Eylem Görev Gücü'nün kara listesine girme tehlikesiyle karşı karşıya geleceğini, Mali Eylem Görev Gücü'nün tavsiye kararlarında ön görülen yaptırımlara muhatap olmamızın kaçınılmaz olacağını söyledi.

Terörizmin finansmanının önlenmesiyle ilgili iç hukuk düzenlemesini gerçekleştirmediğimiz için gri listeye alınan ülkemizin kara listeye alınması durumunda ekonomimizin olumsuz yönde etkileneceğini belirten Milletvekili Tunç, Bu durumda yabancı sermayenin ülkemize olan ilgisinin azalacağını ve var olanının ülke içerisinde kalmasının zorlaşacağını, diğer taraftan da son yıllarda dünya çapında büyük başarılar elde eden Türk şirketlerinin zarar görmesine yol açacağını, O nedenle, tasarının ekonomik etkisini göz ardı edilemeyeceğini söyledi.

Türkiye için, Mali Eylem Görev Gücünün ekonomik yaptırımlarından daha önemli olan, PKK terör örgütünün yurt dışındaki finansal kaynaklarının kesilmesi olduğunu belirten Milletvekili Tunç, “Amerika Birleşik Devletleri, PKK'yı her ne isim altında olursa olsun terör örgütü olarak açıklamıştır. Avrupa Birliği de PKK'nın terörist bir örgüt olduğunu açıklayarak Birleşmiş Milletler Terörizmle Mücadele Kararları doğrultusunda, üye ülkelerde örgütün finansal kaynaklarına el konulmasını kararlaştırmıştır. PKK terör örgütünün yabancı ülkelerdeki mal varlığının dondurulmasını talep edebilmemiz için, öncelikle, Türkiye olarak, bu konudaki mevzuat eksikliğimizi tamamlamamız gerekir. İç hukukumuzu Birleşmiş Milletler Sözleşmesi'ne uygun hâle getirdiğimizde terör örgütlerinin yabancı ülkelerdeki mal varlığının dondurulmasını talep edebilmemiz için ülkemizin eli güçlenecektir. Yabancı ülkelerin teröre mali destek veren kişi ve kuruluşların mal varlığının dondurulması için Türkiye'den talepte bulunması durumunda bizim de karşılıklılık ilkesi gereğince onlardan talepte bulunmamız söz konusu olacak, böylece PKK terör örgütünün yabancı ülkelerdeki finans kaynaklarının kesilmesi sağlanacaktır.” Dedi.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
abd diyebilecek misiniz??? 11 yıl önce

teröre finansman sağlayanları deşifre edin hele bi önce... mesela ilk kim geliyor akla stratejik ortağınız eşbaşşnkanı olmakla övündüğünüz bop un babası abd olabilir mi... delikanlı gibi çıkın söyleyin bakalım pkk nın elinde abd ordusunun silahları roketleri var diye... cesur musunuz o kadar? sanmam... anca tirbünlere van münit der, askerine çuval geçirne komutanı köşkte ağırlarsınız, çocuk katilisiniz der mayın temizleme ihalesini çocuk katili dediklerinize verirsiniz, onlardan gdo lu tohumlar alırsınız... yalansınız hepiniz... imralı ile görüşmek şerefsizlikti de ne oldu şerefe analar ağlamasına döndü... tarih yazıyor kimin şerefli onurlu vatansever olduğunu...