Genel Maden İşcileri Sendikası Genel Sekreteri Ertan Kaya, Bartın Amasra-B Sahası'nın ihalesini alan şirketin geçen 17 yıla rağmen bir kürek dahi kömür üretmediğini belirterek Amasra-B sahasını en kısa sürede TTK'ya devredilmesini istedi.
KAYA; “AMASRA-B SAHASI ACİLEN TTK’YA DEVREDİLMELİDİR”
Kaya, Bartın Amasra-B Taşkömürü Sahası’nın ihalesini alan Hattat Enerji ve Maden A.Ş.’nin (HEMA) aradan geçen 17 yıla rağmen, taahhütlerini yerine getirmediğini ve bir kürek dahi kömür üretmediğini belirterek, “Amasra-B sahası en kısa sürede Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) devredilmelidir. Böylece hem bölge halkının istihdamı sağlanacak hem de atıl vaziyette bırakılan taşkömürü rezervinin üretilerek ülkemiz sanayisine ve ekonomisine kazandırılması mümkün olacaktır” dedi.
Kaya’nın açıklaması şöyle;
“Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra-B Sahasını, TTK’nın uhdesinde kalması kaydıyla, 5 Nisan 2005 tarihinde o günkü adı HEMA A.Ş. olan Hattat Enerji Maden A.Ş.’ye rödevans karşılığı 20 yıl süreyle vermiştir.
İhaleyi alan işletmeci tarafından verilen teklif mektubunda belirtildiği üzere hazırlık dönemi 3 yıl, üretim süresi ise 17 yıldır.
Ancak adı geçen şirket sözleşme gereği taahhüt ettiği hazırlık ve üretim şartlarını yerine getirememiş ve/veya getirmemiş ve 3 Mart 2008’de 17 ay 5 gün süre uzatımı istemiştir.
Şirket bu süre içinde de taahhüdünü yerine getirememiş ve TTK, 30 Ekim 2012 tarihinde 17 ay 21 gün ek süre vermiştir. Şirket taahhütlerini yine yerine getirememiş ve 16 Mart 2012 tarihinde 9 ay 16 gün ek süre almıştır.
Şirkete TTK tarafından verilen toplam ek süre 44 ay 12 gündür.
Şirketin dördüncü kez ilave süre talebi TTK tarafından uygun görülmemiştir.
Şirket, süre uzatımlarının yanı sıra TTK’ya vermesi gereken hazırlık dönemine ait borcunu ödememiştir ve TTK hukuki süreç başlatmıştır.
Dava devam etmiş ve Ankara Bölge Mahkemesi 15’inci Hukuk Dairesi şirkete 22 Ocak 2013 tarihinden başlamak üzere 36 ay ve ilave olarak 40 ay olmak üzere toplam 76 aylık hazırlık süresi uzatımı vermiştir.
Süre sona ermiş ve üretim yılı 21 Mayıs 2019 tarihinde başlamıştır.
Sözleşme tarihinden itibaren 36 ay içinde üretim taahhüdünde bulunan şirket, ihaleye giren diğer şirketlere üstünlük sağlamıştır ancak 178 aylık süre sonunda bir kürek kömür dahi üretmemiş, TTK’ya rödevans borcunu da ödememiştir.
21 Eylül 2017 tarih ve 30187 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan yönetmelikte TTK’nın kendisi tarafından doğrudan işletilen işletme izin alanlarında oluşacak ruhsatların ihale edilemeyeceği açık hükmü yer almasına rağmen TTK ile Hattat Enerji ve Maden A.Ş. arasında 12 Eylül 2019 tarihinde “Amasra-B sahasının ayrı bir ruhsat olarak belirlenmesi ve bu ruhsatın devri ile rödevanslı sahadaki iş ve işlemlerin düzenlenmesine ilişkin protokol” imzalanmıştır.
Yapılan bu protokolle şirket lehine rödevans sözleşmesinde belirtilen koordinatlar değiştirilmiş, TTK’nın doğrudan işlettiği Amasra-A sahası küçültülmüş ve üretim yılları azaltılmıştır.
Protokolde belirtilen şirketin rödevans sınırlarında bulunan 30 milyon tonluk taşkömürü rezervini TTK’ya bıraktığı ifadesi, verilen planlar incelendiğinde doğru değildir. Aksine TTK’nın işlettiği Amasra-A Sahası’nda bulunan 30 milyon ton kömür rezervi Hattat Madencilik Şirketi’ne bırakılmıştır.
Taahhütlere rağmen bugüne kadar bir kürek kömür dahi çıkarılmamıştır.
Tüm uyarılarımıza ve aradan geçen 17 yıl sonunda gelinen nokta hüsrandır.
Amasra-B Sahası’ndan 1 kilo kömür çıkartılmadığı ve yeterli istihdam yaratılamadığı gerçektir.
Taşkömürü fiyatlarının uluslararası piyasalarda yükselmeye devam ettiği, taşkömürü ithalatımızın ise her geçen yıl arttığı bir dönemde şirket, ülke sanayisine ve ekonomisine tek kuruş katkı sağlamamıştır. Aksine atıl bırakılan milyonlarca ton taşkömürü üretilmeyerek 17 yıllık bir sürede kamu büyük zararlara uğratılmıştır.
Hattat Madencilik Amasra İşletmesi’nde binlerce çalışan işten çıkarılmış ve bölge halkı mağdur edilmiştir.
17 yıllık süreç ve mevcut şartlar göz önüne alındığında şirketin Amasra-B sahasından kömür üretmesi mümkün görünmemektedir.
Amasra-B sahası en kısa sürede Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) devredilmelidir.
Böylece hem bölge halkının istihdamı sağlanacak hem de atıl vaziyette bırakılan taşkömürü rezervinin üretilerek ülkemiz sanayisine ve ekonomisine kazandırılması mümkün olacaktır.”