KARABÜK'te, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında tutuklanan dönemin Safranbolu 125'inci Jandarma Eğitim Alay Komutanı İstihkam Kurmay Albay Sedat Arıcan'nın yargılanmasına başlandı.
15 Temmuz darbe girişimi ardından 16 Temmuz'da gözaltına alınıp tutuklanan Arıcan, geniş güvenlik önlemleri altında Karabük Adliyesi'ne getirildi. Arıcan, 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetine karşı silahlı isyanı idare etme', 'TBMM’yi ortadan kaldırmaya veya görev yapmasını engellemeye teşebbüs etme', 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme', 'silahlı terör örgütüne üye olma' suçlarından 3 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 15 yıla kadar hapis talebiyle yargılandığı davada savunmasını yaptı.
Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada Arıcan, darbe girişimi olduğu gün Giresun'daki helikopter kazasında eşini kaybeden yaralı arkadaşı Albay Ünal Bayhan'ı ve çocuklarını Ankara'daki evlerinde ziyarete gittiğini, orduevinde yer ayırttığını söyledi. Arıcan, Ankara'da kafede otururken alçak uçan F-16'ları gördüğünde gösteri uçuşu sanıp cep telefonuna kaydettiğini, olağanüstü bir durum olduğunu telefon görüşmeleri ve internet haberlerinden anlayınca hemen 23.00 sıralarında Karabük'e dönmek için aracıyla yola çıktığını anlattı. Yolda, Karabük'e sıkıyönetim komutanı olarak atandığına dair adının listede yer aldığını öğrendiğini söyleyen Arıcan, şöyle dedi:
"Valimiz Mehmet Aktaş’a saçma sapan mesajlar gelmiş. 'Böyle bir oluşumun içerisinde yer almadım. Devletin, milletin ve senin emrindeyim. Valiliğe doğru yola çıktım' diye söyledim. Valilik makamında sayın valimden başka Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili, İl Emniyet Müdürü Serhat Tezsever, Karabük Üniversitesi Rektörü Refik Polat, İl Jandarma Komutanı vekili Jandarma Yarbay Hasan Bal vardı. Böyle bir darbe girişiminin yanında olmadığımı, kendisinin emrinde olduğumu söyledim. Daha sonra gelişmeleri televizyondan, cep telefonlarımızdan takip ettik. Krizi birlikte yorumladık, yönettik ve bu hain darbeyi yapanlara lanet ettik."
Saat 04.30 sıralarında emniyet müdürü Serhat Tezsever'in, "Ankara’dan talimat geldi, hakkında gözaltı kararı var" dediğini aktaran Arıcan, "Darbeye katılmadığım için sayın vali gözaltı kararına karşı çıktı. Ancak emniyet müdürünün 'Karşı çıkan kim varsa onu da gözaltına alın' talimatı olduğunu belirtmesi üzerine gözaltına alındım. Ortada tarafıma yöneltilecek tek bir suç yoktur. Bu suçları işlemediğim gibi, suç işlenmesine de mani oldum, gereken ne varsa onu yaptım ve hiç kimseye de suç işlenmesi için yardım etmedim. Karabük sıkıyönetim komutanı olarak adımın listede yer alması tamamen bilgim, onayım, iradem dışında, tek taraflı olarak yapılmış bir işlemdir. Aslında beni neden yazdıkları yazanlara sorulmalı. Adımı bu listeye yazanlardan davacı ve şikayetçiyim" dedi.
Arıcan, darbe gecesi telefonuna 'ABD Washington' menşeli sosyal medya üzerinden "Safranbolu'ya vardın mı" mesajının geldiğini mahkemede öğrendiğini savunan Arıcan, mesajı okumadığını, Amerika'da askeri ataşe olarak çalışan bir arkadaşının olduğunu ve mesajın ondan gelmiş olabileceğini iddia etti.
Mahkeme başkanının, "Darbeyi kim yaptı" sorusuna Arıcan, "Darbeyi FETÖ'cü bir çekirdek kadro planladı ve icra etti benim görüşüme göre. Planları da bir çığ oluşturmaktı. 15 Temmuz bir planın parçasıydı. Ordu yıpratıldı. Başarılı da olunsa başarısız da olunsa hedeflerden birisi de orduyu yıpratmaktı" dedi.
Arıcan, gerçeğin ortaya çıkması için Karabük Valisi Mehmet Aktaş, Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili, dönemin İl Emniyet Müdürü Serhat Tezsever, Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Refik Polat, dönemin İl Jandarma Komutanı Vekili Yarbay Hasan Bal’ın tanık olarak dinlenmelerini isteyerek tahliyesini talep etti.
Arıcan'ın savunması ardından duruşmaya ara verildi. Duruşma, tanıkların dinlenmesi ve avukatların savunma yapmasıyla devam edecek.
DHA