CHP Bartın İl Başkanı Selim Karakaş'ın açıklaması:
CHP İl örgütleri olarak 18 Aralıkta ODTÜ de meydana gelen olaylar ve AKP kadın kollarının Yerli Malı Haftası etkinlikleri çerçevesinde Şehit Üsteğmen Aydın Aydoğmuş İlköğretim Okulunda yapmış olduğu etkinlik hakkında görüş ve düşüncelerimizi sizler ve Bartın Kamuoyu ile paylaşmak için buradayız.
CHP İl örgütleri olarak 18 Aralıkta ODTÜ de meydana gelen olaylar ve AKP kadın kollarının Yerli Malı Haftası etkinlikleri çerçevesinde Şehit Üsteğmen Aydın Aydoğmuş İlköğretim Okulunda yapmış olduğu etkinlik hakkında görüş ve düşüncelerimizi sizler ve Bartın Kamuoyu ile paylaşmak için buradayız.
AKP kadın kolları Yerli Malı Haftası etkinlikleri çerçevesinde Aydın Aydoğmuş İlköğretim Okulunu ziyaret ederek Ana Sınıfı öğrencilerine AKP logolu tabaklarda Meyve ikram etmişlerdir. Hepimizin bildiği gibi Kamu kurum ve Kuruluşlarında olduğu gibi Eğitim ve Öğretim Kurumlarında da Siyaset Yapmak YASAKTIR. Ayrıca 657 sayılı Devlet Memurları kanununda Devlet memurlarının hiçbir şekilde siyasi ve ideolojik amaçlı beyanda ve eylemde bulunamayacakları ve bu eylemlere katılmalarının yasak olduğu açık ve net bir şekilde ifade edilmiştir. Buna rağmen AKP kadın kolları siyaseti ilköğretim hatta ANA OKULU seviyesine indirerek AKP logolu tabaklarda öğrencilere meyve ikram etmiş Okul yöneticileri ve öğretmenleri ile çektirdikleri fotoğrafları basında ve sanal ortamda yayınlamışlardır. Bu eylem ve eyleme katılan Devlet memurları açısından 657 sayılı kanunun 7. maddesine göre suç teşkil etmektedir.Konu ile ilgili Bartın Valiliği ve İl Milli Eğitim Müdürlüğünün siyasete alet edilen Okul yöneticileri hakkında bir işlem yapıp yapmadığını merak etmekteyiz.
AKP li yöneticiler İlk ve orta dereceli okulların eğitim ve öğretim yuvası olduğunu unutmuşlar her fırsatta minik öğrenciler üzerinden bile reklam yaparak ilk öğretim seviyesinde eğitimi siyasete alet ederek bütün devlet kurumlarında olduğu gibi ilk öğretim kurumlarını siyasetin yeni alanı olarak belirlemişlerdir. Devlet kurumu olan okullarda bile siyaset yapmayı alışkanlık haline getiren ve hatta ana sınıfı öğrencilerini bile siyasete alet etmekten kaçınmayan AKP zihniyetini ve bu zihniyetteki AKP yöneticilerini şiddetle kınıyoruz. Bu eyleme çanak tutan okul yöneticileri hakkında İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Bartın Valiliğinin nasıl bir işlem yapacağını görmek ve bilmek istiyoruz.
İlimizde bir ilkokulda bunlar yaşanırken ülkemizin başka bir köşesinde ODTÜ kam püsünde ileri demokrasi söylemlerini dilinden düşürmeyen AKP iktidarı ODTÜ öğrencilerine devletin güvenlik güçleri aracılığı ile şiddet uygulatıyor.Öğrencisi ve mezunu olmakla onur duyduğum ODTÜ yıllar sonra polisin orantısız güç kullanması nedeniyle yeni olayların içerisine çekilmiştir. ODTÜ öğrencileri Başbakanın Üniversiteyi ziyareti sırasında yeni YÖK yasa taslağını ve Suriye’ye yapılmak istenen olası müdahale konusundaki endişelerini en üst düzeyde yöneticilere iletmek isterken polis tarafından uygulanan orantısız güç ve şiddet ile engellenmişlerdir.
Üniversitelerin özgürlüğü sadece öğretim elemanlarının ifade özgürlüğünden ibaret değildir.Öğrencilerin düşünce,ifade ve protesto özgürlükleri üniversite ortamlarının ayrılmaz parçasıdır.Son yıllarda öğrenciler üzerinde artan baskılara ve akademik özgürlüklere yapılan müdahalelere susan üniversite yönetimlerinin AKP iktidarına sevimli görünmek amacıyla yapmış oldukları açıklamalar Üniversiteler tarihinde kara leke olarak kalacaktır.Üniversiteler iktidarın hoşuna gidecek projeler üreten,şirketlerin taşeronu gibi çalışan kar hedeflerine odaklanan imalathaneler değildir. Üniversiteler güçlünün karşısına bilgi ,bilim ve özgürlükçü düşünce ile çıkması gereken kurumlardır. Akademik özgürlükler bir bütündür ve üniversiteler hiçbir baskı altında kalmadan toplumu ve iktidarı sorgulamak bunlar hakkında bilimsel ve eleştirel görüşlerini dile getirmek zorundadırlar.
Bugün ODTÜ baskıcı politikaların ana hedefi haline gelmiştir. Bu durumda ODTÜ akademisyenleri ve öğrencileri yayında yer almak bir ODTÜ mezunu olarak benim ve Özgürlüklerden ve demokrasiden yana olan bizlerin vazgeçilmez sorumluluğudur. Basit iktidar hesapları ve ikbal kaygıları ile ODTÜ ne karşı tavır alan üniversite yönetimleri ve bu yönetimleri destekleyenler bu davranışlarının hesabını demokrasi tarihi ve akademik özgürlükler önünde vermek zorunda kalacaklardır.