Yaşlılık ve spor

Bartın Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Endüstrisi Mühendisliği Bölümü Öğrencisi Dövüş Sanatları Antrenörü Rasim Kırveli, yaşlıların sağlık düzeni hakkında bilgiler verdi. Kırveli, "Yaşlılık, ölüm olasılığının arttığı bir yaşam evresidir ve yaşlılığın temel özelliği, iç dengeyi (homeostazis) koruma yeteneğinin bozulmasıdır. Yaşlanma multifaktöryel etkenlerle gelişen bir süreçtir. Sonuçta, organizmada kişiye göre yeri, şekli ve şiddeti farklı, bir çok değişimler görülür. Örneğin, dokuların biyokimyasal bileşiminde ve hücresel düzeyde değişimler olur. Fizyolojik kapasitede ilerleyici azalma, hastalığa karşı duyarlılığın ve etkilenmenin artması, çevresel uyaranlara cevap verme yeteneğinde azalma, istirahat ve bazal parametrelerde değişim, rezerv depoların kaybı sonucu maksimum yanıtlarda küntleşme (körelme), pik seviyelere ulaşmada ve bazal seviyelere geri dönmede gecikmeler olabilir. Yaşlılarda biyolojik ve kronolojik yaş çoğunlukla örtüşmez. Bu nedenle laboratuarda test sonuçları, referans değerlere ek olarak, mutlaka yaşlının kendi baz değerleriyle de kıyaslanmalıdır. Aynı nedenlerden dolayı yaşlılarda sadece yaşına bakarak tedavi uygulamak da doğru değildir. Yaşlılık kavramı kişisel ve toplumsal birçok faktörden etkilenir. Bu durum yaşlılarda biyolojik yaş ölçümü yapma tekniklerinin standardizasyonunundaki güçlükleri ortaya koymaktadır. Ne kadar toplumlara göre sınıflama değişse de bilimsel sınıflama şöyledir (Shephard 1997); Orta Yaşlılık: Bu bölüm kişinin çalışma yaşantısındaki 2. bölümü oluşturur ve 40 ile 65 yaş arasını kapsar. Bu dönemde fonksiyonel kayıplar sıklıkla genç erişkinlik dönemi ile karşılaştırılınca yüzde 10 ile 30 arasındadır. Yaşlılık: 65 ile 75 yaş arasını kapsayan bir dönemdir. Fonksiyonel olarak çok büyük kayıpların gözlenmediği ve beklenmediği bir dönemdir. Hatta bazen genç yaşlılık olarak da anılır. Fiziksel aktivitelerle amaçlanan kas kuvveti, dayanıklılığı, esnekliği, koordinasyonunu geliştirip, kalp ve akciğerlerin kapasitesinde etkili bir gelişim sağlamak, sağlıklı ve enerji dolu bir yaşam biçimini yakalamaktır. İleri yaşlarda sağlıklı bir yaşamın sigortası uygun beslenme ve fiziksel aktivitedir. Bu en azından yaşlanma hızını azaltmak ve kontrol etmek için gereklidir" dedi.

YAŞLILIKTA OLUŞAN DEĞİŞİKLİKLER

Kırveli sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Yaşlılıkta oluşan değişiklikler öncelikle beyin, merkezi sinir sistemi, çevre sinirler ve sonuçta kas sistemi üzerinde etkili olur. Sinir hücrelerindeki kayıplar yanında bir kısım hücresel elementlerdeyse artış gözlenir. 20-96 yaşları arasında beyinin ağırlığı yüzde 7-11 azalır. Beyin zarındaysa 10-12 milyar olarak varsayılan sinir hücre sayısındaysa her gün yaklaşık 100 000'lik bir kayıp söz konusudur ki bu kaybın beynin belli bölgelerinde çok daha yoğun olduğu da ifade edilir. İşte beyin ve sinir hücrelerinde gözlenen bu kayıplar yaşlı kişilerin hareket yetenekleri, uyum ve fonksiyonlarındaki zayıflamaların başlıca sorumlularıdır. Sinir-kas çalışma yeteneğindeki zayıflama, reaksiyon zamanındaki kısalma merkezi sinir sistemindeki değişikliklerin en güzel ölçütlerdir. Ayrıca damar hastalıkları beyin kan dolaşımının azalmasına, sonuçta beynin oksijenlenmesinin azalmasına neden olur. Bu da beyinin fonksiyonlarının azalmasıyla kendini gösterir."

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.