“RECEP TAYYİP ERDOĞAN SEVGİSİNİ MONTAJ SİYASETİ İLE MİLLETİN GÖNLÜNDEN KİMSE SİLEMEZ”

AK Parti Bartın Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu Sözcüsü Yılmaz Tunç, Demokratikleşme Paketi olarak bilinen, Temel Hak ve Hürriyetlerin Geliştirilmesi Amacıyla Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı hakkında AK Parti Grubu adına yaptığı konuşmada,; “Türkiye'nin enerjisini montaj siyasetiyle kimse azaltamayacaktır. AK Parti'nin millete hizmet yolundaki şevkini sahte dinleme kayıtlarıyla kimse kıramayacaktır. Bu milletin gönlünden Recep Tayyip Erdoğan sevgisini kirli oyunlarla kimse silemeyecektir.” dedi.

Milletvekili Tunç, temel hak ve hürriyetlerin geliştirilmesi açısından çok önemli reformlar içeren demokratikleşme paketinin ülkemiz ve milletimiz için hayırlı uğurlu olmasını dileyerek başladığı konuşmasında, AK Parti’nin, 2001 yılında daha kurulurken programının adını Demokratikleşme ve Kalkınma Programı olarak koyduğunu, iktidara geldiğinde ülkemizin demokrasi çıtasını yükselteceğini ve kalkınmışlık seviyesini artıracağını taahhüt ettiğini, iktidara geldiği 2002 yılından bu yana on iki yıllık süre içerisinde de milletimize vadettiği bu iki ana başlık üzerinde büyük reformlara imza attığını söyledi.

Büyük kalkınma hamlesi bakımından tarihimize altın harflerle geçen bu on iki yıllık dönemin, demokrasimizin sağlam bir zemine oturtulması, her kesimden insanın temel hak ve özgürlüklerden en geniş şekilde yararlanması açısından önemli adımların atılmasına sahne olduğunu belirten Milletvekili Tunç; “atılan bu demokratikleşme adımları, devlet ile toplum arasındaki mesafeyi kısaltmış, milletimizin devletine güvenini pekiştirmiştir. Daha önceki süreçte, güvenlikçi bakış açısı ve vesayet kurumları nedeniyle, hak ve özgürlükler başta olmak üzere talepleri duymazdan gelinen halkımızın sesine kulak verilmiş, güvenlik ve özgürlük arasında bir denge yakalanmış, aralarında hiçbir ayrıma gidilmeksizin insanlarımızın meşru taleplerinin en geniş şekilde karşılanmasına çaba harcanmıştır.” Dedi.

Ülkemizde tüm vatandaşlarımızı eşit ve özgür gören bir anlayışla çalıştık

Milletvekili Tunç konuşmasında; “AK PARTİ hükûmetleri tarafından bu süreçte atılan adımlar, geleceğin büyük ve güçlü Türkiye'sine ulaşılması noktasında tarihî bir dönemeçten geçildiğine işaret etmektedir. Etnik, kültürel, dinî ve siyasal farklılıklarına bakmaksınız tüm vatandaşlarımıza eşit mesafede duran ve hepsini ülkemizin eşit ve özgür vatandaşları olarak gören bir anlayışla, demokratikleşme alanında düzenlemeler yapılmış ve geçmişin yaralarının sarılmasına da büyük önem verilmiştir. İnsan odaklı yönetim anlayışının esas alındığı bu demokratikleşme hareketinde, her türlü vesayetin tasfiye edilmesi ve yerine millet iradesinin egemen olduğu bir sistemin tesis edilmesi hedeflenmiştir. Bu hedef doğrultusunda atılan adımlarla vatandaşlarımızın temel hak ve özgürlüklerden evrensel standartlarda yararlanmasının önü açılmıştır.” Dedi.

Demokratikleşme adımlarına hız kesmeden devam eden bir Türkiye var

Bugün görüşmekte olduğumuz tasarı da bize gösteriyor ki demokratikleşmeye hız kesmeden devam eden bir Türkiye var diyen Milletvekili Tunç; “Sayın Başbakanımızın ekim ayında açıkladığı, önemli bir kısmı idari düzlemelerle hayata geçirilen demokratikleşme paketinin yasal düzenlemelerle hayata geçirilecek olan bölümünü de bugün gerçekleştiriyoruz. Bu tasarıyla, temel insan haklarından olan ifade özgürlüğüyle seçme ve seçilme hakkı, toplantı ve gösteri yürüyüşü haklarının kullanımının genişletilmesi ve kişinin sahip olduğu özelliğinden dolayı ayrımcılığa uğramaması için kanunlarımızda önemli değişiklikler yapılıyor.

Görüşmekte olduğumuz tasarıyla, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının kullanılmasında zaman aralığı genişletilmekte, seçim propagandalarında farklı dil ve lehçelerin kullanılabilmesine imkân sağlanmakta, beldelerde teşkilat zorunluluğu kaldırılmakta, siyasi partilerin eş başkan seçebilmeleri sağlanmakta ve siyasi partilerimizin devlet yardımından yararlanabilmesi için yüzde 7'lik olan oy oranı, yüzde 3'e indirilmektedir.

Farklı dil ve lehçelerde özel okulların açılması, eğitim ve öğretim hakkını engelleyenlere, kişi hangi inanca sahip olursa olsun, -ki biraz önceki konuşmacı "Buna Aleviler dâhil değil." dedi; buna Aleviler de dâhil- kişinin o inancının gereğini yapmasını engelleyenlere hapis cezası getirilmesi, kişilerin yaşam tarzına müdahale edenlere cezai yaptırımlar getiren düzenlemelerin yasalaşması ülkemizde insan haklarının gelişmesinde önemli yer tutacaktır.

Diğer yandan, nefret suçu, günümüzde mücadele edilmesi gereken en önemli olgulardan biri olarak uluslararası gündemde yerini almıştır. Nefret suçlarında hedef, mağdurdan öte, mağdurun üyesi olduğu sosyal gruptur. Fail için ise, ön yargı, açık veya örtülü şekilde suçun işlenme motivasyonunu oluşturmaktadır. Ayrımcılık temelli olması nedeniyle, nefret suçu, fail ve mağdur ile birlikte tüm toplumu yakından etkilemektedir. Bu kapsamda, Türk Ceza Kanunu'nda ayrımcılık suçuyla birlikte nefret suçu da getirilerek Türk ceza adalet sistemine daha uygun olacak şekilde, ayrımcılık suçunun nefrete dayalı ayrımcılık olduğuna vurgu yapılmıştır.” Dedi.

Demokratikleşme Adımlarına Muhalefet Hep Karşı çıktı, Hiç Destek olmadı

Tasarının hayata geçmesiyle birlikte, ülkemiz, insan hak ve özgürlüklerinin iyileştirilmesi yolunda önemli bir mesafe daha katedilmiş olacaktır diyen Milletvekili Tunç; “bu gün görüşmekte olduğumuz ve bundan önceki paketlerle de hayata geçirdiğimiz her biri sessiz devrim niteliğinde olan bu önemli reformları gönül isterdi ki muhalefet partileriyle birlikte oylayarak oy birliğiyle geçirseydik ama bu mümkün olmuyor, bu nasip olmadı. Keşke, özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasına hep birlikte burada el kaldırabilseydik. Uzun tutukluluk sürelerinin indirilmesinde hepimizin oyu olsaydı kötü olmazdı. Tutuklu vekillerin, bireysel başvuru hakkını kullanarak serbest kaldığı Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru düzenlemesini birlikte gerçekleştirseydik daha güzel olmaz mıydı? Kişinin en doğal hakkı olan ana dilde savunmaya hepimizin "evet" demesi daha şık olmaz mıydı? Terörün bitirilmesi için başlatılan çözüm sürecine hepimiz destek verseydik, ülkemiz ve milletimiz için daha hayırlı bir iş yapmış olmaz mıydık?” şeklinde konuştu.

AK Parti milletten aldığı büyük destekle bu reformları gerçekleştirdi

Demokrasi tarihimiz boyunca sürekli sorun olarak önümüzde duran, gerçekleşmesi için güçlü bir iradeyi bekleyen bu büyük reformları hayata geçirirken yanımızda destekçi olarak yalnızca milletimizi bulduk diyen Milletvekili Tunç; “Gerek demokratikleşme reformlarının hayata geçirilmesinde gerekse büyük kalkınma hamlesinde dünyaya meydan okuyan projelerin bir bir uygulanmasında, on iki yıllık süreçte güllük gülistanlık bir yolda da ilerlemedik. Bu süreçte, eski Türkiye özlemiyle yanıp tutuşan, vesayet anlayışının devamını isteyen güç odaklarınca hep engellenmeye çalışıldık. AK PARTİ olarak bu reformları, bu büyük başarıyı, ülkemizi 4 kat büyüten ekonomik kalkınma hamlesini, milletimizin refahını artırma mücadelesini hep engelli koşuyla yaptık. Bu engelli koşuda muhalefet partilerinin rolü de hep engel olmak yerine yapıcı bir muhalefet şeklinde olsaydı, bundan muhalefet de kazançlı çıkardı, milletimiz ve ülkemiz de daha fazla kazanç sağlardı.” Dedi.

Kirli oyunlarla, bu ülkenin önünü kimse kesemeyecek

Milletvekili Tunç; “On iki yıllık süreçte biraz önce saydığım devrim niteliğindeki reformların gerçekleşmesinden rahatsız olanlar, ülkemiz insanının müreffeh bir hayat sürmesini istemeyenler darbe girişimleriyle, 27 Nisan bildirileriyle, 367 krizleriyle, kapatma davalarıyla bu demokrasi mücadelesinin önünü kesmeye çalışanlar her zaman milletimize mahcup olmaya devam edeceklerdir, ülkemizin hızını kesemeyeceklerdir. Türkiye'nin enerjisini montaj siyasetiyle kimse azaltamayacaktır. AK Parti'nin millete hizmet yolundaki şevkini sahte dinleme kayıtlarıyla kimse kıramayacaktır. Bu milletin gönlünden Recep Tayyip Erdoğan sevgisini kirli oyunlarla kimse silemeyecektir.” Dedi.

30 Martta Milletimiz yeni Türkiye yolunu tıkamak isteyenleri elinin tersiyle bir kenara itecektir

Milletvekili Tunç konuşmasında; “İşte, seçime gidiyoruz, fazla da telaşa gerek yok. 30 Mart çok yakın. 1 Nisanda da hemen hepimiz buradayız, Meclis tekrar açılacak ve yine yüz yüze geleceğiz, hep konuştuklarımızı hatırlayacağız. O nedenle buradaki konuşmalarımızda da gerçekçi olmak durumundayız. 30 Martta milletimiz, bundan önceki 5 seçim ve 2 referandumda olduğu gibi, bu kez daha yüksek bir sesle iftira siyasetine, karalama siyasetine, vesayetçi anlayışa "Hayır." diyecek ve yeni Türkiye yolunu tıkamak isteyenleri elinin tersiyle bir kenara itip yoluna devam edecektir.” Dedi.