Bartın'da 15 Temmuz Milli Birlik Günü Etkinlikleri

Bartın'da 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla törenler düzenlendi.

İlgili Foto Galeriye Git

Bartın Belediye Başkanı Cemal Akın, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü etkinlikleri kapmasında düzenlenen programlara katıldı.

İlk olarak Şehitlik ziyareti programına katılan Başkan Cemal Akın, Bartın Valisi Sinan Güner ve protokol üyeleri ile şehit mezarlarına karanfil bırakıp dualar etti.

Akın daha sonra ise Kültür Merkezinde düzenlenen “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü paneline katıldı. Bartın Valiliği ve Bartın Üniversitesi koordinesinde düzenlenen panelin moderatörlüğünü yaparken Dr. Öğretim Üyesi Ömer Baykal, Prof Dr. Kudret Bülbül ve 15 Temmuz Gazisi Sabri Gündüz ise konuşmacı olarak katıldı.

Panelin sonunda Bartın Belediye Başkanı Cemal Akın, panelin moderatörlüğünü yaparken Dr. Öğretim Üyesi Ömer Baykal’a hediyesini takdim etti.

15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü etkinleri Bartın Valilik Binasında önünde başlayan ve Cumhuriyet Meydanı’nda sona eren araç konvoyu ile devam etti.

Cumhuriyet Meydanı’nda ki etkinler ise Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın söylemesi ile başladı. Etkinlikler kapsamında çeşitli gösteri ve dinletiler olurken programda resim, şiir ve video yarışmalarında dereceye giren yarışmacılara ödülleri takdim edildi.

Resim Yarışmasında 3. olan Ertuğrul Gazi Orta Okulu öğrencisi Sedef Kalafat, Şiir Yarışması 3.’sü Nene Hatun Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencisi Edanur Özdemir ve yetişkinler video kategorisinde 3. olan Muhammet Yusuf Gökçen ödülünü Bartın Belediye Başkanı Cemal Akın’dan aldı.

Akın, “Türk, gücün, dirayetin, umudun, zaferin adıdır”

Programda konuşma yapan Başkan Cemal Akın, “ Peyami Safa der ki: ‘İnsan saatlerce derdini anlatsa, bunun etkisi bir haykırış, bir çığlık kadar olamaz.' 15 Temmuz Türkiye'nin çığlığıdır. 15 Temmuz, karanlık bir planın; istismar ve takiyye fanusuna saklanmış hain bir terör örgütünün Türkiye'yi yıkma teşebbüsü ve tertibidir. Tarihsel bir hesaplaşma, tarifsiz bir hıyanettir. 15 Temmuz gecesi, Askeri kamuflaj içine saklanmış dar bir kadro, bir avuç yılan milletimize ateş saçmış; milli kurum ve kuruluşlara acımasızca saldırmıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisimiz defalarca bombalanmış, kurşun yağmuruna tutulmuştur. Tarih sayfalarını karıştırdığımızda örneğine neredeyse hiç rastlanmayacak alçaklıklar, akla hayale sığmayan şiddet dolu sahneler, meşum ve melun 15 Temmuz gecesinde yaşanmıştır. 15 Temmuz 2016 gecesi uzun asırlar boyunca milli hafızalardan çıkmayacak vahim hadiselere, vandal saldırılara, vahşet dolu teşebbüs ve tertiplere sahne olmuştur. Tam dört yıl önce, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin içine sirayet etmiş ipotek ve icazet altındaki dar bir kadro devleti işgal, iç barış ve huzur ortamını imha etmek için harekete geçmiştir. 15 Temmuz'da felaketimiz projelendirildi, 15 Temmuz'da son nefesi vermemiz gözlendi.

FETÖ Terör Örgütü, milletimizin helali olan savaş uçaklarıyla saldırdı. Helikopterler tepemizde uçuştu, bombalar, kurşunlar üzerimize yağdı. 15 Mayıs 1919'da İzmir işgal edilmişti. İstanbul, 16 Mart 1920'de işgale uğramıştı. Biliniz ki, 15 Temmuz yeni bir istila denemesi, yeni bir kıyım ve yıkım hamlesiydi. Mondros'ta çerçevesi çizilip Sevr'de dayatılan imha planları 15 Temmuz'da yeniden gün yüzüne çıkarıldı. 105 yıl önce Çanakkale kıyılarına gelip üzerimize ateş saçanlar, aynı karanlık yolun yolcusudur. Bunlar Müslüman Türk'ün canıyla beslenen, hayat ve varlık haklarını çiğnemekle görevlendirilen yaratılmışların en aşağısı, en alçağıdır. Son on yıldır hem içerden, hem de dışardan siyasi, ekonomik ve diplomatik dayatmalar kanalıyla ağır operasyonlara uğrayan ülkemizin 15 Temmuz’da iç kargaşa ve kaosa düşmesi, hatta bölünerek devrilmesi amaçlanmıştır. Zorlu bir coğrafyada yaşadığımız malum ve mazbut bir gerçektir.

Yusuf Has Hacip bize öğüt verir: ‘Düşmanın varsa boş bulunma, düşmana düşman ol, düzgün ol düzgün insana.” Nitekim Türk'e düşmana düşmanız. Geçmişten tevarüs edilen husumet ve huzursuzlukların bugünkü zaman diliminde farklı yol ve yöntemlerle tedavülde bulunması devamlı surette tetikte ve teyakkuz halinde olmamızı gerektirmektedir. Fetihlerimizin intikamını, zaferlerimizin rövanşını almak için kuyruğa giren Türk düşmanlarının hiç boş durmadığı, ya doğrudan ya da devşirdikleri hainlerle rehavetimizi kollayıp müsait bir ortam yokladıkları bilinen bir husustur. Çağlar değişip tarih nehri hızla aksa da karanlık senaryoların hep aynı, değişenin ise sadece zulüm figüranları olduğu bellidir, milli bellekte bütünüyle mahfuzdur. Gelişmelere tarih şuuruyla bakıldığında her meseleyi kolaylıkla tasnif ve tefrik etmek elbette mümkün ve mutlaktır. Ama unuttukları, ihmal ettikleri Türk milletinin asaleti ve gücüdür. Türklüğe kefen biçen eli ve emeli kanlı güçlerin tezgâh ve oyunları defalarca bozulmuş, buruşturulmuş ve musallat olan bela def edilmiştir. Vatan sahipsiz değildir, millet yetim değildir, devlet öksüz değildir. Tarih boyunca yurduna alçakları uğratmamak uğruna göğüslerini siper eden Türk Milleti, 15 Temmuz’da da tankın önüne dikildi, mütecaviz ve melun girişime “dur” dedi.

15 Temmuz akşamı bu hain kalkışmaya, bu alçak tabloya suskun kalmayarak; Demokrasinin namusunu, Cumhuriyetin şeref ve kazanımlarını koruyan, tankların önüne yatan, kurşunların üzerine kahramanca yürüyen, ateşe, kine, nifaka kafa tutan, ihanetçilere bu aziz vatanı dar eden Türk Milledir. Darbecilerin gasp ettiği tanklar altında ezilseler de teslim olmayan, korsan savaş uçaklarının sortileri ve sonik patlamalarına boyun eğmeyen, helikopterlerden açılan ateşlere hedef olsa da korkmayan, meydanlarda, yollarda, köprülerde direne direne devleşen aziz millet evlatlarıyla ne kadar övünsek azdır. 15 Temmuz’da ihanet imanı yenememiştir. 15 Temmuz’da batıl Hakk’ı alt edememiştir. Milli birlik ve dayanışma ruhu “şerefsiz akını” yerle bir etmiştir. Türk milleti vatanında Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı’ndan sonra ilk kez namus ve haysiyet müdafaası yapmıştır. O gece okunan selalar Türk milletinin istiklal sancağının manevi ve maşeri temsili olmuştur. Bizim ne kaybedecek vatanımız, ne bölünecek milletimiz, ne de yıkılacak bir devletimiz vardır. Milletin kaderi, devletle bir ve aynıdır.

Ecdadımızın zamanlar üstü çağrısı da bu ilkesel kararlılığa dayanmaktadır. Üç tarafı denizlerle, dört tarafı düşmanca hedeflerle çevrilmiş Türkiye’nin; milli birlik ve kardeşlik bağlarını güçlendirmekten, sanal anlaşmazlıkları zayıflatmaktan, tehlikeli kutuplaşmaları bertaraf etmekten başka seçeneği yoktur. Çare milli kucaklaşmanın her zemine taşınması ve bunun tecellisidir. Ankara Gölbaşı Özel Hareket Daire Başkanlığı'na, F-16 uçaklarıyla saldırıp Bartınlı kardeşimiz Mustafa Yaman ile birlikte 51 evladımızı şehit eden hainler, onların destekçileri, yardım ve yataklık yapan işbirlikçileri asla Türk milletini pes ettiremezler, sırtını yere getiremezler. Türk milleti, küresel mahfillerde yazılan senaryoların farkındadır. Dost görünümlü düşmanları, Müslüman kisveli müşrikleri, ağlaya sızlaya merhamet istismarı yapıp sonra da terörizmin sofrasına hizmetkârlık yapan takiye ustası hainleri tanımaktadır. Bu vatan üç beş teröristin keyif ve sözde vaazlarıyla düşmeyecektir. Zira bu vatan, toprağın kara bağrında sıradağlar gibi duranlarındır. Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Ve üzerinde yaşadığımız topraklar vatandır, nitekim tertemiz şehit kanıyla yoğrulmuş, karılmış ve karışmıştır.

FETÖ ve ihanet yoldaşı PKK, IŞİD, PYD ve YPG’nin şehit ettiği tüm kardeşlerimize Cenabı Allah’tan rahmet diliyorum. 15 Temmuz kalkışmasında şehit olan kahraman Ömer Halisdemir ile birlikte 251 vatan evladına, 2 bin 193 kahraman gazimize minnet ve şükranlarımı sunuyorum. Allah hepsinden razı olsun. Bir kez daha bu meydandan haykırıyoruz. Tarih Türkler ile başlar, Türkler tarih yazar. Töreye yani devletine ve devlet hukukuna bağlı olan anlamına gelen Türk, gücün, dirayetin, umudun, zaferin de adıdır. NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE.” dedi.

Anahtar Kelimeler:
15 TemmuzSabri Gündüz
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.