Ahlaksız toplumun temelleri atılıyor!
Türk Eğitim-Sen Bartın Şube Başkanı Sezai HANGİŞİ, bu tür dizilerle ahlaksız toplumun temellerinin atıldığını belirterek, “Kendi toplumumuza kendimiz silah çekiyoruz” dedi. Hangişi, “Televizyonlarda çoluk çocuk herkesin ayakta olduğu saatlerde yayınlanan dizilerin bizim geleneksel toplum ahlakımıza uygun olması lazım. Toplumu rahatsız ediyorsa, özellikle de küçük çocuklar üzerinde olumsuz tesirler yapıyorsa bunları yayınlamak doğru değil. Bu dizilerin genel izleyici içerisinde verilmesi hiç bir şekilde kabul edilemez” diye konuştu.
Toplum bunalıma sürükleniyor
Reyting bahanesine sığınılarak dizilere katılan cinsel sos (!) çocukları da hedef alıyor. Çocukların psikolojisi bozuluyor, bilinçaltı zararlı unsurlarla dolduruluyor. Dizilerin ’genel izleyici’ amblemi altında ve çocukların uyumadığı saatlerde yayınına izin veren RTÜK’ün bu konuda tedbir alması gerekir.
Nasıl ‘genel izleyici’ olur!
Bu tür yayınlara RTÜK’ün gerekli dikkati göstermediğinin de ortaya çıktığını belirten Hangişi, “Bunların genel izleyici kitlesi amblemi altında yayınlanıp, küçük yaşta çocukların da bunları izlemesi doğru değil. Bu tür şeyler özellikle küçük çocukların psikolojilerini alt üst ediyor. Bizim çocukların psikolojilerini alt üst etmemiz hiç bir şekilde kabul edilebilecek bir şey değil. Yani bu şu demektir. Kendi toplumumuza silahı kendimiz çekiyoruz. Bu hususlara dikkat edilip, bunların kesinlikle genel izleyici adı altında verilmemesi gerekiyor” uyarısında bulundu. Hangişi, “Bunları küçük çocuklara izlettirmenin bir anlamı yok. Bu konulara dikkat edilmesi gerekir. Diziler bizim kültür normlarımıza da uygun olmalı. Dallasvari yerli filmleri izlettirmenin bir anlamı yok. Bizim kültür genlerimizi, onların izlerini taşıyan yerli diziler yapılması gerekir. Özellikle televizyonlar ve bu işle uğraşanların bu işe dikkat etmesi zorunluluktur. Çünkü bu toplum büyük bir bunalıma girerse kendileri de bundan ciddi anlamda etkilenecektir” dedi. Hangişi, şöyle konuştu: “Toplumu bunalıma sürüklemenin, çalkantı içine sokmanın bir anlamı yok. Özellikle ahlaki değerlerimiz ve milli kültür değerlerimize dikkat edilmesi gerekiyor. Dizilerde de bu değerlerimiz ön plana taşınmalı. Yani adam ahlaksızlık yaptıysa onu meşrulaştıracak bir yayın politikası doğru değildir. Bunlar aynı zamanda bizim kanunlarımıza göre de suçtur. Ama bunlara kimse bakmıyor, ilgilenmiyor. RTÜK’ün, bir an evvel bu işe el atması gerekir. Seyirci çekmek amacıyla bu dizileri yapıp, yayınlayanları da uyarıyorum. Kendi çocuklarının da bunlardan olumsuz etkileneceğini bilsinler. Çocuklarımızın bu olumsuz etkilenmesi sonucu toplum huzursuz olacaktır. Toplumdaki ahlaki değerler tamamen zayıflamaya başlayacak ve daha sonra da ahlaksız bir toplum haline gelecek. Bu ahlaksız toplum da aynı sıkıntıları kendileri de çekecek. Bu hususlara toplumun geleceği açısından herkesin azami bir şekilde dikkat etmesi gerekiyor.”
Tarih çarpıtılmamalı
Hangişi, tarihi içerikli bazı dizi ve filmlerin aslında gerçekten tarihi bir film olmadıklarının da uyarısını yaptı. Bunların toplum tarafından tarihi film olarak izlendiğine dikkat çekerek, “Bizim kültürümüzde, ahlakımızda olmayan şeyler bu filmlerde yansıtılıyor. Eğer, tarihi bir dizi veya filmse gereçeklerle uyum sağlaması gerekir. Seyircinin ilgisini çekmek için olmayan şeyler katılarak tarihimizi çarpıtmanın getireceği zararlar toplumun geleceği için çok büyük olur” dedi.
Kötü örnek beyne kazınıyor
Türkiye’de, kadına şiddet, taciz ve tecavüz gibi sorunları bitirmeye uğraşırken, bu unsurları son günlerde televizyon dizilerinin senaryolarına dâhil edilmeye başlandığını belirten Hangişi, şöyle devam etti: “Dizilerde işlenen ve evlerin içerisine kadar girebilen cinsel objelerin, şiddetin, gelenek göreneklere uygun olmayan mekan seçimlerinin bireylerin bilinç altında kaldığı da gözden uzak tutulmaması gerekir. Aile değerlerine saldırı olduğu kaygısı olan dizilerdeki rol modellere insanlar, bu modeldeki ahlak dışı sahneleri ilk izlediğinde tepki gösterebilir; ama üçüncü kez seyrettiğinde o tepki ortadan kalkar, normal ve kanıksatıcı bir olaya dönüşür.”
Bilinçaltına işliyor
Hangişi, yayınlanan dizilerin kişilik bozukluklarına yol açabildiği gibi, televizyon, küçük yaşlardan itibaren izlendiği için çeşitli zihinsel ve psikolojik tahribatlara sebep olduğunun da bilinmesi gerektiğinin altını çizerek, “Dizilerin görsel ve bedensel bir dile sahip olması nedeniyle soyut bir kavramı somutlanamayan düşünce yetersizliğine yol açtığı gibi, örnek alınan kimlik ve davranış modelleri de kişilik bölünmelerine ve çatışmalara neden olmakta ve dizilerde anlatılan olay ve canlandırılan karakterler çocukların bilinçaltına işlemekte ve iz bırakmaktadır. Çocuklar bu karakterlere benzemeye çalışarak, sağlıklı olmayan davranışı ve rol modeli normal gibi algılıyor. Çocuklarımızın geleceğini, ruh ve beden sağlığını nasıl tehlikeye attığımızı unutmamak gerekir” diye konuştu.