MHP, düşük maaşlı emeklilere her yıl bir maaş tutarında “Kışa hazırlık ikramiyesi’’ verecek. Yoksul ailelere de, temel ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri amacıyla ‘’Hilal-Kart’’ dağıtacak…
MHP, SEÇİM BEYANNAMESİNİ AÇIKLADI
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Bartın mitingindeki yaptığı konuşmaya Genel Başkan Bahçeli’den yanıt gecikmedi. MHP’li Bahçeli, “Bartın’da şahsıma hitaben diyor ki, “Orhun anıtlarından bahseder. Ama Orhun anıtlarının yolunu kim yapar. Onlar konuşur, milliyetçilikten bahseder. Davutoğlu diyor ki, biz konuşuyor onlar yapıyormuş. Doğrudur, hakkı vardır. Biz hırsızlığın kötülüğünü konuşuyoruz, onlar yapıyorlar. Biz rezillikleri konuşuyoruz, onlar tatbik ediyorlar. Biz ihaneti konuşuyoruz, onlar rekor kırıyorlar. Biz teröre teslimiyeti konuşuyoruz, onlar uyguluyorlar. Biz rüşveti, hukuksuzluğu, kanunsuzluğu konuşuyoruz, onlar ince ince ayrıntısına kadar icra ediyorlar. Biz şu anda konuşurken bile emin olun onlar yapacağını yapmakta, götüreceğini götürmektedirler” dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli MHP’nin seçim beyannamesini ve adaylarını tanıttı. Başkent Ankara’daki Arena Spor Salonu'nun da gerçekleştirilen programa, Bartın Belediye Başkanı Cemal AKIN, MHP Bartın Milletvekili Adayı Sezai BİLGİN, MHP 2.sıra Adayı Orhan ÖLÇEK, MHP Bartın İl Başkanı Tuncay MADEN, MHP Bartın Merkez İlçe Başkanı Murat DEMİR ile çok sayıda partili katıldı. Beyanname Balgat’ta “Kozmik” bir büroda hazırlandı. Beyannameyi hazırlayan özel ekipte Merkez Bankası eski Başkanı Durmuş Yılmaz da yer aldı. Bahçeli konuşmasında, "Davutoğlu diyor ki, biz konuşuyor onlar yapıyormuş. Doğrudur, hakkı vardır. Biz hırsızlığın kötülüğünü konuşuyoruz onlar yapıyorlar" dedi. Ankara Arena Spor Salonu’nda binlerce partiliye hitap eden Bahçeli’nin konuşmasında şu ifadeler yer aldı; MHP toplumsal onarım iddiasıyla huzurlu gelecek milli ahlaklı ve adaletli yönetim vaadiyle milletimizin huzurundadır. Biz bu aziz vatanı ağırlıklarından kurtarmaya talibiz. Biz bu güzel ülkeyi arsızın, kansızın, hırsızın, uğursuzun elinden kurtarmaya yeminliyiz. Biz bu necip milleti sorunların arındırmaya dertlerinden çekip çıkarmaya azimliyiz. 46 yıllık kutlu ve şerefli mücadelemizi hep bir adım öteye hep daha iyisine taşımak için mücadele verdik, veriyoruz.”
"AKP 2023 Vizyonumuzu Çaldı"
Amacımız Türkiye’nin birliğini ve beraberliğini sağlamak esaslara bağlayarak dünyada hakettiği gelişmişlik ve kalkınmışlık seviyelerine çıkarmaktır. Arayışımız Türk milletini çağa yön verecek, bölgesel kompozisyonu derinden etkileyecek yüksek bir mevkiiye ulaştırmaktır. Soygunda ustalaşmış AKP’nin aşırdığı 2023 vizyonumuzun temelinde bunlar yatmaktadır. Bizim dışımızdaki iddia sahibi tüm partiler eteğindeki taşı dökmüştür. Hepsi birbirinden pek farkı olmayan, birbirini aratmayan söz ve vaatlerini ardı arkasına paylaşmıştır. MHP siyasi taktik ve teferruatlı planlama gereğince beyannamesini en sona bırakmayı tercih etmiştir. Bunu yaparken iki hususu hesaba kattık. İlk olarak geçmiş yıllarda açıkladığımız hedef ve izleyeceğimiz politikalarımız özellikle siyasi kapkaççı AKP tarafından yüzsüzce çalınmıştır. Çünkü bunların işi gücü yürütmektir. Çünkü bunların uzmanlığı emek yağmacılığıdır. Türkiye için söyleyecek sözü kalmamış AKP, bizi kopya etmenin hevesindedir. AKP’nin nefesi çoktan tükenmiş, siyaseti iflas etmiştir.
“Arada Kaynamamasına Azami Dikkat Ettik”
İkinci olarak beyannameler açıklama sırasına girmişken, teklif tespit ve gelecekle ilgili düşüncelerimizi karambole gitmemesine, arada kaynamamasına azami dikkat ettik. Kimin neyi nasıl ve hangi arka plana dayanarak söyleyeceğini sabırla bekledik. Acele etmedik, telaş yapmadık. Pişmiş aşa su katmadık. Daha önceki beyannamelerimizle geçmişteki söz ve önerilerimizle tutarlılığı bozmadan çizgimizi muhafaza ettik. MHP, yalnızca yapacaklarının sözünü veren dürüst bir millet eseridir. Sözümüz namus, ülkülerimiz varoluşumuzun ana çatısıdır. MHP, hiçbir zaman ipe un sermemiş, suya yazı yazmamış, hayal tacirliği yapmamıştır. Neysek oyuz. Ne dediysek onun yanında arkasında ve izindeyiz. Biz sözlerini unutan geçmişini gömlek gibi değiştiren ilkesizlere hiç benzemedik. Biz sabah söylediğini akşam olmadan yalanlayan karakterini ve kabiliyetini alavere dalavere üzerine bina eden ikiyüzlülerden hiç olmadık. Geçmişimiz her şeyin canlı şahididir. Vatan ve millete adanmış ülkücü ömürler, tertemiz bir maziden, bedelini de peşinen ödeyerek bugünlere gelmiştir. Sevdamız hep millet oldu. Sevincimiz üzüntümüz milletle bir oldu. Kalbimiz tıpkı bugünkü gibi her zaman Türkiye için attı. Türklüğün asırlara meydan okuyan kudret ve bereketinden kana kana içtik.
“3 Mayıs’ta Paylaşmamızın Bir Anlamı Var”
Geçmişteki kutlu mücadeleler önümüzü aydınlattı. Çekilen çile katlanılan zahmet, verilen şehitler bir yandan içimizi burkarken diğer yandan şuurumuza şuur kattı. Biliniz ki seçim beyannamemizi 3 Mayıs’ta milletimizle paylaşıyor olmamızın kendi içinde anlamlı, tutarlı ve tarihi biz zemini vardır. Bugün boşuna seçilmemiştir. Tam 71 yıl önce 3 Mayıs 1944’te Türk milliyetçileri geçtiğimiz yüz yıla damga vurmuşlardır. Kahramanlar, samimiyet inanç irfan ve fedakarlık imtihanından hiç ödün vermeden alınlarının akıyla çıkmışlardır. 1944 yılında İstanbul bir numaralı sıkı yönetim mahkemesinde görülen utan davası Türk milliyetçiliğinde dönüm noktasıdır. Dar kafalar, onca şerefli ismi işkencelere tabii tutmuşlardı. 3 Mayıs’ın simgeleri, vatan hainliğiyle suçlanmıştı. Tahta kuru, bit ve sivrisinekten geçilmeyen tavanı basık penceresi olmayan hücrelere atılmışlardı. Bir insanın içinde ancak ayakta durabilecek kadar alanı bulunan, oturmanın, sağa sola dönmenin mümkün olmadığı tabutluklarda Türk milliyetçileri eziyet görmüşlerdi. Savcı Kazım Aloç ve emir aldığı çevreler, akıllara durgunluk veren yöntemlerle Türklüğün gururunu, milliyetçileri susturmakla uğraşmışlardır. Umuyorlardı ki milliyetçiliğin toplumsallaşması önlenecekti. Turancılığı baskı altına almayı kendilerine amaç tayin etmişlerdi. Zalimler kindarlar adalete kast edenlere aynen bugünkü gibi Türk milliyetçiliğiyle hesaplaşıyorlardı. Fakat dün başaramadılar, bugün de yapamayacaklardır. 3 Mayıs’ın emanetleri bizimledir. 71 yıl önce varlık mücadelesini korkmadan veren ve şu anda hayatta olmayan, başta Alparslan Türkeş olmak üzere büyüklerimize cenabı Allah’tan rahmet diliyorum. 400 çadırlık Türkmen obasında 3 kıtanın haritasını çizmiştik. Mehteranımızın gür sesini âleme işittirmiş, üç hilali kürenin başına tuğ diye dikmiştik. Coğrafyaları, milletleri, kültürleri, dinleri, mezhepleri, Ötüken ilçeleriyle söğüt ruhuyla, oğuz nesliyle Türk milletiyle tanıştırmıştır. Fakat zaferlerimiz kalıcı olmadı, olamadı. Türk milleti ve milliyetçiliği, geçmişte yaşanan travmalardan ve ihanetlerde ders çıkarmıştır. Aziz milletimiz son yurduna şehit kanıyla çizilmiş sınırlarına asli unsurun ocağına gözleri ve hatıraları arkada kalarak dönmüşlerdir. Şunu kesinlikle söylüyorum, bu tarihten sonra büyük Türk milleti için dönülecek başka toprak parçası ve verilecek başka vatan köşesi asla ve asla kalmamıştır.
“PKK İle Masaya Oturan, Sonra Bunu İnkâr Eden Kim Olursa Olsun Nankördür”
Milliyetçilik kirli niyetlerin, hain taleplerin, küresel projelere tutulanların diline dün yakışmadı, bugünde yakışmayacaktır. Milliyetçilik her şeyden önce mensubiyet bilincine erişmiş, Türk milleti sevgisinde erimiş yüce gönüllerin ahlaki vicdani ve manevi mükâfatıdır. Bayrağın indirilmesine seyirci kalan, vatan topraklarını bırakıp kaçan bir adam olsa olsa, milliyet fukarasıdır. Milleti 36’ya ayıran birisi milliyetçiliğin olsa olsa düşmanıdır. Dava arkadaşlarıma, faşist, fatiha bilmeyenler diyerek aşağılayan bir adamın, insani değerli bile tartışılmalıdır. Türklükle karşıma gelmeyin diyen birisine itibar etmek söz konusu değildir. Milliyetçiliği ayaklarımın altına alıyorum sözlerini ağzından kurşun gibi çıkaran, PKK ile masaya oturan, sonra bunu inkâr eden kim olursa olsun nankördür, riyakardır. Bu itibarla Erdoğan her şey olabilir, her makama ulaşabilir, ancak şu fani dünyada olamayacağı layık görülemeyeceği bir tek şey varsa o da milliyetçiliktir.
“Davutoğlu’na da Milliyetçilik 10 Gömlek Bol Gelecektir”
Diyarbakır’a gidince Kobani’yi selamlayan, Konya’da Mevlana’yı hatırlayan, İstanbul’da Eyüp El Ensari diyen bazen serok bazen, çamur kimi zaman Ahmet Sani, çoğu zaman fotokopi başbakan olan Davutoğlu’na da milliyetçilik 10 gömlek bol gelecektir. Sayın Davutoğlu, senin cibilliyetin cüssen ve müktesabın milliyetçilikle ilgili konuşmaya el vermeyecek, bu iş senin boyunu fersah fersah açacaktır. Sayın Davutoğlu, şayet Orhun anıtlarının yolunu yaptırmak seni ve saraydaki efendini milliyetçi yapıyorsa, Van Akdamar adasında ermeni kilisesini baştan aşağı imar etmek acaba sizi ne yapacaktır? Yol yapmak sizi milliyetçi olmanıza yetiyorsa, Yahudi cesareti madalyasını almak, papa heykelleri altında imza atmak, papaz elbisesi giyip poz vermek sizi hangi sıfat ve unvanı kazandıracaktır?
“Erdoğan Ve Davutoğlu’nun Sandık Görülünce Ayarı Kaçmıştır”
1 trilyon 370 milyar liraya kaçak ve karanlık saray diktiğinizde bu millet size ne diyecek, nasıl seslenecektir? Davutoğlu, Türkiye semalarında milli savaş uçağının uçmasını milliyetçilik olarak görmektedir. İnşallah bu hedef MHP iktidarında gerçekleşecektir. Fakat 410 trilyon liraya uçan saray almak, helikopterleri sıra sıra dizmek, lüks otomobil galerisi açmak, söyle bize Davutoğlu sizi ne yapacaktır? Erdoğan ve Davutoğlu’nun sandık görülünce ayarı kaçmıştır. Birden bire milliyetçilik maskesini takmışlardır. Bunlar yeri gelmiş, başörtüsünü kafalarına geçirmişler, yeri gelmiş imam hatip bahçelerinde saklanmışlardır. Batıcı, doğucu olmuşlardır. Sık sık ABD’ci, Putin’ci Barzani yandaşı ve İmralı havarisi ve her zaman da vicdanlarda bölücülükten hüküm giymişlerdir. Bunların ne idüğü belirsizdir. Bunların öğüttükleri yalan, ürettikleri fitnedir.Davutoğlu Kastamonu’da şehitlerimizin her birine sahip çıktık demiştir. Süleyman şah türbesine sahip çıktık ifadesini kullanmıştır. Şehide kelle, ve birkaç Mehmet demek sahip çıkmaksa, evet sizin elinize kimse su dökemeyecektir. Süleyman Şah türbesini nakliye kamyonuna yükleyip korkakça terk etmek sahip çıkmaksa, maşallah Davutoğlu’nun hakkı ödenemeyecektir.
“Türküm Diyemeyenden Milliyetçi Olmaz”
Davutoğlu’nun ne dediği, nerede durduğu, kim olduğu muammadır. Davutoğlu’na sesleniyorum, saraydakine duyurmasını istiyorum. Adam olamayandan, milliyetçi olmaz. HDP PKK ile sahnede itişip atışan, kuytularda el ele, 7 Haziran sonrası koalisyon planları yapandan milliyetçi olmaz. Beyannamesinde Türk ifadesini tek bir yerde kullanmayan 2023 sözleşmesini PKK ile küresel cinayet şebekesiyle yapandan milliyetçi olmaz. Türküm diyemeyenden milliyetçi olmaz. Vatan satandan, bayram hasımlarıyla şehit katilleriyle yediği içtiği ayrı gitmeyenden milliyetçi olmaz, olamaz. Davutoğlu, mazlum milletlere 3,5 milyar dolar aktarmakla övünmektedir. Kimdir bu mazlum milletler? Mazlum, Anadolu’nun bağında bostanındadır, mazlum esnaftır, emeklidir, işçidir, memurdur, duldur, öksüzdür, çiftçidir. Başka coğrafyalarda mazlum aramak, onlara para saçmak utanmazlık ve savurganlıktır. Suriyeli sığınmacılara 5,5 milyar dolar harcamaktan da keyif almaktır. Batman’da kadro talebine nankörlük diyenler, aç ve yoksul milyonları makarna ve bulgurla avutanlar, bir kalemde milletin 9 milyar dolarını çarçur etmekten gurur duymaktadır. Erdoğan ve Davutoğlu, milletin kesesinden kimlere ağalık taslamaktadır?
“Anaforcu AKP’yi Alkışlayan CHP’ye…”
Yol vardır huzura açılır. Yol vardır hüsrana aralanır. Yol vardır güvenlik ve esenliğe ulaşır. Yol vardır melanete ve karanlığa varır. Bizim yolumuz güzel ve nurludur. Bizim yolumuz esenlik ve kardeşliktir. Bizim yolumuz Türkiye’nin dirilişi, Türk milletinin ayağa kalkışsa sabitlenmiştir. Bu yüzden AKP’ye oy vermiş kardeşim gel bizimle yürü. CHP ve diğerlerine oy veren vatandaşım buyur bizimle yürü. Kararsız duran kardeşim biliyorum kaygılısın, korkuların var elin AKP’ye gitmiyor, diğerlerine varmıyor o halde gel bu defa saflarımıza katıl, Türkiye için gelecek için güvenlik ve refah için bizimle yürü. Yolsuzluğa, yoldan çıkmışlara karşı bizimle yürü Türkiye. Ne mutlu Türküm diyene sözüne sahip çıkmak için bizimle yürü Türkiye. Ekonomik kaos ve yıkıma karşı, anaforcu AKP’yi alkışlayan CHP’ye, anarşist HDP’ye, acı yaşatan PKK’ya karşı bizimle yürü Türkiye. Küresel oyunlara destek çıkanlar, bedenleri nereye ait görünürse görünsün, dilleri neyi söylerse söylesin, aslen milli yerli ve bu topraklara ait değillerdir. Bu sarih gerçeği görmek için uyanık bir şuur, paslanmamış bir basiret yeterlidir. Türkiye’nin pek çok meselesi çözüm beklerken, AKP kayıplara karışmış, zihnen fikren ahlaken firar etmiştir. Erdoğan 30 Nisan günü Bilkent üniversitesinde düzenlenen sempozyumda, inanılması mümkün olmayan sözlere imza atmıştır. Biz zannediyorduk ki Türk milleti bu tarihte cumhurbaşkanı seçmiştir. Ama bu şahsa göre çökertilmiştir. Madem cumhurbaşkanlığı çökmüşse Erdoğan bu makamda niçin oturmaktadır? AKP’ye siyasi destek içerikli, açılış ve temel atma törenine ne hakla katılabilmektedir? Erdoğan, hangi rezil rejimi planlamaktadır? Bakınız Başbuğ’umuz Türkeş Bey, 3 mayıs olaylarında mahkemedeki savunmada vatan ve millet hainlerini şöyle tanımlamıştır: “şüphesiz şahsi menfaati uğruna, vatanın menfaatini çiğneyen, düşmanlarla el birliği eden kimselere vatan haini denir”
“Çöken Cumhurbaşkanlığı Değil, Erdoğan’dır”
Cumhurbaşkanlığının çöktüğünü söyleyen Erdoğan, şahsi menfaatleri uğruna, vatanın menfaatlerini çiğnemiş, Türkiye düşmanlarıyla işbirliği yapmıştır. O zaman çöken cumhurbaşkanlığı değil, Erdoğan’dır. Çürüyen cumhurbaşkanlığı değil, Erdoğan’ın bizatihi kendisidir. Erdoğan vatana ihanet suçunu çoktan işlemiş, sicilinde beyaz nokta kalmamıştır. Ankara’da otobüs şoförleriyle buluşmasında ise “artık bu arabayla devam edemeyiz. Kaportası dökülen bu arabayla yolumuza devam edemeyiz. Araba beni değiştir diye bağırıyor. Onun için 7 haziran seçimlerinde, en yakın akaryakıt istasyonu vazifesi görecek” Türkiye cumhuriyeti dört lastik üzerinde yürüyen bir araba değildir, şehitlerimizin kanı üzerinde vücut bulmuş ve ilelebet payidar kalacak fazilet harikasıdır. Eksiği vardır, reforma ihtiyaç duyulmaktadır. Ama asla modası geçmiş bir vitrin süsü, hurdaya ayrılacak külüstür bir araç değildir. Erdoğan, şanzımanı kırık araba arıyorsa, yıllardır içinde seyahat ettiği, işbirlikçiliğine başını çevirmelidir.
"Adım Adım Yıkıma Götürmektedir"
Cumhurbaşkanlığının yanında her görevi kendisine hak gören, her şeye karışan, her gün fitne yayan Erdoğan, Türkiye’yi adım adım yıkıma götürmektedir. Davutoğlu ise yok hükmündedir. Aciz, silik ve müflis bir görüntüdedir. Erdoğan devletin işleyişini felç etmiştir. Defalarca anayasa suçu işlemiş, görevini kötüye kullanmıştır. Erdoğan artık geri dönülemez bir yola girmiştir. Bu yolun sonunda ya bölünmüş parçalanmış korku devletini kurarak seçilmiş tiran olacak, ya da hukukun devreye girmesiyle vatana ihanetten yüce divanı boylayacaktır. Bize göre başka bir seçenek, başka bir alternatif kalmamıştır. Erdoğan boş konuşmakta, milletimizin saf ve temiz duygularını siyasi hesaplarına alet etmektedir. 30 Mart 2015 Pazartesi günü 3 AB ülkesini kapsayan Slovakya’nın başkentinde, kendisini karşılamaya gelen gurbetçi kardeşlerimize başkanlık sistemini övmüştür. Şuur noksanlığı ispatlayan Erdoğan şunları söylemiştir “şuanda bize giydiğimiz gömlek dar geliyor. Bize bundan sonra yakışacak gömlek yeni bir idari yapılanmalıdır. Bu da başkanlık sistemidir”
"Rüşvet İddiaları Ayyuka Çıkmıştır"
Yolsuzluk ve rüşvet iddiaları ayyuka çıkmıştır. Yolsuzluğu kendilerine hak olarak gören sakat bir anlayış oluşmuştur. Kasacılar, kutucular, havuzcular, vurguncular cirit atmaktadır. İhale lobileri, rant lobileri milletin kaynaklarını götürmüştür. Milli ve manevi değerlerimiz tahrip edilmiştir. Eğitimin milliliği kaybolmuştur. Terör azmış, bölücülük cesaret bulmuştur. Bölücülük hiç olmadığı kadar ivme ve güç kazanmıştır. Bölücü terörle yürütülen müzakere süreci ne PKK’nın silah bırakmasına ne de birlikte yaşama iradesinin güçlenmesine yol açmıştır. Birliğimiz zedelenmiş ve Türkiye zayıflatılmıştır. Yol kesme, yakma, yıkma, bombalama ve katliamlar sürmektedir. PKK teröri Türkiye’nin bekasını vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini tehdit etmeye devam etmektedir. AKP’nin açılım politikası iflas etmiştir. MHP’nin haklılığı bir kez daha ortaya çıkmıştır. Türk milleti bu musibete daha fazla dayanamayacaktır. Artık 13 yıllık kayıp, yanlışa dur demek lazımdır.
"700 Bin İstihdam"
AKP’nin anti demokratik, hukuk tanımaz, özgürlükleri kısıtlayıcı bozuk düzenine son vereceğiz. Hükümetin devletin kurumları milli ve manevi değerlerimiz ile vatandaşlarımız üzerinde oluşturduğu tahribatı onaracağız. Bu dönemde, terörü tamamen bitirerek toplumsal huzur ve güveni temin edeceğiz. İşsizlik ve yoksulluğu önemli ölçüde hafifleteceğiz. 2016-2019 yıllarında, yıllık ortalama yüzde 5,2 büyüme ve 700 bin istihdam sağlayacağız. dönemin sonunda 1,1 trilyon dolara, kişi başına milli gelir 13,300 dolara, ihracat 238 milyar dolara erişecektir, istihdam 29,1 milyon kişiye ulaşacaktır. Orta vadeli hedefimiz 2019-2023 sonunda Türkiye’nin bölgesel güç haline gelmesidir. Bu kapsamda MHP iktidarında, ileri teknoloji kullanan, yüksek katma değer yaratan küresel ölçekte rekabet gücüne sahip üretim yapısı tesis edilecektir.
"Yüzde 6 Büyümeyi Hedefliyoruz"
Yıllık yüzde 6 ortalama büyümeyi hedefliyoruz. İstihdam sayısı da 33,2 milyon kişiye ulaşacaktır. Uzun vadede hedefimiz Türkiye’nin küresel güç olmasını sağlamaktır. Milli kimlik tanımının değiştirilerek Türkiyelilik kavramının esas alınmasına, Türkçe dışındaki dillerde eğitim yapılmasına tamamen karşıyız. Türkiye cumhuriyetinin üniter milli devlet yapısını esas alan parlamenter sistemin demokratik siyasi sistemin devam etmesi bakımından gerekli görüyoruz. Güvenlik güçlerimizi kışlaya karakollara hapseden uygulamalara mutlaka son vereceğiz.Terörün ve bölücülüğün kökünü kazıyacağız. Terörle pazarlıklar derhal bitirilecek. İhanet süreci bıçak gibi kesilecek. İhanete ortak olanlar adalete sevk edilecek. Kadınlarımıza çocuklarımıza ve engellilerimize yönelik davalarda zaman aşımı kaldırılacak, mahkeme ve harç masrafı alınmayacaktır. 17-25 zanlıları başta olmak üzere tüm yolsuzlukların üzerine titizlikle gidilecektir. Soygunculardan ve hortumculardan hesap sorulacaktır. Yolsuzluk yoluyla elde edildiği tespit edilen her türlü varlığa el konulması bu servetlerin nerede3 kimin adına kayıtlı olursa olsun el konulması hukuken sağlanacaktır. Özerk bir yolsuzlukla mücadele kurulu oluşturulacaktır. Ekonomi politikalarımız 2 ana eksenden oluşmaktadır.
"Çare Rahatlatıcı Politikalar"
Birincisi fakirliğe çare olacak rahatlatıcı politikalardır. İkincisi ise bununla eş zamanlı Türkiye’yi geleceğe taşıyacak kalkınma politikalarıdır. Bu politikalarla ulaşmak istediğimiz hedefler şunlardır: Sürdürülebilir ekonomik büyümeyi teşvik etmek. Kırılganlığı azaltmak. Fiyat istikrarı sağlamak. Cari açığı kontrol altına almak. Ar-Ge payını artırmak. Bilgiyi ticarileştirmek. Dünyada Türk markalı ve patentli, ürünleri yaygınlaştırmak. Borç yükünü azaltmak. İstihdam sağlayanlara yönelik vergi indirimi yapılacaktır. Devlet Bahçeli’nin açıkladığı seçim vaatleri ise şöyle; Muhtaç durumdaki ailelerin en az bir ferdine iş imkanı sağlanacak. İş sağlanana kadar asgari ücretin yarısı kadar “Aile Sigortası Yardımı” ödemesi yapılacak. Asgari ücret yükseltilecek. Asgari ücretteki gelir ve damga vergisi kaldırılacak. Çalışanların gelirlerinin asgari ücret kadar kısmı, vergi dışı bırakılacak. Yoksul ailelere aylık temel ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri harcama kartları Hilal-Kart verilecek. Düşük maaşlı emeklilere kışa hazırlık ikramiyesi verilecek.
“Sosyal bakım yardımı”
Yaşlısına bakmakla yükümlü muhtaç ailelere “sosyal bakım yardımı” ödemesi yapılacak. Ücretlilerin gelir vergisi oranı kademeli olarak yüzde 10’a indirilecek. Kamudaki 700 bin taşeron ile 4/B ve 4/C’liler kadrolu yapılacak. Küçük çiftçinin desteklenmesi için mazot, gübre, ilaç, tohum ve fide gibi girdiler üzerindeki ÖTV ve KDV kaldırılacak, ucuz elektrik imkânı sağlanacak. Engelliler işe yerleştirilecek. Engelli çocuğu olan muhtaç ailelere sosyal destek ödemesi yapılacak. Öğrencilere ilköğretim süresince “beslenme” desteği verilecek. Yoksul öğrenciler kamu yurtlarından “ücretsiz” faydalanacak.İstihdam üzerindeki vergi ve sosyal güvenlik pirimi yükü azaltılacak. Vergisini zamanında ödeyene vergi indirimi sağlanacak. Özel iletişim vergisi ile mobil hizmetlerden alınan kullanım ücreti ve ruhsat ücreti kademeli olarak kaldırılacak.
“Ekonomik vaatler”
Kamuda çalışan taşeron işçileri kadroya geçireceğiz. Emeklilerimize Mart ve Eylül aylarında 1400'er lira olmak üzere yıllık iki asgari ücret tutarında emekli desteği hakkı tanıyacağız. Cumhurbaşkanı milletvekili emeklisi aynı tutarda ödenek alacaktır. Emeklilerin banka promosyonu alabilmelerinin önünü açacağız. Esnafımızın emekli aylığından kesilen SGK primini kaldıracağız. Sağlık hizmetinde alınan ek ücret ve katılım payı uygulamasına son vereceğiz. Emeklilerimizi enflasyona ezdirmeyeceğiz, emekli aylığı zammını özel bir endeksle belirleyeceğiz. Emekli aylığı hesabından refah payını çoğaltacağız. Yaşa ve prim gün sayısına takılanların mağduriyetini mutlaka gideceğiz. Kadın istihdamını yaygınlaştıracağız, kadınlara doğum için doğum borçlanma hakkını getireceğiz. Aile birliğinin korunması amacıyla çalışan eşlerin aynı il içinde görev yapmalarını tesis edeceğiz. Girişimci kadınlara yüzde 50'si hibe olmak üzere destek vereceğiz. Şiddete maruz kalan kadınlara adli yardım desteği sağlayacağız ve zaman aşımı mahkeme harç ve masraflarından muaf tutacağız. Tüm vatandaşlarımızı kapsayan aile avukatlığı sistemi oluşturacağız. Her öğrenciye öğrenim süresince başarılı olmak kaydı ile 10 bin liraya yüksek öğrenim kuponu vermekle birlikte işe girince faizsiz olarak 4 yılda tahsil edeceğiz. Evlenecek ihtiyaç sahibi gençlerimize kamu bankaları aracılığıyla 10 bin lira faizsiz kredi alma imkânı getireceğiz. Sosyal refahı artıracak destekleyici düzenlemeler yapacağız. Muhtaç ailelere, harcama kartı hilal kart imkânı sunulacaktır. Kamu arazilerini yoksul vatandaşlarımıza tahsis edeceğiz. Yetim ve öksüz evlatlarımıza aylık 100 lira bağlayacağız. Şartlı eğitim ve sağlık yardımını 50 lira artıracağız. Yoksullara yönelik toplu konut yatırımında belediye harçları sıfırlayacağız. Aylık 200 kilowat saatin altında elektrik üreten ailelere yüzde 75 indirim uygulayacağız. Vatandaşlarımızdan elektrik kayıp kaçak bedeli alınmayacak. Sayaç okumaya bağlı olmayan giderler yansıtılmayacaktır. Vergi gelirleri içindeki dolaylı vergilerin payının azaltılması suretiyle vergide adalet sağlanacak. Alacakların vasfı ne olursa olsun icra ve haciz uygulamaları hiç kimsenin gelirini asgari ücretin altına düşürecek şekilde uygulanamayacaktır. Vatandaşlarımız borç ve yüksek faiz sarmalından kurtarılacaktır. 65 yaş aylığı 300 liraya yükseltilecektir. Belli nüfusun üzerindeki yerlerde yaşlı bakım evlerinin yapılmasını hedefliyoruz. Engelli kardeşlerimize, kamudaki kotasının tamamını atama yapacağız. Tıbbi ve mesleki rehabilitasyon imkanlarını yükselteceğiz, engelli aylığı 400 liraya.
“Eşit değerde iş yapan eşit ücret”
Gazilerin şehit ailelerinin malullerin öncelikli olarak işe yerleştirilmelerini ve topluma kazandırılmalarını amaçlıyoruz. Gazilerimize 3600 günde emekli olabilme hakkı vereceğiz. Özlük haklarını iyileştireceğiz. Gaziler arasındaki eşitsizliği gidereceğiz. Malul sayılmayan gazilerimizin mağduriyetlerini gidereceğiz. Şeref aylığı 1400 liraya yükseltilecek. Muharip gazilerimizin hepsine aynı tutarda ödeyeceğiz. Kamu personel rejimini liyakati esas alan anlayışla yeniden düzenleyeceğiz. Kamuda çalışan taşeron işçiler, 4C’liler, geçici statüde çalışanları kadroya alacağız. Geçici ve mevsimlik işçilerin mağduriyeti giderilecek, kamu işlerine naklen atanabilme imkânı atanabilecektir. Eşit değerde iş yapan eşit ücret alacaktır. Dikkatinizi çekiyorum, kamu çalışanlarına yapılan tüm ek ödemeler, emekli aylıklarına, kıdem aylıklarına yansıtacağız. Kamu çalışanlarına disiplin affı getirecek, bir derece hakkından yararlanmamış memurlarımıza bir derece vereceğiz. Emekli ikramiyesinde yıl sınırını kaldıracağız. İmam ve müezzini olmayan cami kalmayacaktır. Cemevi gerçeği siyasi kaygılardan uzak, cami –cemevi karşıtlığına dönüştürülmeden kabul edilecek, cemevlerine devlet yardımı yapılacaktır. Diyanet işleri başkanlığı, Alevi İslam inancını temin edecek şekilde yeniden yapılandırılacaktır. Atanmayı bekleyen öğretmenlerin tamamı kademeli olarak sınıflarına kavuşacaktır. Öğretmenlerin ek ders ücretleriyle eğitim ve öğretim tazminatlarını yükselteceğiz. Eğitime hazırlık ödeneğini artırarak eğitim kurumlarında çalışan tüm personele ödeyeceğiz. Eğitime katkı aracılığıyla her çocuk için ailesi tarafından yapılacak katkının yüzde 50’si kadar devletin katkıda bulunmasını sağlayacağız. Biriken miktarın yüksek öğrenimde kullanılmasını ön görüyoruz. Sağlık bakanlığı bünyesinde istihdam kargaşasını sona erdireceğiz. Sağlık çalışanlarına yıpranma payı hakkını vermenin yanında, ek ödemeleri İnfaz koruma memurlarının yıpranma payı hakkını yeniden vereceğiz. Emniyet çalışanlarımızın çalışma şartlarını ve özlük haklarını iyileştirerek, polislerin ek göstergesini 3600’e yükselteceğiz. Astsubayların intibaklarını yapacak, uzman jandarma ve erbaşların mağduriyetlerini ortadan kaldıracağız.
“Muhtaç AilelereHilal Kart”
Sosyal hizmet ve yardımlarda hak arama imkânı getirilecek. Muhtaç aileleri harcama kartı 'hilal kart' imkanı sağlanacak. Aylık 200 kilovat saatin altında elektrik tüketen vatandaşlarımıza yüzde 70 indirim sağlayacağız. 65 yaş aylığı 360 liraya yükseltilecek. Belli nüfusun üzerindeki yerlerde yaşlı bakım evi yapılacak. Engelli kardeşlerimize işe yerleştirmede öncelik sağlanacak. Bu kardeşlerimizin tıbbı rehabilitasyon imkanını yükselteceğiz. Engelli aylığını 400 liraya çıkarcağız.
“Gaziye 3 Bin 600 Günde Emeklilik Hakkı”
Gazilerimize 3 bin 600 günde emeklilik hakkı vereceğiz. Şeref aylığı 1.400 liraya yükseltilecek. Kamu personel rejimini yeniden düzenleyeceğiz. Kamuda çalışan taşeron işçiler ve 4C'lileri kadroya alacağız. Kamu çalışanlarına disiplin affı getireceğiz. Emekli ikramiyesinde yıl sınırını tümüyle kaldıracağız. İmamsız cami kalmayacak.
“Cemevlerine Devlet Desteği”
“Gaziye 3 Bin 600 Günde Emeklilik Hakkı”
Gazilerimize 3 bin 600 günde emeklilik hakkı vereceğiz. Şeref aylığı 1.400 liraya yükseltilecek. Kamu personel rejimini yeniden düzenleyeceğiz. Kamuda çalışan taşeron işçiler ve 4C'lileri kadroya alacağız. Kamu çalışanlarına disiplin affı getireceğiz. Emekli ikramiyesinde yıl sınırını tümüyle kaldıracağız. İmamsız cami kalmayacak.
“Cemevlerine Devlet Desteği”
Cemevi gerçeği siyasi kaygılardan uzak kabul edilecek. İnanç ve kültür evlerimizin bir unsuru olan Cemevlerimize devlet yardımı yapılacaktır. Diyanet, Alevi inancını da temsil edecek şekilde yapılandırılacak.
'Polislerin Ek Göstergesi Yükseltilecek'
Sağlık çalışanlarına yıpranma payı yanında ek ödemeleri yansıtacağız. Emniyet çalışanlarımızın çalışma şartları ve özlük haklarını iyileştirerek polislerin ek göstergesini 3 bin 600'e yükselteceğiz. Büyükşehir sınırını mülki sınır yapan düzenlemeyi kaldıracağız. Özel idare ve köyleri yeniden kuracağız. Merkez köyler oluşturacağız.
'Kadına Şiddette Harç Alınmayacak'
Kadınlarımıza çocuklarımıza yaşlılara yönelik şiddet olaylarında dava zaman aşımı kaldırılacak harç ve mahkeme masrafı alınmayacaktır. Yolsuzlukların önlenmesinde denetim sistemi yeniden düzenlenecek. 17-25 zanlıları başta olmak üzere tüm yolsuzlukların üzerine titizlikle gidilecek kul hakkı yiyenlerden rüşvetçilerden ve hortumculardan hesap sorulacaktır. Yolsuzluktan hüküm giyenlerin servetlerine zaman aşımı gözetilmeksizin el konulması hukuken sağlanacaktır. Özerk bir yolsuzlukla mücadele kurulu kurulacaktır.
'Çanakkale Boğaz Geçiş Projesi Hayata Geçecek'
Sanayi yatırımlarına kaynak sağlayacak yatırım bankacılığı desteklenecek. Kredi garanti fonu yeniden yapılandırılacak. KOBİ'lerin teminat sorunu çözülecek. Çanakkale Boğaz geçişi projesi gerçekleştirilecektir. Yeni işyeri açan esnafa 5 yıl vergi ve prim avantajı sağlanacaktır. Şoför esnafımızın yenilemek için alacağı ticari araçtan vergi alınmayacaktır. Yük taşımacığı yapan esnafa vergisiz akaryakıt imkânı sunulacaktır.
'Emekliden Prim Kesintisi Yapılmayacak'
En önemlisi emekli aylıklarından sosyal güvenlik destek primi kesilmeyecektir. Mazot, gübre üzerindeki vergiler kaldırılacak ve mazot 1 lira 75 kuruş olacaktır.
'Asgari Ücret Net 1.400 TL Olacak
Asgari ücreti net 1.400 liraya çıkaracağız. Büyükşehirlerde her ay 100 TL destek vereceğiz. Asgari ücretten vergi almayacağız. Yıllık 700 bin kişiye iş imkanı oluşturacağız. Böylece asgari ücret açlık sınırının üzerine çıkacak bin 750 olacaktır.
“Evi Olmayana 250 Tl Yardım, Emekliye Yılda İki Kez Destek”
Evi olmayana 250 TL kira yardımı yapacağız. Emeklilerin banka promosyonu alabilmesinin önünü alacağız. Emekliye her yıl mart ve eylül ayında birer asgari ücret tutarında destek vereceğiz.
“Her Öğrenciye 10 Bin TL Yüksek Öğrenim Kuponu”
Aile avukatlığı sistemi oluşturacağız. Her öğrenciye öğrenim süresince 10 bin liraya kadar yüksek öğrenim kuponu verip işe girince faizsiz olarak 4 yılda tahsil edeceğiz.
“Muhtaç Ailelere Hilal Kart”
Sosyal hizmet ve yardımlarda hak arama imkanı getirilecek. Muhtaç aileleri harcama kartı 'hilal kart' imkanı sağlanacak. Aylık 200 kilovat saatin altında elektrik tüketen vatandaşlarımıza yüzde 70 indirim sağlayacağız. 65 yaş aylığı 360 liraya yükseltilecek. Belli nüfusun üzerindeki yerlerde yaşlı bakım evi yapılacak. Engelli kardeşlerimize işe yerleştirmede öncelik sağlanacak. Bu kardeşlerimizin tıbbı rehabilitasyon imkanını yükselteceğiz. Engelli aylığını 400 liraya çıkarcağız.