Bu soruların yanıtları bizler yani Çevre Meclisi ve Bartın halkının merakla beklediği yanıtlardır. O nedenle Hema yetkililerinden, törene katılan Bartın Valisi Sayın İsa Küçük ile Belediye Başkanlarımız Sayın Cemal Akın ve Emin Timur’dan , ama özellikle bu durumu inceleyip, denetlemekle görevli olan Türkiye Taşkömürü Kurumu yetkililerinden Bartın halkı adına yanıt bekliyoruz” dedi. Çevre Meclisi üyesi Ayşe Sevtap Uzun da yaptığı açıklamada Ankara’da düzenlenen format toplantısının cd ve tutanaklarının kendilerine verildiğini ifade ederek hukuk sürecinin işlediğini ve girdikleri mücadelenin başarıyla sonuçlandığını kaydetti.
Çevre Meclisi üyeleri düzenledikleri basın toplantısıyla Hema firmasının 3 ay önce metan gazı çatlatma operasyonu yaptığını ancak gaz çıkarma faaliyetleri konusunda bir sonuç elde edilemediğini bildirdi. Meclis konu hakkındaki denetimlerin TTK’nın yapması gerektiğini de vurguladı.
5 CD 68 SAYFA TUTANAK
Ayrıca geçtiğimiz günlerde kamuoyu ile paylaştığımız , 29/11/2010 tarihinde Ankara’da Çevre Bakanlığında yöremizde yapılacak termik santralarla ilgili olarak yapılan format toplantısının istediğimiz kamera kayıtları ve tutanakları tarafımıza verilmemişti.Bunun üzerine bu durumu Başbakanlık Bilgi Edinme Kurulu’na şikayet etmiş ve yaptığımız bu şikayet üzerine Başbakanlık tarafından toplantıların CD ve tutanaklarının tarafımıza verilmesi kararı verilmişti. Ancak bu karara rağmen Çevre Orman Bakanlığı istediğimiz bilgi ve belgeleri vermeyerek kararın gereğini yerine getirmemiş, hatta ÇED Genel Müdürü Fevzi İşbilir bizlere sözlü olarak istediğimiz bilgileri vermeyeceğini beyan etmişti. Bunun üzerine bizler Çevre Meclisi olarak Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğu inancı ile gerekli hukuki girişimi başlatmış ve elimizdeki Başbakanlık kararına dayanarak Cumhuriyet Savcılığına ÇED Genel Müdürü Fevzi İşbilir hakkında suç duyurusunda bulunmuştuk.Bu suç duyurusu sonucunda yaptığımız tutarlı ve kararlı mücadelenin ürününü almış olup, Bakanlıktan istediğimiz bilgi ve belgeler tarafımıza yollanmıştır. Şu anda Çevre Meclisi olarak katıldığımız termik santral toplantılarına ait, tarafımıza yollanan 68 sayfa tutanak ve kamera kayıtlarını inceleme aşamasındayız. Daha sonra bu belgeler hakkındaki açıklamalar tarafımızca yapılacaktır. Bizler Çevre Meclisi olarak yaptığımız mücadelenin tüm bilgilerini şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da kamuoyu ile paylaşmaya devam edeceğimizi ve üstte sorduğumuz soruların yanıtlarını da yetkililerden beklediğimizi bildiririz.
DENETLEYİCİ KAMU KURUMU TTK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’DÜR
Çevre Meclis üyesi Ayşe Sevtap Uzun da basın toplantısında bazı açıklamalarda bulundu. Uzun TTK’nın Hema ile yaptığı sözleşme gereği gazın çıkıp çıkmadığı konsunda denetleme yapması gerektiğini ifade etti. Uzun açıklamasında, “ Metangazı sözleşmesinde TTK ile Hema arasında imzalanan sözleşmede 2 yıl itibariyle metan gazı çıkarılamazsa sözleşmenin iptali gerekiyor. Bizim hukukçularımız şu an bunu daha incelemedi. O sözleşmede böyle bir madde var. Biz şimdi o nedenle basın aracılığıyla o törenden haberimiz oldu, Sayın Valimiz, Belediye Başkanlarımız TTK Genel Müdürü özellikle törene katıldı. Çatlatma operasyonu töreni yapıldı. Ancak bu sözleşmenin tarihi 2005’tir. Yıl 2011 ve Ocak ayı. Aradan 6 yıl geçmiş ve Hema hala basın haberlerinden edindiğimiz bilgilere göre gaz çıkaramamış durumda. Biz Çevre Meclisi olarak madem ki oraya devlet büyüklerimiz yetkililerimiz gittiler, basın haberlerinde de metan gazının o hafta içinde çıkarılacağı söyleniyor. Üzerinden 3 ay gibi bir zaman geçmesine rağmen halen metan gazının çıktığı haberini alamadık. O törene katılan yetkililerden özellikle TTK Genel Müdürü Burhan İnan’dan, çünkü denetleyici kamu kurumu TTK Genel Müdürlüğü’dür, bu gazın çıkıp çıkmadığını öğrenmek istiyoruz. Çıktıysa ne kadar çıkarmıştır, devlete kaç paralık metan gazı parası ödemiştir Hema firması. Eğer çıkmadıysa niçin çıkmamıştır ve sözleşmeye niçin uyulmamaktadır. Bu soruları TTK Genel Müdürlüğü’nün sorması gerekmektedir. Eğer devlet hukuk devleti ise. O nedenle biz bu basın açıklaması ile Sayın Vali’den Belediye Başkanlarından o törene katıldıklarına göre onlarında sorması gerektiği inancındayız. Özellikle genel müdürlüğün bu soruları sormasını istiyoruz. Önümüzdeki günlerde biz hukukçularla birlikte biz takım girişimlere başlayacağız” dedi.
HUKUK MÜCADELEMİZDE MUTLU SON
Ankara’daki format toplantısının cd’leri ve tutanakları tarafımıza verilmiyordu. ÇED Genel Müdürü hatta bizzat telefonla bizi arayıp “Seçime kadar biz bunları size vermeyeceğiz, siyasi polemik malzemesi yarattırmak istemiyoruz” demişti. Biz o zaman kendisine telefonda bu ülke hukuk devletidir, vermek zorundasınız biz bunu almasını biliriz demiştik. Ondan sonra Başbakanlığa yazık, oradan hakkımızda olumlu karar çıktı. O karara dayanarak geçen hafta ÇED genel müdürlüğü hakkında savcılığa suç duyurunda bulunduk. Kendisine de telefon açarak hakkınızda suç duyurusunda bulunuyoruz istediğimiz belgeleri vermediğiniz için dedim. Onun üzerine dün akşam itibariyle cd’ler ve tutanaklar tarafımıza kargoyla geldi. Biz daha inceleme fırsatı bulamadık. 68 sayfa tutanak, 5 tane cd. Biz arkadaşlarımızla önümüzdeki günlerde bunları inceleyeceğiz. Hukuki eksiklikler var mıdır diye. Daha sonra da gerekli açıklamaları Çevre Meclisi olarak yapacağız. Bu ülkenin hukuk devleti olduğunun göstergesi olarak bunu açıklamakta yarar görüyorum. Demek ki hiç kimse bu ülkede kral değil. Herkes hukukun gereğini yapmak zorundadır. Bu genele müdür olabilir, bakan olabilir, Vali olabilir, Belediye Başkanı olabilir. Hukukun gereklerini yerine getirmeyenler içinde hukuk kuralları işletilir. Çevre Meclisi olarak hukuki bir adım attık ve bunun sonucunu aldık, başardık. Bundan sonra da hukuki girişimleri sürdüreceğiz. Mücadelemiz devam edecek.