Bartın’ın Vilayet oluşundan bu yana 20 yıl geçti. İlçelerin İl yapılması tartışması bugün de sürüyor. Karar vericiler arasında bu konuda bir görüş birliği henüz oluşmuş görünmüyor. Hatta şimdilerde bu tartışmaya “Küçük illerin lağvedilmesi gerekir” diyen sesler de dahil oldu.

Yeni Anayasa tartışmasının yapıldığı bu günlerde “Türkiye’nin İdari Yapısı”da herhalde tartışılacak. İlçenin il yapılmasından çok yönetim teşkilatlanmasında adı ne olursa olsun insanın yaşadığı her yerleşim yerinin yönetim şekli de bu tartışma içinde konuşulacak konuların başında gelecektir. Bu günkü yazımızın konusu Türkiye’nin idari yapısı içinde il teşkilatlanması değildi. Ama ilçenin il yapılması tartışmaları içinde son 20 yılda ilçe iken il yapılmış Bartın olunca, konu ister istemez bu alana da kaydı. Ne olursa olsun, büyük küçük birçok ilçe için “il olmak hayali” giderek artan bir istek olarak yaşıyor, büyüyor.

Bartın’ın il olma hayali 1950’li yıllarda Türk Siyasal hayatında çok partili sisteme geçişle birlikte başlamıştır. Bu hayal 1991 yılında gerçekleşmiştir.

Şimdi aradan 20 yıl geçti.

Sanayisi çimento ve tuğla fabrikaları, taşkömürü madenciliği ile sınırlı, Manda Yoğurdu, çilek ve yeni yeni başlayan seracılıkla tarım, Amasra ve İnkumundan ibaret bir turizm sektörü ile “büyük bir ilçe “ olan Bartın, bu gün il olduktan 20 yıl sonra nerelere geldi…

20 yıl önce nüfusun %79’u kırsal kesimde yaşıyordu. Şimdi bu oran %65.

20 yıl öncesi eğitim alanında” esamesi okunmayan.” Bartın’ lı öğrenciler bu yıl üniversiteye giriş sınavlarında çok iyi bir başarı yakaladılar; son 5 yılda 50. sıradan, bu yıl 81 vilayet arasında 7. sıraya yükseldiler. Bu yıl Başbakanlığın hazırladığı “Türkiye’de Kadının Durumu Raporu”na göre kız çocuklarının net okullaşma oranında % 99 ile Türkiye’de birinci il olduğu açıklandı.

Bartın’ın 2008 yılından beri bir üniversitesi var ve üniversitenin kente gerek sosyo-kültürel gerekse ekonomik etkisi her yıl katlanarak artıyor. En önemlisi Bartın Üniversitesini tercih edenlerin puan düzeyi yeni kurulan üniversiteler arasında tercih yoğunluğu ve puanı açısından oldukça yüksektir. Yani Bartın ve Üniversitesi kısa sürede üniversite gençliği için tercih edilen üniversite ve bir şehir olmuştur.

90’lı yıllarda Ankara’dan kaynak aktarılması önemli ölçüde lobi faaliyetlerindeki başarıya bağlı iken 2000’li yıllarından başından itibaren “kaynaktan pay alma” müteşebbislerin ve yatırımcıların, KOBİ’lerin proje yapma becerisine ve kamu yatırımları için de objektif kriterlere bağlanınca kaynaktan alınan pay ve bu payın fayda etkisi önemli ölçüde artmıştır. Diğer taraftan nüfusun % 65’inin yaşadığı kırsal alanda yaşam kalitesinin yükseltilmesi için önemli çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Asfalt yolu, sağlıklı ve yeterli içme suyu bulunmayan köy kalmamıştır. 1991 yılında köy yollarını asfalt oranı % 1 iken bu yıl bu oran % 60’a, keza sanayide tüketilen elektrik 33 milyon kw/h iken bugün 99 milyon kw/h yükselmiştir.

2006 yılında, göreve başladığımız tarihte Bartın’ın hedeflerini belirleme ve o hedeflere bizi götürecek “Bartın 2023” çalışmasını yapmıştık. Bu çalışmaya göre Bartın özellikle ulaştırma ve lojistik, turizm, taşkömürü ve bağlı sektörler demir çelik, orman ürünleri açısından rekabet üstünlüğü olan alanlar olarak öne çıkmıştı.

Tarihi, kültür değerleri ve çok çeşitli doğal güzellikleri ile önemli turizm değerlerine sahip olan Bartın’ın yakın çevresi ile ülkemizin tamamına, özellikle Ankara ve İstanbul’a hizmet sunacak bir turizm bölgesi olarak geliştirilmesi için çalışmalarımız devam ediyor. Bartın Çayı’nın Bartın şehri ve Karadeniz arasındaki bölümünün peyzaj planlama odaklı turizme kazandırılması çalışması Valiliğimiz, Bartın Belediye Başkanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından ve üniversitelerden katılan bilim insanlarımızın da katkısı ile turizme kazandırılması çalışmaları proje aşamasına gelmiştir. Bu alanda yine Bartın 2023 stratejik hedefler çalışmamızda öngörülen Amasra Yat Limanı yolcu iskelesi ve yat yanaşma yeri yapımına başlanılmıştır.

Küre Dağları Milli Parkı ve parkın yönetim merkezinin Bartın’da kurulmuş bulunması da ilin bu alandaki etkisi ve belirleyiciliğinin giderek artması için yeni bir  hareket noktası olmuştur.

İnkumu Tüneli’nin etüt ve projelendirilme çalışmalarının başlamış olması, Bartın sahil şehri yapma hayalinin de gerçekleşmesi yolundaki en önemli adımdır.

Bartın’ın ulaşım ve lojistik alanlardaki stratejik hedeflerine uygun olarak Bartın Limanı’nın konteyner gemiler için yapılandırılarak, bir ara liman hizmeti de vermesine imkân tanıması ile mevcut 1milyon ton/yıl yük kapasitesini 2,5 milyon ton/yıl yük kapasitesine ulaştırılması hedeflenmiştir. Keza Kurucaşile İlçemiz Tekkeönü Beldesinde kurmayı planladığımız Ahşap Yat Yapımı Bölgesi çalışmalarında da son aşamaya gelinmiştir.

Bartın ilindeki sanayinin büyümesi ve gelişmesi uygulanan teşvik sistemleri ile hız kazanmış, sanayi gelişimi için yeni arazi/arsa üretilmesi gereği ortaya çıkmıştır. Mevcut 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planının ve bölgedeki topografik yapı ve arazi mülkiyet sisteminin yarattığı kısıtlar nedeniyle bu alanda yürütülen çalışmalar uzun zaman almıştır. Şimdi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yeni teşkilat yapısı ve fonksiyonları açısından bakıldığında, çalışmaların kısa sürede tamamlanması yönündeki umutlarımız artmıştır.

İlimizde üretim ve ekonomiye yeterince kazandırılamayan sektörlerin başında Taşkömürü üretimi gelmektedir. Amasra ilçesi sınırları içerisinde ve Türkiye Taş kömür rezervinin %30’unu oluşturan yaklaşık 400 milyon ton rezervden yıllık üretimde istenilen düzeye çıkılamamıştır. 2005 yılından beri özel sektör tarafından yürütülen üretim çalışmaları termik santral kurma –kurdurmama tartışmalarına kurban gitmiş istenilen başarı yakalanamamıştır.

Son dönemde kalkınma ve gelişme olaylarını etkileyip tetikleyecek yeni bir oluşum vücut bulmuştu. Bu 2009 yılında kurulan Bölge Kalkınma Ajansıdır. Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı (BAKKA) olarak isim alan ajans çalışmaları da ilimizdeki kalkınma ve gelişme çabalarını desteklemeye başlamıştır. BAKKA’nın destek/hibe çağrıları ile birlikte Bartın’lı müteşebbislerin ve yatırımcıların proje yapma başarısının da artığını görüyoruz. Bu durum, geleceğe daha da umutlu bakmamızı sağlamaktadır. İlk hibe/destek çağrısına Bartın’ın 31 proje sunması ve bunların arasından 12 projenin kabul görmesi durumun umut veren göstergesi olmuştur.

“Bartın’ın 20 yıllık Vilayet tarihi” ülkemizdeki sosyo-ekonomik planlama ve gelişmelere paralel olarak ili “kömür diyarı” olmaktan kurtarmıştır diyebiliriz. Bu “kurtuluşla” beraber başlangıçta ilden dışarıya doğru hızlı bir nüfus göçü yaşanmıştır. Son yıllardaki sanayi, turizm ve eğitim alanlarındaki hızlı gelişmeye paralel olarak dışa göç durmuş kırsaldan Bartın il merkezine hızlı bir göç yaşanmaya başlanmıştır. Şimdi karar vericiler ve uygulayıcılara düşen görev doğru ve iyi bir planlama yaparak bu gelişmeyi hantallaşma yerine büyümeye çevirmektir.

Küçük bir köyün dünya ile yarışabildiği günümüzde kalkınma, gelişme ve başarının bir mekân ve yönetim sorunundan çok o mekânda yaşayan insanlara ve o insanların hayal gücüne bağlı olduğuna inanıyorum.

İsa KÜÇÜK
Bartın Valisi

Bartın'ın İl Oluşunun 20.Yılı Göstergeleri