Yurtbay, “Böyle devam edildiği taktirde, parti yöneticilerinin sadece cenaze törenlerinde bir araya gelmesi de kaçınılmaz olacaktır. Çözümde buluşamayanların cenazede buluşması ise sorunun ele alınış biçimindeki yanlışları ortaya koyması bakımından önem taşımaktadır. Terörü doğuran sebepler dün ne ise bugün de aynıdır. Bunun daha iyi anlaşılması için soruyoruz. Çözüm bulmak için kaç yıl iktidarda kalmak gerekiyor? Çözümü uygulamak için kaç milletvekili yeterli oluyor? Görüyoruz ki sorunun yılla ya da sayıyla alakası yok. Sadece 54. Erbakan Hükümeti döneminde yapılanlarla karşılaştırıldığında bile terör konusunda bugün geriye gidiş vardır. Mevcut iktidar, süreci yirmi yıl öncesinden takip etmektedir. Bunun böyle olduğunu görmek isteyenler, Erbakan Hocamızın 1994 Bingöl konuşmasını yeniden izlemelidirler. Liderimiz o zaman ülkeyi yönetenlere, 'Yanlış yoldasınız. Bu yöntemlerle ancak terörü azdırırsınız' demişti. Ancak Merhum liderimizi ciddiye almayanların yaptığı yanlışlar bugün çok acı bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Ve o gün yapılan yanlışlara bugün de devam edilmektedir. Bu yöntemlerle ancak terör artar, azalmaz. İnsanların doğuştan gelen temel haklarını temin etmek devletin temel varlık sebebidir. Her terör saldırısı sonrası aynı manşetler ve aynı açıklamalar milleti canından bezdirmektedir. Yapılacak yeni anayasa kadar, 1977’de MSP’nin hükümet olduğu dönemdeki atılan adımlar ve ağır sanayi yatırımlarının ülke geneli ve Güneydoğuda yeniden planlanmasının meselenin çözümü için şarttır. Terörün baş hamisi, ülkemize dost gibi görünen sözde müttefiklerin olduğu gerçeğini anlamadan terörü bitirmek mümkün değildir. Yüzyıllardır bu toprakların mayasını, bizleri bir arada tutan harcını inanç kardeşliği oluşturmaktadır. Bu bölücü belanın İslam barışı ve kardeşlik anlayışı dışında çözümü yoktur. Unutmayalım ki, terör milletimizin ortak acısıdır. Terörün sona erdirilmesi hususunda elini taşın altına koymayan hiçbir kimse sadece cenaze törenlerinde boy göstererek bu ülkeye sahip çıkmış olmaz. Tüm siyasi partiler de, hem iktidarıyla hem muhalefetiyle milletimizin dokularını zedeleyecek, kutuplaşmalarına neden olabilecek her türlü söylem ve eylemden kaçınmalıdır. Suriye’de 20 bin kişinin hayatını kaybettiği çatışmalar başlayalı 1,5 yıl oldu. Suriye’de büyük bir dram ile tarifsiz bir acı yaşanırken bütün dünya bu insanlık dramına seyirci kalmaktadır. Türkiye’nin tutumuna bakıldığında ise anlaşılamayan ve cevaplanamayan sorular vardır. Dış politikanın heyecanla ve fevri açıklamalarla değil, ciddi tedbirler alarak ve bağımsız bir politika uygulayarak yürütülmesi gerekmektedir. Suriye'de olayların başladığı günden bu yana Türkiye neyi hedeflemiş, ne elde etmiştir? Türkiye'nin başından beri ne hedeflediği ve ne yaptığı net olarak belli olmayan Suriye politikası, hangi ülkelerin ya da kimlerin çıkarına hizmet etmiştir? Suriye konusu başta olmak üzere görünen tabloda komşularla sıfır sorun politikasından, sorunsuz komşumuz kalmadığı bir noktaya gelinmiştir. Bugün komşuları içinde dostu olmayan bir ülke durumundayız. Emperyalist ülkelerin sahte müttefikliğini elde etmek uğruna komşularını kaybeden bir noktadayız. Müslüman coğrafyalarda yaşanan insanlık dramlarına karşı tek çare ve çözüm yolu İslam Birliğinin kurulmasıdır. " dedi.