Arslan, “Dünyada en iyi keten elyaf özelliği bakımından Fransa ve Belçika’da üretiliyor. Bunun yanında Hollanda’da ve İspanya’da var. Ayrıca Mısır ve Çin’de üretimi yapılıyor. Bu yaklaşık 270 bin ton civarında bir miktar. En büyük oranı 60 bin ton civarında Çin’de üretiliyor. Elyaf piyasası altın gibidir. Bu bölgede Avrupa şartlarına çok iyi uyuyor. En üst düzeyde üretim yaparsak ürünü alacak ülke çok. İyi kalitede bir elyafı ben size Belçika’dan bir yığın adam getiririm. Onlar sıraya girerler, onlar işlerini önceden bağlarlar. 5 yıl içinde elyaf işini en iyi şekilde öğrenelim.Keten üretim safhası olsun satış konusunda olsun oldukça rağbet görür. Yeter ki siz bu işe el atın” dedi. Toplantıda Uluslular Derneği Başkanı Coşkun Yılmaz, Ulus Kaymakamı Ali Fuat Atik, İstanbul Aydın Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim üyeleri Çiğdem Koçak ve Ayten Gedik, Tarım İl Müdürü Yusuf Alagöz’de konuşma yaptı. Ulus ilçesinde keten tohumu üretimi konusunda vatandaşlara bilgi verildi. Almanya’da tekstil konusunda faaliyet gösteren Tübitak Tekstil Platformu üyesi, Tekstil Mühendisi Altan Arslan, köy halkının bu işe sahip çıkmalarını ve kazanç elde edeceklerini söyledi. Şu anda 500 dönümlük arazide keten tohumu ekimi için hazırlıklar yapılıyor.
TESİSLER KURMAK LAZIM
Dernek Başkanı Yılmaz, “İnsanlarımız tarlalarına bir şey ekemiyordu. Nedeni domuzların zarar vermesiydi. Fakat keten tohumuna domuz zarar vermiyor. Geçen yıl keten tohumlarından ürünümüzü aldık fakat elyaf denilen kısımlarını ilkel koşullarda işleyebilecek insan gücü olmadığından dolayı Çevre ve Orman Müdürü Ercan Bey’e sorduk. Teknoloji gelişti, bunun makinesi modernize olmuş halini temin edebilir miyiz? Yapılan araştırmalar neticesinde makine yaptırabileceğimizi öğrendik. Çevre ve Orman Müdürümüz bize yakın bir zamanda elektrikli mengenez temin edecek. Keten tohumu yüzde 30 yağ oranına sahiptir. Şu anda keten tohumu yağı aktarlarda yüksek miktarlarda satılıyor. Sayın Kaymakamımız ilçemize atandığında biz kendisine proje hakkında bilgi verdik. Bize yağ sıkma makinesi temin edebilir misiniz dedik. Hizmet binasının yan tarafındaki binada bir sıkma makinesi ve bir kısmını da elyaf üretme ünitesi kurulacak. Bundan 5 yıl önce 5 dönümle başladığımız geçen yıl 100 dönüm olarak uyguladığımız bu yılda 500 dönüm olarak uygulayacağımız bir üretim aşamasına gelmiş bulunuyoruz” diye konuştu.
MASA KADAR EKECEK YERİM YOK
Yılmaz konuşmasını şu şekilde sürdürdü: Geçen yıl bu işleri yürütme noktasında hem bedensel hem de maddi olarak bir takım zorlukları yaşama noktasında dedim ki bu iş amatörce gitsin. Günlerden bir gün bir telefon geldi. Altan Bey isminde biri beni aradı. Ben ketenle uğraşıyorum tekstil mühendisiyim. Siz ketenle uğraşıyorsunuz. Sizlerle görüşmek istiyorum. Nereden arıyorsunuz Almanya’dan dedi. Bizim yapmış olduğumuz projenin ilimiz sınırlarından yurt dışına taşınması bana doping yaptı. Kendisi ilimizi ziyaret etmek istediğimiz söyledi. Buyurun dedik. İl Tarım Müdürlüğü ve Sayın Valimizle yapılan toplantı sonucunda Valimiz ne kadar alanda üretim yapılması gerekiyor dedi. Ziraat Mühendisi Barış Bey hesapladı 500 dönüm dedi. Sayın Valimizin talimatıyla 500 dönüm araziyi bulduk. Bizim geçen yıl ki toplantımızın başarıya ulaşması ve bu başarının basın kuruluşlarının aracılığıyla yurt dışı sınırlarına gitmiş olması ve bunun sonucunda Altan Bey’in bizi aramış olması son derece sevindirici. Yöremizin bir markası olması temennisi içindeyiz. Bu anlamda devletin sonsuz desteklerini görüyoruz. Sivil toplum örgütlerinin desteklerini görüyoruz, üniversitemizin desteğini görüyoruz. Yapmamız gereken boş duran tarlalarımızı işlememiz. Akşamları köy gezileri yapıyoruz. Bu gezilerde insanlarımız bizi dinliyor ama bize direnç göstermeye çalışıyorlar. Ben de diyorum ki bizi kandırın. Tohumu biz vereceğiz. Traktör desteğini biz sağlıyoruz. Sürülmeyen tarlaları sürülecek. Hele bir ekin. Kim yolacak? Yolmaya da ben gelirim. Bu konuyla ilgili size bir mesaj vermeye çalışıyorum. Bizlerin yapması gereken biracık çaba sarf etmesidir. Elyaf ünitesi kurulduğunda bu memlekette olmaz denilen üretim olmaz denilen olayın insanların artık bir şeyler yapabildiğini görerek sanayileşme yoluna gidilebilir. Benim en büyük hayalim bu işin gelişerek şurada boş duran fabrika binasının üretim tesisi haline gelmesidir. Türkiye’de keten tohumu yok. Keten tohumu ile internetten baktığınız zaman tüm haberler bizim Ulus’la ilgili çıkar. Şu aşamada keten tohumu bir tek bizde var. Keten üretimi bir tek biz yapıyoruz. Demek ki biz tek başımıza bir hiçiz. Hep birlikte var isek bir gücüz. Bu projeye hep birlikte destek vererek gelişme noktasında yardım istiyorum. Bu projenin aynı heyecanla devam edeceği inancındayım. Bu çalışmalarda bizlere destek veren İl Tarım Müdürümüz, İl Genel Sekreterimiz, İl Çevre Müdürümüz, Ulus Kaymakamımız bize manevi desteklerini veren Sayın Valimiz bununla birlikte köy muhtarlarımız sivil toplum örgütlerimize teşekkür ediyoruz.
BU İŞTEN BENİM BİR ÇIKARIM YOK
“Bu işe girerken Coşkun Bey’in bu işte menfaati var diye sorgulanıyordu. Şunu da size temin ederim ki benim şu masa kadar ekecek yerim yok. Eğer ki biz bu projeyi tutturursak bizim memleketimiz bu işten nemalanmış olacak. Konuşuyorlar Coşkun Bey aday mı olacak diye. Bakın adayda değilim. O anlamda bu işi samimi bir şekilde yürütmemiz gerektiğini düşünüyorum”
ULUS’TA POTANSİYEL VAR
Tübitak Tekstil Platformu üyesi, Tekstil Mühendisi Altan Arslan uzun vadeli bir iş olan keten tohumu üretiminden yöre halkının gelir edeceğini söyleyerek, “Gerek şahsım gerekse üniversiteden buraya gelen arkadaşların bu işten bir beklentisi yok. Kafanızda herhangi bir soru işareti gelmesin biz destek vermek amacıyla buradayız. Bu tamamen bizim meslek aşkımızdan doğan gelişmedir. Almanya’dan ben Coşkun Bey’i buldum ve buradayım. Ben Avrupa’da tekstil konusunda araştırma geliştirme yapan ve çok önemli buluşları olan biriyim. Bu araştırmalarımın arasına da tesadüfen keten girdi. İstanbul’da bunun vasıtasıyla teknolojik gelişmeleri takip eden bir şirketle bağlantı kurdum. Dediler ki biz ketenimizin elyafını Belçika’dan alırız. Bu elyaf Çin’e gider orada iplik ve kumaş haline gelir, tekrar bize bitmiş ürün olarak gönderirler dendi. Orada çok bilgili bir arkadaşım Türkiye’de keten yok mu dedi. Yok dedik. Bu benim mantığıma uygun gelmedi. Çünkü Türkiye hakikaten zengin bir yer, büyümeyecek bitki, sebze, meyve çeşidi düşünemiyorum. O yüzden meraktan aradım ve Ulus karşıma çıktı. Türkiye’de 1957’le kadar 45 bin hektar keten ekilirmiş. 1950’li yıllardan sonra Amerikan bezinin gelmesi nedeniyle keten gerilemeye başlamış. Geçmişi Romalılara kadar uzanan bir olay. Söylendiğine göre Mısır’a kadar gemilerle bezler gidermiş. Batı ve Doğu Karadeniz gerek ketene gerek kendire çok uygun bir iklim. Ama Batı Karadeniz’in kendine göre iklim avantajı var. Dünyada en iyi keten elyaf özelliği bakımından Fransa ve Belçika’da üretiliyor. Bunun yanında Hollanda’da ve İspanya’da var. Ayrıca Mısır ve Çin’de üretimi yapılıyor. Bu yaklaşık 270 bin ton civarında bir miktar. En büyük oranı 60 bin ton civarında Çin’de üretiliyor. Elyafın özelliği ince ve uzun olmasıdır. Bütün ülkeler Belçika’dan gelen elyafı Rusya’dan, Çin’in elyafıyla karıştırırlar daha güzel bir hale getirmeye çalışıyorlar” dedi.
KETEN ALTIN PİYASASI GİBİ
Arslan konuşmasında, “Keten, elyaf olarak giyim sektöründe kullanılır. Ev tekstillerinde kullanılır, yatak örtüsü masa örtüsü gibi. Tohum olarak, ilaç olarak ve yemek olarak kullanılır. Yağı da çıkarılır. Kullandığımız paranın içinde keten elyafı, sigaranın içindeki elyaf kullanılır. Oldukça geniş bir kullanım alanı var. Ürün aldığımızda yüzde 15’i uzun elyaf olarak elimize geçer. Tohumu yüzde 15 civarında bir de kırmadan sonra kalan kabuklarda kullanılır. Tarladan çıkan ürünün yüzde 75’i değerlendirilir. 2009 yılında Avrupa şartlarında uzun elyafın 1,5 avroya satarken bugün 2,5 avrorunun üzerine çıktı. Kısa elyaf 0,35 ten 0, 65’e çıktı. Biliyorsunuz tekstilde ana ağırlıklı tema pamuktur. Pamuğun özelliği çok su harcar. Bir kilo pamuk için 20 bin litre su harcanır. Ketenin bu derdi yoktur. İklim uygun olursa en iyi verimi alırsınız ve su harcamazsınız. Keten üretim safhası olsun satış konusunda olsun oldukça rağbet görür. Yeter ki siz bu işe el atın, gönlünüzden geldiği gibi. Bakın ben size bir şey söyleyeyim. Benim eşim çiçek yetiştirir. İki çiçekten biriyle bir yıl sürekli olarak konuştu. Öbürüyle konuşmadı. İnanın konuşulan çiçek diğerine göre daha farklı oldu. Bu işi yerine oturduğu zaman işler peşin sıra birbirini takip edecektir. Bartın’ın geçmişinde olan keteni tekrar kazandıralım. Ketenin uzun vadeli el sanatı olarak kaybolan değerleri ortaya çıkarmak istiyoruz. Bu işi yönetecek insanlar sizsiniz. Bu heyecanı sizlerde görürsek biz de heyecanlarınız. Hem bölgemize hem size bir şeyler kazandırmak istiyoruz” dedi.
KETENLE KENEVİR KARIŞTIRILIYOR
Keten tohumu üretimi işinde yanlış bilgilerin olduğunu da hatırlatan Arslan, “Birde yanlış anlaşılan bir konu var. Bu bitkiler 3 çeşit olarak sınıflandırılıyor. Keten, kenevirle ve kendiri insanlar birbirine karıştırıyor. Kenevir bu işte kullanılabilecek bir bitki yalnız uyuşturucu maddeye ortam sağladığı için Türkiye’de ve dünyada özel izne tabidir. Bu bölgede kendirle keneviri karıştırıyorlar. Kendir başka bir ağaç türü, bu bölgede büyüyebilecek bir bitki. Keneviri kafanızdan çıkarın söz konusu değil. Yanlış bilenler size gelecek bunu aklınızdan çıkarın. Bizden destek sonsuz. Yalnız generallerle yalnız askerlerle savaş olmuyor. Savaşa girmek istiyorsak askerlerin ve generallerin al ala vermesi lazım. Elyaf piyasası altın gibidir. Bu bölgede Avrupa şartlarına çok iyi uyuyor. En üst düzeyde üretim yaparsak ürünü alacak ülke çok. İyi kalitede bir elyafı ben size Belçika’dan bir yığın adam getiririm. Onlar sıraya girerler, onlar işlerini önceden bağlarlar. 5 yıl içinde elyaf işini en iyi şekilde öğrenelim. En güzelini yapalım. Ayrıca bu elyaf yetiştirilirken Aydın Üniversitesinin ziraat alanı var, gen araştırma laboratuarı var. Orada da tohumların en iyi şekilde ıslah edilmesi için çaba göstereceğiz. 5 yıl sonrasında ise yüreğimden geçen şudur. Bir iplikhane yapılmasıdır. Burada iplik fabrikasının kurulmasıdır. Hatta Tokat’tan bile böyle bir arzu geldi. Tokat ili bu işi yapacaktı ama olmadı. Bunlar hep arzu istek. Keten burada olursa bundan sonra peşi gelecektir. Üreteceksiniz satacaksınız. Üniversitemizin vasıtasıyla el işleri gelişecektir” dedi.
İPLİK FABRİKASI KURULABİLİR
Arslan, “Burada bir menfaat unsuru vardır elbette. Şu anda keten altın durumunda, düşüşte değil çıkıştadır. Bunun geriye düşüşü olmaz. İnsanlar artık keten dönüyor. Sebebi de pamuğun çok su gideri olmasıdır. Su, şu anda belki sizin su sorunlarınız yoktur ama dünyada en büyük sorunlardan biri. Tüm dünyada içilebilecek su miktarı yüzde 3. Bazı bölgelerde hiç yok. Dolayısıyla insanlar yeni teknolojilere dönüyor. Benim teknolojimde su yok gibidir. Kazançsız iş olmaz. Avrupalılar kendi şartlarına göre hesap yapmışlar. Hektar başına 300 avro, bizde biraz daha yüksek olur sanırım iki katı olur. Yani 600 avro. Bu masraflar falan çıkınca işin sonunda ele geçen net para. Biz tohumumuzu hemen yetiştireceğiz diye bir düşünceye kapılırsak hata ederiz. Sizin kullandığınız tohum tamamen yağ için geçerli olanı. Oradan ne kadar elyaf çıkar konuşmak lazım. Önce bu işin detayına bakmak lazım. Tohum konusunu değerlendirteceğiz. Siz aranızda zamanı geldiğinde yarış yapacaksınız. Hiç durmadan ilerleme kaydedeceksiniz. Ben burada iplik tesisi görmek isterim. Eğer keten burada olursa iplik fabrikası da burada olacaktır”
BU İŞİN ALT YAPISI VAR
Tarım İl Müdürü Yusuf Alagöz ise bilgilendirme toplantısında yaptığı konuşmasında, “Şu anda Kozcağız’da keten işleyen tezgahlarımız var. Halk Eğitim kanalıyla bunlar yapıldı. Biz kurum olarak burada çok güzel bir başlangıca imza attık. Uluslu arkadaşlarımızın dernek başkanlarımızın önderliğinde çalışma yapıldı. Yakında bir proje sunacağız. Tübitaktan da bu konuda destek bekliyoruz. Burada vatandaşın beklentisi var. Benim elime kaç para geçecek şeklinde. Bugün Valilik olarak, Tarım İl Müdürlüğü olarak gerekli destekler veriliyor. Burada bir örgütlenme var. Ulus deyince akla örgütlenme geliyor. Tarım İl Müdürlüğü olarak bizde bir dizi eğitimler yaptık. Bir alt yapı oluştu. İnşallah bu toplantının semeresini güz döneminde hasat bayramı yaparak alırız. Bunu başaracağımıza inanıyorum. Vatandaşlarımız bunun bilincinde” dedi.
DESTEĞİMİZİ SONUNA KADAR VERECEĞİZ
Kaymakam Ali Fuat Atik ise yöre halkının projeye sahip çıkmasını istedi. Kaymakam Atik, “İşin teknik boyutunu, gelir durumun uzman arkadaşlar anlattı. Bize sadece bu anlamda projeye destek olmak düşüyor. Bu anlamda bu işe destek veriyoruz bundan sonrada vermeye devam edeceğiz. İnşallah bizim burada vermiş olduğumuz destekle keten üretimi Bartın’da, Batı Karadeniz yöresinin vazgeçilmez bir ürünü haline gelir. Projeyle olan her şeye sonuna kadar destek veriyorum. Yeter ki projeyle olsun. Ben inandığım için buradayım. İnşallah bu işten netice alacağız. Bu konuda vatandaşlarımızın istekli olması gerekiyor. İlk etapta para kanacağız gözüyle buna bakmamak lazım. Bu bir süreç meselesi. Siz sahip çıkarsanız bu iş yürür. Vatandaşlarımız bu işe sahip çıkmazsa bizim bu işe yapmış olduğumuz çalışmalar boşa gider üzülürüz. Bunu ekecek olan sizsiniz. Projede emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi.