Eskiden her Türk asker doğardı. Şimdi bazılarımız bedelli doğuyor. Kimse üstüne alınmasın. Bu bir Türkiye gerçeği. Türkiye’de 4 yıllık fakülte mezunu olan ve askerlik şartlarına uyan vatandaşlarımız kısa dönem vatani görevini yerine getiriyorlar. Cuma günü aziz Türkiye’mizin dört bir yanından gelen Türk, Kürt, Laz, Çerkeş evlatlarının bayrak ve silah üstüne yaptıkları yemin törenine katıldılar. Şan, şeref, görev ile çakı gibi askerler yemin etti. Şunu belirteyim ki saygı duruşunu ardından banttan değil de yüksek sesle yürekten okunan İstiklal Marşımızın yıllarca söylediğimiz en güzel marştı. Ailelerin gözlerinde sadece gurur vardı. Mehmetçikler yemin etti. Başarılı askerler ödüllendirildi. Ve bir Mehmetçik ‘’GÖREV’’ şiirini okumak için mikrofona geldi. Şehit oğlu Mehmet. Tekmilini verdi. Birinci mısra, ikinci mısrada Mehmet’imin gözyaşları sesine karıştı. Bizim askerimiz ana kuzusudur. Kınalı kuzudur. Anadolu toprağından almıştır karakterini. Şehit kanıyla sulanan kara topraktan. Gazetecilik mesleğinde sözün bittiği yerdeydik. Gözyaşları arasında şiirini okudu. Şiirin adı Görev. Teması net şiirin ‘’ Söz konusu olan vatansa, gerisi teferruattır.”’’Memleketin neresi diye sorduk.Mehmetçik bu nerde ne diyeceğini bilir’ ’Memleket aziz bir coğrafya abi, adı da VATAN’ ’sadece bize susmak düştü. İçimden şunlar geçti. ’seni doğuran annenin elini öperiz, seni yetiştiren öğretmenine helal olsun, senin komutanın alnından öpmeli’’

TİMSAH GÖZYAŞLARI

Aziz Türkiye’mde bunlar yaşanırken birde bedelli askerlerimiz var. Okumuşu, okumamışı evini, barkını, işini, canı, cananı bırakıp sıradağlar gibi vatan savunması için askerlik şubelerine giderken cebinde 30 bin lirası olanda şubelere koşuyor. Memurdan bir evrak, bankaya paranın yattığına dair hesap belgesi, bütün askerlik hatıraları bu kadar. Zenginimiz bedel öder askerimiz fakirden ve orta gelirlidendir. Uyanıkların yüzlerinde gülücük ve sevinç gözyaşları. Askerlikten yırttılar. Bazıları işi lakaytlığa kadar vardırıp’ ’bırakın bu vatan-millet edebiyatını, bizim parayla orduya silah alınsın’ ’ey hak bu milletin adı Türk Milleti’dir. Yokluklar içinde kendi silahını el atölyelerinde yaparak, çocuklarını bırakıp sırtlarına mermileri sarıp cepheye koşan bir millettir. Ey hak karşındaki duvar. Nasılsa bedelli vurmuş. Gözünde sevinç yaşları. Mehmetçiğin ise  döktüğü sadece gözyaşı değil, an geldiğinde canını verip kanını da döküyor.

BU ARADA BEDELLİLER ‘’YEMİN’’EDECEK Mİ?

Kanun çıktı. Gazi, kahraman TBMM gece gündüz çalıştı bedelli askerlik yasasını çıkardı. Çankaya Köşkü’nde Atatürk’ün makamındaki Cumhurbaşkanı kanunu onayladı. Takdir makamındır. Şike yasasını bir kez daha düşünün diye geri gönderen GÜL aynı tavrı bedelli konusunda göstermedi. Şimdi ben şu soruyu soruyorum bedelli için müracaat edenlere temel eğitimi kaldırdınız. Peki, bu adamlar bayrak ve silah üstüne yemin edecekler mi? Seferberlik olursa bu kanundan faydalananlar asker sayılacak mı? Türkiye Cumhuriyet’imizin anayasasında benimsenen ‘’eşitlik’’ ilkesi bu kanunla delinmiş olmuyor mu?