İlgili Foto Galeriye Git
Beraberindeki teşkilat mensupları ile birlikte, Bartın Merkez Geriş, Akağaç, Epçiler, Hasanlar, Alibaş köylerini ziyaret eden Milletvekili Tunç madde madde Anayasa değişikliğini anlatıyor. Teşkilata, muhtarlara, sivil toplum kuruluşu temsilcilerine ve çeşitli toplum kesimlerine yönelik toplantılarda ve köy köy kahvehane toplantılarında 18 Maddelik anayasa değişikliğinin içeriğini anlatan Milletvekili Tunç, her maddeyi tek tek yorumluyor. Tunç, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin Türkiye'nin geleceği için önemli olduğunu savunuyor.
Tek adam değil, milletin adamı geliyor
Milletvekili Tunç "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile tek adamlık geliyor iddialarına değinerek; iddialarının tamamen asılsız olduğunu, seçimlerinde %50 oy almayı hayal bile edemeyenler bu yalanı uyduruyor. Çalışmadan, üretmeden, sadece karşı çıkarak muhalefetlik yapılmaz. Vesayet odakları ile iş tutmayı, milletin güvenini kazanmaktan daha kolay görenler tek adamlık yalanına sığınmışlar zihinleri bulandırmaya devam ediyorlar. Yeni Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde, %50’nin üstünde milletin teveccühünü, güvenini kazanmış bir kişi tek adam olmaz, olsa olsa milletin adamı olur."
"Koca bir yalan"
Milletvekili Tunç, "muhalefetin yalanlardan biri" olarak nitelendiği Cumhurbaşkanının istediği zaman Meclisi feshedebileceği söyleminin gerçeği yansıtmadığını belirterek, "Cumhurbaşkanı da, Meclis de seçimlerin yenilenmesine karar verebilecek. Bu takdirde hem Cumhurbaşkanlığı hem de Meclis seçimi birlikte yapılacak. Cumhurbaşkanı seçimleri yenileme kararı aldığı takdirde kendi görevi de sona erecek. Cumhurbaşkanı 1.döneminde seçimi yenilediği takdirde kendi görev süresinden harcamış olacak. Eğer 2.döneminde seçimi yenilerse aday olamayacak. İşin aslı böyle iken Cumhurbaşkanı canı istediğinde Milletvekili seçimlerini yenileme kararı alır mı? Çok büyük bir devlet krizi ile karşı karşıya kalındığında milletin hakemliğine başvurulması gerektiğinde zorunlu ve istisnai olarak kullanılabilecek bir yetkidir bu. Mesela 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Cumhurbaşkanı başkanlığında Bakanlar Kurulu OHAL kararı aldı, Meclis onaylamasaydı, ne olurdu? Darbecilerle mücadele yapılamazdı. Böyle bir durumda çözüm yolu ne olacaktı? Seçimleri yenileyerek, milletin hakemliğine başvurmak olacaktı. Gelecekte buna benzer içinden çıkılamayacak bir devlet krizi olduğunda, milletin bekası söz konusu olduğunda Millete gitmekten başka çare olamayacağından bu yetki kullanılabilecektir.
"2 yıl sonra emekli olamaz"
Öyle yalanlar uyduruyorlar ki? 18 yaşında Milletvekili olacak gençlerin 20 yaşında emekli olabileceğini belirterek, halkı kandırabileceklerini sanıyorlar. Ben, 10 yıldır milletvekiliyim. Ama emekli olamadım. Neden? Çünkü Milletvekilleri de normal vatandaşlar gibi sigorta primini doldurmak, emeklilik yaşını beklemek zorunda. Bu da külliyen yalan. Biz gençlerimize güveniyoruz, demokratik ülkelerde reşit olma yaşı ile birlikte seçme hakkı ve seçilme hakkı veriliyor. Biz de niye verilmesin? 18-25 yaş arasında 6,5 milyon genç var. Bu kadar genç nüfusun Meclis'te birkaç tane temsilcisinin olması, kanunlar yapılırken genç bakış açısının da yansıması, gençlerin tecrübe kazanması neden rahatsız ediyor? Hayırcıların küçümsediği o gençler, 15 Temmuz gecesi, o hayırcılar bankamatik kuyruğuna, markette makarna kuyruğuna girerken, küçümsedikleri gençler, tankın topun tüfeğin karşısına dikildi, bayrak için, vatan için şehit oldu, gazi oldu.
"Cumhurbaşkanı kararnamesi kanundan üstün değil"
Cumhurbaşkanı kararnamesi ile vatandaşların malına mülküne el konulabileceği, maaşlarının bile düşürülebileceğine ilişkin yalanlar üretiyorlar, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi, bu günkü Bakanlar Kurulu kararnamesi. Yürütme ile ilgili çıkarılabilecek, temel hak ve özgürlükler, siyasi haklar kararname ile düzenlenemeyecek, Kararname kanuna aykırı olamayacak, kanun üstünlüğü devam ediyor, kanuna ve anayasaya aykırı olan Cumhurbaşkanlığı kararnameleri hakkında Meclisteki birinci ve ikinci parti Anayasa mahkemesine başvurarak iptal ettirebilecek. Cumhurbaşkanın tüm işlemleri hakkında idari yargıda dava açıp iptali söz konusu olabilecek.
"Cumhuriyet güçleniyor"
Anayasa değişikliği ile Cumhuriyetin elden gideceği, diktatörlüğün geleceğine yönelik yalanlar da sürekli tekrarlanıyor. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde halk hükümetini doğrudan sandıkta belirleyecek. Milletvekillerini de doğrudan sandıkta belirleyecek. Meclis, Cumhurbaşkanlığı hükümetini denetleyecek. Cumhurbaşkanını, yardımcılarını ve bakanlarını gerektiğinde 301 milletvekilinin önergesi ile soruşturma başlatıp, Yüce Divan'a gönderebilecek. Halkın en fazla iki dönem için seçtiği, halka karşı siyasi sorumluluğu olan, Meclise karşı cezai sorumluluğu olan bir Cumhurbaşkanının diktatör olacağını iddia etmek bu millete saygısızlıktır. Bu milletin diktatör seçecek karakterde olduğunu zannedenler gafildirler. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, hükümet kurma yetkisini doğrudan doğruya halka vermektir, yani Cumhuriyetin ta kendisidir.
"Bölgesel yönetim söylemi de yalan"
Türkiye Cumhuriyeti laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devletidir. Devleti ve ülkesi ile bölünmez bir bütündür. Üniter yapı, Anayasanın değişmez maddeleri kesinlikle korunmaktadır. Bu şekilde bir kararname çıkarılamaz, Cumhurbaşkanlığı kararnameleri Anayasaya kanuna aykırı olamaz, Anayasa mahkemesinin denetimine tabidir.
"'Darbelere karşıyım' diyen buna hayır diyebilir mi?"
Bu ülkenin her 10 yılda bir darbeye maruz kalmaması için, gelecekte çocuklarımız bir daha 15 Temmuz'ları, 12 Eylül'leri, 27 Mayıs'ları yaşamaması için, bu 18 maddelik Anayasa değişiklik sayesinde Türk Silahlı Kuvvetleri, Devlet Denetleme Kurulu'nun denetimi kapsamına alınıyor. 'Darbelere karşıyım' diyen buna hayır diyebilir mi? Demokrasiye inanan, Cumhuriyeti savunan herkes bu değişikliğe 'Evet' diyecektir."