Bartın’da tahrip edilmiş bir alanda yürütülen arkeolojik çalışmalar sonucunda günümüzden yaklaşık 5000 yıl öncesine dayanan Kalkolitik ya da Erken Tunç Dönemlerine ait kalıntılar tespit edildi.
Bartın Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi, Arkeoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Fatma Bağdatlı Çam tarafından yürütülen “Bartın İli ve İlçeleri Yüzey Araştırması Projesi” kapsamında çalışmalar devam ediyor.
2017 yılında başlayan ve bölge tarihine ışık tutan çalışmalarda 7 farklı üniversiteden öğretim elemanlarıyla birlikte Kültür ve Turizm Bakanlığından uzmanlar yer alıyor.
Araştırmalar kapsamında Bartın merkez ve ilçeleriyle Küre Dağları Milli Parkında tespit edilen kültür varlıkları Bartın kent merkezinin tarihinin 5000 yıl öncesine uzandığını ortaya koyuyor.
“Bartın’nda Tunç Çağı yerleşimi tespit edildi”
Arkeolojik çalışmalar hakkında bilgiler veren Bağdatlı Çam, Bartın il sınırlarında 2021 yılında gerçekleştirilen çalışmalarda, yeni keşiflerle heyecan verici sonuçlara ulaştıklarını söyledi.
Bağdatlı Çam, çalışma yapılan alanlardan bazılarının tahrip edildiğini de üzüntüyle ifade ederek “2021 yılı çalışmalarında kaçakkazılar tarafından zarar görmüş olan bir höyükte önemli bulgularaulaştık. Burada tespit edilen pişmiş toprak seramik örneklerindenbölgede Kalkolitik ya da Erken Tunç Dönemlerinde (günümüzden yaklaşık 5000 yıl öncesi) yerleşim olduğu anlaşılmıştır. Bartın kent merkezine oldukça yakın bir konumda tespit edilen bu yerleşim alanı Bartın’ın yerleşim tarihinin günümüzden yaklaşık 5000 yıl öncesine uzandığını göstermektedir” dedi.
“Tahrip edilen alanın koruma altına alınması sağlanacak”
İzinsiz kazıların büyük tahribat oluşturduğunu ve arkeolojik çalışmaların yapılmasını zorlaştırdığının altını çizen Bağdatlı Çam, “Bartın yerleşim tarihiyle ilgili önemli bulguların elde edildiği alanınKültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile Karabük Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kuruluna hazırlanan raporlar yardımıyla bilgi verilmiş ve koruma altına alınması için başvurular yapılmıştır. 2022 yılında Bartın İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ve Amasra Müzesi ile daha kapsamlı çalışmalar planlanmaktadır” diye konuştu.
“Yok olan tarih belgeleniyor”
Bağdatlı Çam, araştırmaların en önemli sonuçlarından birinin tahrip edilen kültür varlıklarının yok olmadan kayıt altına alınmasıolduğunu kaydederek “Yaptığımız çalışmalarla tahribata uğramış birçok zenginliğimizi kayıt altına alarak bölgenin tarihinin tespit edilmesi ve turizmine kazandırılması için gerekli veri tabanını oluşturabilmek için gayret gösteriyoruz. Bu kapsamda 2021 yılı çalışmalarında çok sayıda kaya mezarı belgelenerek kayıt altına alınmıştır. Yine Türk-İslam Dönemine ait mezar taşları, çeşme yapıları ve ahşap ev mimarisi örnekleri ile Kayadibi Kavlak Köyünde günümüzde işlevini yitirmemiş bir değirmen kayıt altına alınmıştır” şeklinde konuştu.
“Parthenios/Parthenia Kome Antik Kentinin konumu tespit edildi”
Antik dönemde Bartın’daki yerleşim ile ilgili çalışmaların devam edeceğini kaydeden Bağdatlı Çam, “Homeros’un İlyada destanında ismi geçen Parthenios Nehri’nin denize döküldüğü alanda kurulmuş olduğuna inanılan, Parthenios ve Parthenia Kome olarak anılan antik kentin, Bartın merkeze yakın bir konumda bulunduğu araştırmalarımız sonucunda anlaşılmış bulunmaktadır. Kentin nekropol alanı belirlenmiş ve mimari izlere rastlanmış olup, 2022 yılı çalışmalarında kentin yerleşim alanına dair incelemeler daha detaylı olarak sürdürülecek, böylece ‘Antik Dönemde Bartın Kenti’nin gün ışığına çıkarılması için çalışmalara devam edilecektir” ifadelerini kullandı.
“Ulus İlçesinde Paphlagonia Aslanı heykelleri tespit edildi”
Çalışmalar kapsamında Ulus İlçesinde yapılan tespite de yer veren Bağdatlı Çam, “Paphlagonia Bölgesine özgü olarak bilinen çoğunlukla kireç taşı ya da bazalt gibi yerel malzemeden üretilmiş olan aslan heykelleri Kastamonu ve çevresinde yaygın olarak görülmektedir. Bu doğrultuda 2021 yılı Ulus İlçe sınırlarında gerçekleştirdiğimiz tespitler ışığında, bölgede kendine özgü bir stile sahip aslan heykelleri tespit ettik. Bulgular bölgede bu heykelleriüreten bir atölye olabileceğine işaret ediyor. Aslan heykellerinin bilimsel literatüre kazandırılması amacıyla çalışmalar başlattık” ifadelerine yer verdi.
“Küredağları Milli Parkında Erken Bizans Dönemine ait yapılar görüldü”
Bağdatlı Çam, Türkiye’de korunması gerekli 9 sıcak noktadan biri olan PANPARKS (Avrupa’nın Seçkin Milli Parkları Ağı) üyesi Küre Dağları Milli Parkında önemli bulgulara ulaştıklarını söyledi.
Doç. Dr. Bağdatlı Çam “Küre Dağları Milli Parkı sınırlarında çalışmalarımızda, Erken Bizans Dönemine tarihlenen yapılar topluluğu, söz konusu alanda bir Manastır yerleşkesininbulunduğuna işaret etmektedir. Buradaki çalışmalar, dağlık alanda antik dönemden bu yana var olan yerleşimlerin var olduğu anlamına gelmektedir” dedi.
Doç. Dr. Bağdatlı Çam teşekkür etti
Bartın’da gerçekleştirilen ve bölge tarihiyle ilgili yeni verilerin ortaya konulduğu çalışmalara destek verenlere teşekkür eden Doç. Dr. Bağdatlı Çam, “Tüm çalışmalarımız iç ve dış paydaşlarımızın destekleriyle gerçekleştiriliyor. Bu doğrultuda yakın ilgileri için Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ve Bartın Valimiz Sayın Sinan Güner başta olmak üzere Bartın Ticaret ve Sanayi Odası Başkanımız Sayın Halil Balık, Ulus Belediye Başkanımız Sayın Hasan Hüseyin Uzun, Bartın İl Özel İdaresi Genel Sekreterimiz Sayın Çetin Metin, İl Kültür ve Turizm Müdürümüz Handan Karakoç, Amasra Müzesi Müdürlüğü ve kıymetli muhtarlarımıza teşekkürlerimi sunuyorum. Ayrıca tüm çalışmalarımızda olduğu gibi bölgemize odaklanarak gerçekleştirdiğimiz çalışmalara verdikleri destekler için Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Sayın Orhan Uzun’a teşekkür ederiz” şeklinde konuştu.
Rektör Uzun tebrik etti
Proje ekibini gayretlerinden dolayı kutlayan Bartın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun ise “Bartın Üniversitesi olarak tüm çalışmalarımızda bölgemizden başlayarak, ülkemizin gelişimine katkı sunmak için gayret ediyoruz. Bölgemizin kültür ve medeniyet zenginliğinin her parçasını ülkemize kazandırmak istiyoruz. Bu anlayışla Sanat Tarihi Bölümü öğretim elemanlarımız tarafından yürütülen ve dış paydaşlarımızın destek verdiği projeyi oldukça anlamlı buluyorum. Yoğun çalışmalarla bizlere kalan mirası korumak ve gelecek nesillere aktarmak için çaba gösteren başta Doç. Dr. Fatma Bağdatlı Çam olmak üzere tüm çalışma ekibine teşekkür ediyorum. Ayrıca bu doğrultuda destekleri için Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Mehmet Nuri Ersoy ile birlikte bakanlık çalışanlarına, iyi dilekleri ve yakın ilgileri dolayısıyla YÖK Başkanımız Prof. Dr. Sayın Erol Özvar hocamızla birlikte YÖK üyelerimize de şükranlarımı sunuyorum” diye konuştu.
Alanında yetkin kişiler araştırmalara katıldı
Doç. Dr. Bağdatlı Çam başkanlığındaki araştırmalara; Bakanlık Yetkili Uzmanı Ömer Çepnioğlu, Bartın Üniversitesinden Dr. Öğr.Üyesi Handan Bilici, Dr. Öğr. Üyesi Ali Bora, Dr. Öğr. Üyesi Sinan Paksoy ve Arş. Gör. İzzettin Elalmış, Adnan Menderes Üniversitesinden Arş. Gör. Mükerrem Kürüm, Süleyman Demirel Üniversitesinden Arş. Gör. Ercan Verim ve Arkeologlar Seher Akgün ile Umut Bostancı yer alıyor. Ayrıca bilgi paylaşımı içerisinde devam eden çalışmalara Selçuk Üniversitesinden Dr. Öğr. Üyesi Suhal Sağlan, Mimari Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesinden Epigraf Doç. Dr. Bülent Öztürk, Mersin Üniversitesinden Doç Dr.Erkan Alkaç ve Kocaeli Üniversitesinden Jeolog Arş. Gör. Yasemin Bora da katkılar sağlıyor. Önümüzdeki dönemde farklı uzmanlık alanlarından öğretim üyelerinin de katılımıyla çalışmalar devam edecek.