Bir zamanlar bizi duygulandıran bir şarkı yazıldı.’’ Karlar düşer, düşer düşer ağlarım’’ diye. Ey! sen yüreğimin can parçası Van. Depremle yıkıldık. Sarsıldık bizde uzakta Karadeniz’de olsak da. Hırçın yüreğimiz sallandı senle. Sana emeğin yüzlerini madencilerimizi yolladık beyaz melekleri canları kurtarsın diye. Kimimiz ekmeğini ısırmadan yolladı sana, bazımız sırtından kazağını çıkarttı sarıp sarmaladı sana. Anadolu olduk yeni baştan Van’da vücut buldu bir millet. Yollara düştü dört bir yandan senin için eller. Ölen canlar bizim kalan fidanlar bizimdir Van. Seni düşünürüm ey Van. Yıkık binaların altında kalan canlarınla. Bir feryat ve ağıtların kentisin Van.

Üşürse beden üşür yürekler buz tutmaz. Simdi beyaz bir örtünün içinde, çadırlarda yaşayan, yüzleri dağ bakışlı mağrur insanlarınla uzaktan seni düşünürüm Van. Isıtamadık seni affet bizi ey bir yanı yıkık kent. Bizler sıcak evlerimizde dizilerde mutlu hayallere dalmışken sen donuyordun. Timsah gözyaşları döktü bazılarımız. Canlı yayında TV ekranlarında Van için birçok vaatte bulunanlardan bazıları tutmadı sözünü. Okullarda küçük çocuklar harçlıklarını verdi de bu ülkede ‘’5 yıldızlı’’ yaşam sürenler umursamadı. Ortadoğu’da bahar, Avrupa’da kriz var derken sana gelen kara kışı göremedi Ankara. Şimdi üşüyorsun. Donuyorsun ısıtamıyoruz.
 
VAN YOKSUL ARTIK

Van zaten yoksuldu. Yoksullukla çok erken tanışır Vanlılar. Elbette varlıklı insanlarda vardır. Kardeşçe bir yorganı paylaşmayı, soğuk çadırlarda kendi sıcaklığıyla ısıtmayı bilir Vanlı. Deprem vurur Van’ı, yokluğu bilir, ölümü enkaz yıkıklarında yaşar, bir el uzanır kendine sımsıkı sarılır. Ölümde olsa acıda olsa, yoksullukta olsa umut hep vardır. Üşüyen bedeninde, titreyen hücrelerinde yine de yaşamı arar. Öyle pembe dizilerdeki gibi lüks villalar, konaklar istemez. Alev alev yanan şöminede istemez Vanlı. Başını sokacak bir çatı, ayağının altında bir kilim ve bir ısıtıcı olsun yeter Vanlıya. Birde ocakta kaynayan sıcak aş. Varlık içinde yaşayanlar nerden bilsin üşümeyi, aç kalmayı. Ankara’nın lüks semtlerinde, bin bir çeşit bol menülü akşam yemeklerinde tartışır birileri deprem sonrası Van’ı. Ama Van üşür, ama Van oradadır. Titrek yürekleri ile bize bizden yakındır Van.

İLK’’OKUL’’

Aziz Türkiye’mizin güzel ili Van depremle sallandı. Erciş, Yukarı Kozluca Köyü. Karadeniz’den bir okul yapıp yolladık size. Deprem sonrası yapılan ilk eğitim binası olsun dedik. Bir Vali Işık oldu bize Vanlıya ev lazım, çocuklarına okul lazım diye. Kolları sıvadık. Bir okul yaptırdık. Sımsıcak olsun diye sınıflarınız bir kalorifer dairesi ekledik gücümüz kadar. Yetmez sana biliyoruz Van. Keşke tüm yaralarını sarabilsek. Elimizde kalemlerimizle bir Bartınlı gazeteciler çam sakızı, çoban armağanı yüreğimizle mini bir kütüphane kuralım dedik Erçiş Yukarı Kozluca Köyü’ne.Hep senleydik, yine sendeyiz’ ’Ey şehri Van’ ’Uzaklardan seni düşünürüz beyaz bir örtünün altında yıkık yüreklerinle sevdamızın kenti.