Bu hafta da ülkemizin ve dünyamızın dört bir yanındaki gizemli mekanları, büyülü güzellikteki diyarları, buram buram tarih kokan şehirleri keşfetmeye hazır mıyız ? Haydi o zaman bu haftaki rotamız Egenin incisi, bereketli ve güzel topraklar Denizli ilimizden olsun.
Rivayet odur ki, Bergama krallığının efsanalere konu olmuş kurucusu Telefos, gece gördüğü bir rüyadan etkilenmesinden midir bilinmez bir sabah uyanınca Amazonlar kraliçesi güzeller güzeli karısı Hera’yı uyandırarak “Ege, kutsal şehrine senin isminle kavuşacak” der.

HİERAPOLİS, DENİZLİ İLİMİZDE PAMUKKALE’NİN HEMEN YANI BAŞINDA
Evet sevgili dostlar, efsanelerin günümüze miras kaldığı kent Hierapolis’e hoş geldiniz. Hierapolis antik kenti, dünyaca meşhur beyaz cennet Pamukkale’mizin hemen yanı başında. Ülkemizin en önemli ve ismini en çok duyurabilmeyi başarabilmiş antik kentlerinden birtanesi ki ünü ülkemizle de sınırlı kalmamış ve beyaz cennet Pamukkale ile beraber UNESCO Dünya Kültürel Mirası Listesine kabul edilmiş. Böylelikle dünya çapında muhteşem bir antik kent tescili kazanmış olan Hierapolis antik kentini ziyaret ettiğinizde şırıl şırıl akan şifalı suların melodisini dinleyecek, sütunlar etrafında gezerken binlerce yıllık medeniyetin ayak izlerini sürecek, birbiri ardına dizilmiş antik mezarları gördükçe bu toprakların nice insanların yaşamlarına ve ölümlerine tanıklık ettiğini düşüneceksiniz. Haydi o zaman bünyesinde müthiş sırları, ibretlik hikayeleri barındıran gizemli kent Hierapolis gezimize başlayalım.

TARİHE YOLCULUK KUZEY ROMA KAPISINDAN BAŞLIYOR


Evet sevgili dostlar, Hirapolis ziyaretimiz Latrina ile devam ediyor. Latrina da nedir diye sorduğunuzu hemen duyar gibi oluyorum. Latrina tuvalet anlamına geliyor ve özelliği depremlerle yıkıldıktan sonra dahi tüm parçalarıyla günümüze kadar gelebilen çok nadir antik eserlerden biri olması. Frontinuıs caddesinin hemen solunda görebileceğimiz Latrinanın restorasyon süreci halen devam etmekte. Latrinanın, MÖ 3. yüzyılda inşa edildiği tahmin ediliyor. Bu kadar farklı ve bir o kadar da ilginç bezeme ve kabartma figürleriyle dikkat çeken bina (tuvalet) kime mi ithaf edilmiş. Hemen söyleyelim o zaman imparator Aleksandır Severos’a.
HİERAPOLİSİN GÜZELLİK VE ŞİFA HAMAMI

HEM PAGANLARIN HEM HIRİSTİYANLARIN KUTSAL ŞEHRİ


KARBONDİOKSİT GAZIYLA KURBAN EDİLEN BOĞALAR
Can seyahat kolikler, Hierapolis antik kentinde antik dönemin pagan (çok tanrılı) dönemine ait de birçok eser bulunmakta. Bunlardan biri de Hierapolis’in en önemli sözde tanrısı Apollon için yapılan kutsal alandır. MS 1. yüzyılda inşa edildiği düşünülen yapının, iyon tarzında yapıldığı ve MS 3. yüzyılda, esaslı bir değişim geçirdiği anlaşılmaktadır. Yapı üzerinde kazı ve araştırma çalışmalarının halen devam ettiği görülmektedir. Bu alan aynı zamanda plütenyum (hadesin kapısı) olarak da isimlendirilmektedir. Bu bina yardımıyla Pagan dönemindeki dini ritüellerin, ayinlerin nasıl yapıldığını günümüzde rahatlıkla görebilmekteyiz. Boğaların, bu suyun bünyesinde bulunan karbondioksit gazıyla sözde pagan tanrılarına kurban edildikleri anlaşılmaktadır. Sevgili dostlar, bunun için burada bir seromoni şeklinde bir ayinin organize edildiği ve bu ayini ancak belli seviyede ve makamdaki kişilerin izleyebildikleri yapılan araştırmalar sonucunda ortaya çıkarılmış..
ANTİK DÖNEMİN VOKALLERİNİN YANKI BULDUĞU 3 KATLI TİYATRO

ANTİK KENTİN ÇARŞILARINDA GEZMEK İSTER MİYDİNİZ ?
İşte sevgili dostlar bu isteğimiz için en uygun yer Doğu Agora. Antik şehrin en önemli bölümlerinden bir tanesi. Daha önceleri atölye ve nekropolis (mezarlık) olarak kullanılan Agora, şehirde meydana gelen depremlerden sonra kentin mimarları tarafından yeniden biçimlendirilerek antik kentin ticaret agorası olarak kullanılmış.
GİZEMLER VE KORKULAR DİYARI: HİERAPOLİS NEKROPOLİSİ
Hierapolis antik kentinin dışında, kuzey kısmında bulunan nekropolis (mezarlık), şehrin en ilginç ve gizemli mekanlarından bir tanesi. Tarihin tozlu ve karanlık yollarında yer bulmuş bir medeniyetin yaşayışını, kültürünü, gelenek ve göreneklerini hatta hayallerini, özlemlerini, tasavvurlarını bile bulabileceğimiz en doğru yerlerden birisi de mezarlıklardır sevgili dostlar. Evet bu gizemlerle bilinmezliklerle dolu olan mekan, yüzlerce hatta onbinlerce bedene artık ebedi bir ev olan kuzey nekropolü. Geçmişi geç Helenistik dönemden erken Hıristiyanlık dönemine kadar uzanmakta. Artık cansız bedenlerin hep beraber toplandıkları bu devasa yerleşim yeri, Hierapolis antik kentinin dışından kuzeyine doğru uzanmakta. Bu kocaman şehirde, ev tipi mezarlar şeklinde lahit ve tümülüsleri görebilir, hayal dünyanızda tarihin karanlık dönemlerinden günümüze bir seyir kadar sürecek yolculuğa çıkabilirsiniz. Yapımında kireçtaşı ve mermer gibi antik dönemin en çok kullanılan yapı malzemelerinin kullanıldığı mezarları gezerken dikkatle bakarsanız ölen kişinin hayatına ait birbirinden farklı izler bulabilirsiniz. Bu bağlamda özellikle lahitlerin üzerinde yer alan kabartma figürlerinde mezar sahibinin hayattayken yaptığı işle ilgili betimlemelerin bulunduğu anlaşılıyor. Örneğin bir asker öldüğünde bir savaş sahnesi işleniyor mezar taşına. Hamamda tellaklık yapan bir kişi için ise ya kese figürü yada hamam tası resimleri. Ölen kişinin gelir seviyesine göre birbirinden farklı çok ilginç mezarlar yaptırılmış. Fakat nekropolde bulunan mezarlardan çok azının ancak ilk günkü halini koruyabildiği görülüyor.
SIKI DURUN 114 NUMARALI ESRARENGİZ MEZARLIKTAYIZ

GİZEMLİ İSKELET VE KEMİK PARÇALARI

HİERAPOLİSİN HAZİN SONU: BÜYÜK DEPREMLER
Esrarengiz kent Hierapolis’te hayat, MS 60 yılında meydana geldiği tahmin edilen büyük depremle adeta durma noktasına gelmiş. Birçok mimari eser ve bina bu depremden nasibini ağır bir şekilde almış. Sonrasında her ne kadar zorunlu sebeplerle kentin bir takım insanları şehri terk etmemekte ısrar etse de, kentin peşini bir türlü bırakmayan depremler sonunda galip gelmiş ve şehri terk edilmiş ıssız bir konuma sürükleyivermiş. Depremler şehri defalarca yerle bir edip harabe haline getirmiş olsa da, günümüze kadar şehrin tamamen yok olarak ortadan kaybolmasına da neden olmamış. Böylece ne mutlu biz gezi koliklere ki, eşsiz bir medeniyetin izlerini sürmeye, tarihin derinliklerine yolculuk etmeye imkan tanınmış.
HİERAPOLİS’TE BİR ÇAĞIN HİKAYESİNİ YAŞAYIN
Can gezikolikler içerisinde sayısız gizemi ve medeniyetlerin izlerini saklayan Hierapolis antik kenti için yazılabilecek o kadar çok şey var ki… Ama ne çare ki satırlar sayılı, mekanlar sınırlı. Antik medeniyetlerin sırları hakkında çok şeyler öğrenebileceğimiz, muhteşem bir çağın hikayesini dinleyebileceğimiz Hierapolis antik kenti ziyaretimizi burada noktalıyoruz. Her zaman turizmin ve kültürün yanında olan ve yazılarımıza desteklerini eksik etmeyen Bartın Merkez’de faaliyet gösteren ELİT OPTİK ile BAŞARANLAR SOĞUTMA’ya teşekkürlerimi iletmek istiyorum.
Haftaya inşallah yeni bir rotada buluşmak dileğiyle özgürlüğünüzü alın ve sizi bekleyen diyarlara yelken açın, hep seyahatte kalın.
Facebook: Murat AK seyahat yazarı