Çağan Irmak, Babam ve Oğlum, Ulak, Issız Adam, Karanlıktakiler filmlerinin ardından karşımıza Dedemin İnsanları adlı sinema filmiyle geldi. Dedemin İnsanları gerçek, yaşanmış içimizde sakladığımız o öteki yarımızı bize anlattı. Kalbimizin bir yarısını bıraktığımız Ege’nin kıyılarından Girit’ten yola çıkarak İzmir’de bir dede ve torun arsında yaşananlar ve sonrasında köklere dönen üçüncü nesil ‘’HASRET KUŞAĞININ’’ hikâyesi. Bu filmi izlerken aklıma Tomris Giritlioğlu’nun yönettiği Güz Sancısı filmi geldi. Türkiye’de, 6-7 Eylül Olaylarını kendisine özgü duyarlığıyla anlatıyor."Güz Sancısı" güz hüznüyle bir film. Yüzleşemediğimiz, hep görmezden geldiğimiz bir öteki yanımız var. Biz ne kadar yok say sakta orda duran var olan gerçekler. Çağan ırmak bir kez daha yaşanmış unutmak istediğimiz o gerçeklere bizi götürdü. Dedemin İnsanları özetle’ ’Ozan, Ege'nin sevimli ve küçük bir sahil kentinde geniş ailesiyle yaşayan 10 yaşında bir çocuktur. Ailesinin kökenleri şimdi Yunanistan'a bağlı olan Girit adasına dayanmaktadır ve dedesi Mehmet Bey zamanında mübadele ile Türkiye'ye göçmek durumunda kalan Giritli bir göçmendir. Bu yüzden mahallede Ozan'a arkadaşları "gavur" diye seslenmektedir. Dışlanmaktan korkan Ozan ise gavurluğu reddederek "Biz Türküz!" diye ailesine ve dedesine kafa tutar. Yaşadıkları kasabanın saygın eşrafından olan Mehmet Bey ise çevresindeki herkese el uzatan, yardımsever biriyken torununun bu hırçın haline üzülmektedir. Kendisi henüz 7 yaşında küçük bir çocukken Girit’ten İzmir'e göç etmek zorunda kalan Mehmet Bey, şimdi torununa atalarının geçmişini, doğduğu toprakları ve içinde sakladığı özlemi Ege'nin mavi sularına bıraktığı şişelerle anlatmaktadır’’ konusu derin ve uzun mutlaka izlenmesi gereken bir film. Ben Bartınlıyım. Çocukluğumuzda bize kentimizde yaşayan Rumlar anlatılırdı. Komşuluk,paylaşma, insanlık, Rum ve Türk gençlerinin yaşadığı aşklar.
MÜBADELE KÖKLERDEN AYIRDI
Türkiye-Yunanistan Nüfus Mübadelesi veya Değişimi, 1923 yılında Lozan Antlaşması'na ek protokol uyarınca Türkiye ve Yunanistan'ın kendi ülkelerinin yurttaşlarını göçe tabi tutmasına verilen addır. Bu uygulamaya Lozan Antlaşması sırasında karar verildiği için kısaca Lozan Mübadelesi de denir. Göçe tabi tutulan kişilere ise Mübadil denir. Türkiye’de yaşayan Rumlar ile Yunanistan’da yaşayan Türkler karşılılık olarak göçe tabii tutulmuştur. Batı Trakya Türkleri ile İstanbul’da Fener Rum Cemaati bu anlaşmanın dışında bırakılmıştır. Her göç bir dramdır. Evinden, barkından, sevdalarından, köklerinden ayrılmaktır. Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarında birçok göç olayı yaşanmıştır. Balkanlarda, Kafkaslarda, Ortadoğu’da halklar zorunlu göçe tabi tutulmuştur. Türk olsun olmasın birçok insan sosyal bir dram yaşamıştır. Kırım Türkleri ve Ahıska Türkleri, Kafkas Halkları, Ortadoğu kavimlerde bu dramdan payını fazlasıyla almıştır. Dedemin İnsanları filmi özünde kalbinin bir yarısı Ege’nin öteki yakasından kalan insanların öyküsü.
FRANSIZ SİYASETÇİLER ve SARKOZY İZLEMELİ
Dedemin İnsanları filminde Anadolu insanını bir kez daha yaşadık. Karşılıksız seven, beklemeden veren, komşu olan, gülen, ağlayan, özleyen, hikâyesi olan, etrafını saran tüm kötülüklere ve olumsuzluklara rağmen Anadolu’ya ait değerlerini kaybetmeyen benim insanlarımın yani Dedemin İnsanlarının hikâyesi. Çağan Irmak ve arkadaşları bu filmi çekerken Fransa’da Sarkozy ve siyasi uzantılarını hazırlayacakları 1915 olaylarının Ermeni soykırımı olmadığını ifade etmeyi yasaklayan tasarı tahmin edemezlerdi. Sinema sanatı özgün mesajlar veriyor. Dedemin İnsanları tarih yargıçlığına soyunan siyasetçilere en güzel cevap. Fransa’daki Sarkozy ve arkadaşlarına Fransa Meclisinde ‘’Dedemin İnsanları’’ filmi izletilmeli. Öyle Fransızca alt yazıya da gerek yok. Filmdeki insanların yüz ifadeleri yeterli olur. Bu dünyada hiç kimse gerçek tarihe FRANSIZ kalmasın efendim.