Her şehrin bir hafızası vardır… Ama bazı şehirlerin hafızası bir insana sığar. İşte Bartın da o şehirdir, o insan da Çetin Asma’dır.
Her şehrin bir hafızası vardır…
Ama bazı şehirlerin hafızası bir insana sığar.
İşte Bartın da o şehirdir, o insan da Çetin Asma’dır.
Kimine göre araştırmacı, kimine göre yazar,
ama bana göre Bartın’ın yürüyen kütüphanesi bilgi hazinesi bartın’ın değeri…
Çünkü o, Bartın’ın tarihini sadece kitaplara değil, yüreğine işlemiş bir adam.
Bir sokakta bir eski bina görseniz, “burası eskiden kiminmiş” diye sormaya kalksanız,
Cevap çoktan Çetin Asma’nın arşivindedir.
Bir fotoğrafın arkasındaki hikâyeyi, bir caddenin eski adını,
bir mahallenin unutulmuş hikâyesini ondan başka bilen yoktur.
Yıllardır biriktirir…
Tozlu gazeteleri, eski vesikaları, Bartın’ın geçmişine dair her kırıntıyı sabırla toplar.
Kimi insan altın biriktirir, o anı biriktirir.
Kimi insan malına yatırım yapar, o Bartın’ın hatırasına yatırım yapar.
Bugün kentin sokakları değişiyor,
binalar yükseliyor, tabelalar yenileniyor…
Ama eğer hâlâ Bartın’ın tarih kokusu solunabiliyorsa,
orada mutlaka Çetin Asma’nın emeği vardır.
Yazdığı kitaplar sadece bilgi yüklü değil;
bir sevdanın, bir aidiyetin, bir sorumluluğun da izlerini taşır.
Her satırında “Ben Bartınlıyım” diyen bir kalp atar.
O yüzden derler ya:
“Çetin Asma’yı dinleyen, Bartın’ın 200 yıllık tarihini bir çay süresinde öğrenir.”
Bu topraklarda böyle insanlar kolay yetişmez…
Bilgiyi saklamaz, paylaşır;
öğretir, hatırlatır, unutturmamak için çabalar.
Bir gün bizler yaşlanıp unutsak da,
onun kitapları, notları, fotoğrafları bu şehrin belleğinde kalacak.
Çünkü bazı insanlar gelip geçmez;
şehrin bir parçası olur.
Bartın’ın taşında, sokağında, hikâyesinde isimleri kalır.
Ve ben diyorum ki:
Bu değerler bir daha gelmez…
Ama iyi ki geldiler, iyi ki yaşadılar, iyi ki yazdılar.
Teşekkürler Çetin Asma.
Bartın seni hep “yürüyen kütüphanesi” olarak anacak.
