Bir önceki yazımızda AK Parti Kongresi öncesinde önemli hedefleri olan il teşkilatının açılım yapması gerektiği üzerinde durmuş, bunun da ancak partinin vitrinine (yönetimine) kent insanına yakın isimler eklemesi gerektiğini belirtmiştik.

***

AK Parti Bartın’da 2002 seçimlerinde 2-0 yaparak herkesi şaşırtmıştı.

2007 ve 2011 milletvekilliği seçimlerinde ise iyi oranlar almasına rağmen 2-0 yapamadı.

Yine bu süreçte girdiği 2004 ve 2009 yerel seçimlerinde de potansiyel gücünü ortaya koyamadı.

AK Parti’nin Bartın’da oylarını sürekli arttırmasına rağmen sonuca gidememenin temel nedenleri arasında “gerçek gücünü sonuca yansıtacak” bir teşkilat yapısına kavuşamamasıdır. Bu hem parti içinden hem de parti dışındaki siyasetçiler tarafından da kabul edilen bir görüştür.

Özellikle Yakup Ulupınar döneminde “açılımdan korkan” bir kadroculuk anlayışı, parti teşkilatını partinin potansiyelini yansıtacak şekilde şekillendirilmemesi siyasi kulislerin dışında kamuoyunda da konuşulan bir konu oldu.

Pazar günü yine bir AK Parti İl Kongresi var.

Kongreye 2 gün gibi bir zaman kala il teşkilatının partinin potansiyel gücünü sonuna kadar taşıyacak şekilde dizayn edilmeye çalışıldığını görüyoruz.

Gözlemlerimize göre parti içinde ve dışında temsil niteliği ve gücü olan insanlardan ince bir diplomasiyle il teşkilatı kurulmaya çalışılıyor. Burada görüşülen ve sonuçta listede yer alacak isimlerin kimlerin olacağı elbette merak konusu. Ama biz isim üzerinden değil, genel olarak biraz risk olarak görülebilecek ve az biraz cesaret gerektiren bu açılımın üzerinde duralım.

Partide bir süredir “Dozu şimdilik belli olmasa da” açılım için bir girişim söz konusu…

***

Peki, partide bu durum nasıl sağlandı ve bunun yükü kimlerin omzunda?

Parti içinde bu sürece birçok kişinin katkısı olmasına rağmen dört ismin ön plana çıktığını söyleyebiliriz.

Birincisi, milletvekilliğinin ikinci döneminde genel merkez ve Bartın’da konumunu güçlendiren, Bartın siyasetini ve dengelerini iyi çözmüş, bunun bilinciyle cesaretle adım atmak için teşkilatları kontrollü bir şekilde motive eden Yılmaz Tunç…

İkincisi, Eski İl Başkanı Yakup Ulupınar’dan sonra başkanlığa atanan ve başarı için yapılması gerekenleri iyi algılayıp, kıskançlık içinde olmadan her türlü fikre ve partiye değer katabilecek isimlerle görüşmeye açık bir il başkanı Yaşar Arslan…

Üçüncüsü, önce atamayla, sonra seçimlerle iş başına gelen, teşkilat deneyimi olan, dinamik, genç bir merkez ilçe başkanı Regaip Bayraktar…

Son isim, AK Parti’nin kurulduğu günden bu yana partinin içinde olan birçok kademesinde görev alan, bütün seçimlerde seçim koordinasyon merkezi başkanlığı yapan ve aldığı bayrağı başarıyla yürüten, gerek milletvekili, gerek il genel meclisi, il ve ilçe teşkilatları arasında başarı ve istikrar için usanmadan uyum kurmaya çalışan Kenan Dursun…

***

Zaman zaman parti içinde, hatta göbeğindeki bazı isimlerle kritik yaptığımızda açılımın şart olduğu görüşü hakim oluyor.

Partinin içe kapanık bir yapıyla bugünlere geldiği üzerinde hemfikir oluyoruz.

Uzun süren bu kritik ve değerlendirmenin ardından partide açılımın da kaçınılmaz olduğu fikrinde birleşiyor ve noktayı orada koyuyoruz.

Korkmadan, bencil düşünmeden, içinde az biraz risk olsa da o riski alarak bunun yapılması gerektiği konusunda gazeteci-siyasetçi sohbetini sonlandırıyoruz.

Kongreye 2 gün var…

Aynı şeyi yeniden yazmakta bir sakınca görmüyorum.

AK Parti il teşkilatı için “açılım” artık” istekten”, “olmalı mı olmamalı mı” dan öte zorunluluktur.

Yaşar Arslan’ın dün yaptığı basın toplantısında ortaya çıkan fotoğrafın, “açılımın” açılmaya başlandığının göstergesi olduğunu belirtelim ve “AK Parti eğer, Milletvekili Yılmaz Tunç’un da,
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın da dediği gibi milletin partisiyse bu açılımı yapmak artık kaçınılmazdır. Ve bu partiden öte Bartın menfaatinedir” diyerek yazımızı noktalayalım…

Şimdiden hayırlı olsun…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
vatandaş 12 yıl önce

birtek ben AKP'liyim demediğin kalmış.