Teknolojinin baş döndürücü hızla geliştiği bu çağda, hayatımızın büyük bir kısmı artık dijital dünyada geçiyor.

Teknolojinin baş döndürücü hızla geliştiği bu çağda, hayatımızın büyük bir kısmı artık dijital dünyada geçiyor. Bilgisayarlarımız, cep telefonlarımız ve sosyal medya platformlarımız adeta ikinci bir yaşam alanı haline geldi. Her gün milyonlarca kişi, sosyal medyada paylaşımlar yapıyor, alışveriş yapıyor, tanımadığı kişilerle sohbet ediyor, hatta iş buluyor. Ancak bu dijital konforun bir de karanlık yüzü var: Sosyal medya dolandırıcılığı.

Bir Tıkla Kandırılmak Bu Kadar Kolay mı?

Cevap ne yazık ki evet. Sosyal medya dolandırıcıları, insanların zaaflarını, iyi niyetini, merakını ve bazen de umutsuzluğunu kullanarak onları tuzağa düşürüyor. “Hediyenizi almak için tıklayın”, “Size özel çekilişi kaçırmayın”, “Sadece bugün geçerli indirim” gibi masum görünen mesajlarla başlayıp; banka bilgileri, kimlik fotokopileri, hatta sosyal medya hesapları çalınıyor.
Bir başka yöntem de sahte kimlikler üzerinden yapılan dolandırıcılıklar. Ünlü bir markanın sayfası gibi görünen sahte hesaplar, ya da bir arkadaşınızın hesabını ele geçirerek atılan mesajlar… “Acil paraya ihtiyacım var, yardım eder misin?” mesajıyla dolandırılan binlerce insan var. Çünkü dolandırıcılar artık sadece sahte ürün değil, sahte güven de satıyor.

Dolandırıcılık Masum Kıyafetlerle Geliyor

Sosyal medya dolandırıcılığı sadece maddi kayıplarla sınırlı değil. Kimlik bilgileri ele geçirilen insanlar, başka suçlara alet edilebiliyor. Birçok kişi adına sahte hesaplar açılarak, başka insanları dolandırmak için kullanılıyor. Yani bir dolandırıcının mağduru olurken, farkında olmadan başkalarının da mağduru olmasına aracı olabiliyoruz.

Ayrıca romantik ilişkiler üzerinden yürütülen “duygusal dolandırıcılık” da giderek yaygınlaşıyor. Sahte profiller, duygusal bağ kurmak isteyen insanları hedef alıyor, güven kazandıktan sonra maddi taleplerle kandırıyor. Bu tür olayların sonucunda hem duygusal travmalar hem de ekonomik yıkımlar yaşanıyor.

Neden Bu Kadar Kolay Kandırılıyoruz?

Çünkü sosyal medya bize bir “güvenli alan” hissi veriyor. Evimizin içinde, telefon ekranında gördüğümüz her şey sanki gerçekmiş gibi geliyor. Oysa sosyal medya, en dikkatli olmamız gereken alanlardan biri. Özellikle gençler, yaşlılar ve teknolojiye çok hâkim olmayan bireyler bu konuda en savunmasız gruplar.

Bir de insanlar hâlâ “Benim başıma gelmez” yanılgısıyla hareket ediyor. Oysa dolandırıcılar kime ulaşabileceklerini asla rastgele seçmiyor; hedef kitlelerini çok iyi analiz ediyor, psikolojiyi çok iyi kullanıyorlar.

Ne Yapmalı? Nasıl Korunmalı?

Bu noktada hem bireysel hem toplumsal olarak bazı adımlar atmak zorundayız:

1. Şüpheci Olun: Tanımadığınız hesaplardan gelen bağlantılara tıklamayın, kimlik bilgilerinizi paylaşmayın.

2. Çok Fazla Bilgi Paylaşmayın: Nerede yaşadığınız, nereye gittiğiniz, alışkanlıklarınız gibi bilgiler kötü niyetli kişiler için ipucu olabilir.

3. Güvenlik Ayarlarınızı Gözden Geçirin: Sosyal medya hesaplarınızı iki aşamalı doğrulama ile koruyun.

4. Çocuklar ve Yaşlılar İçin Eğitim: Özellikle gençler ve ileri yaş grubundakiler sosyal medya güvenliği konusunda bilinçlendirilmeli.

5. Sahte Hesapları Bildirin: Sosyal medya platformları, sahte ve dolandırıcılık amaçlı hesapları bildiren kullanıcılar sayesinde daha güvenli hale gelir.

6. Dolandırıldığınızda Sessiz Kalmayın: Her dolandırıcılık vakası, başkalarının da aynı tuzağa düşmesini önlemek için önemlidir. Gerekirse adli makamlara başvurun.

Kozcağız ve Benzeri Küçük Yerleşimlerde de Tehlike Büyük

Bartın’ın Kozcağız beldesinde yaşıyoruz. Burası küçük, güvenli, herkesin birbirini tanıdığı bir yer gibi görünse de sosyal medya dolandırıcılığı sınır tanımıyor. Buradaki gençler de, yaşlılarımız da sosyal medyada aktif.

Ne yazık ki beldemizde de zaman zaman dolandırıcılık olaylarına şahit oluyoruz. Özellikle “internetten kredi başvurusu” gibi yöntemlerle kandırılan insanlar var.

Unutmayalım: Şehir küçük olabilir ama internet sınırsızdır. Dolandırıcı, dünyanın öbür ucunda bile olsa cebimizdeki paraya, kimliğimize ya da özel bilgilerimize ulaşabilir.

Sosyal medya, doğru kullanıldığında büyük bir nimettir. Bilgiye ulaşmak, sevdiklerimizle iletişimde kalmak, dünyadan haberdar olmak… Ancak kontrolsüz, dikkatsiz ve bilinçsiz kullanım, bizi hem maddi hem de manevi olarak büyük zararlara uğratabilir.

Artık yalnızca evimizin kapısını değil, ekranlarımızı da kilitlemek zorundayız. Dijital çağda yaşarken, dijital akla sahip olmak bir lüks değil; hayati bir gerekliliktir.

Unutmayalım: Bir “tık”la başlayan sahte bir güven, bir ömür boyu sürecek bir pişmanlığa dönüşebilir.

O halde gözümüz açık, aklımız uyanık olsun

[email protected]