Bir şehir düşünün; yeşille mavinin birleştiği, denizle yaylanın el ele verdiği, doğanın kalbinde bir yaşam alanı… O şehir Bartın.
Bir şehir düşünün; yeşille mavinin birleştiği, denizle yaylanın el ele verdiği, doğanın kalbinde bir yaşam alanı… O şehir Bartın. Ancak bu güzelliklerin gölgesinde, her geçen gün derinleşen bir sorun var: Sağlık hizmetlerindeki yetersizlik ve çözülemeyen temel problemler.
Bugün Bartın’da herhangi bir devlet hastanesine gidin, bir cildiye ya da göz doktoruna randevu almak istediğinizde size günler, bazen haftalar sonrasına gün veriliyor. Acil servisteki yoğunluk, polikliniklerdeki bitmek bilmeyen kuyruklar, memleketin en temel ihtiyacını bir “sabır sınavı”na çeviriyor. Vatandaş şikâyetçi, doktor yorgun, sistem ise tıkanmış durumda.
NEDEN KALMIYORLAR?
Peki Bartın’a atanan doktorlar neden kalmıyor?
Genç doktorlar mecburi hizmetle geliyor ama ya ilk fırsatta tayin istiyor ya da büyük şehirlerin özel hastanelerine yöneliyor. Çünkü Bartın’da bir uzman hekimin mesleki tatmin yaşaması, gelişmiş cihazlarla çalışması veya ileri seviye ameliyatlar yapması oldukça zor. Branş çeşitliliği sınırlı, teknik altyapı yetersiz. Kendi alanında ilerlemek isteyen bir doktor için Bartın, ne yazık ki kariyer anlamında bir “durak” değil, sadece geçici bir uğrak yeri oluyor.
Üstelik sadece mesleki değil, sosyal yaşam da bu tercihte büyük rol oynuyor. Doktor ailesiyle birlikte geldiğinde çocuğuna iyi bir okul arıyor, sosyal çevre, kültürel etkinlik, hatta kaliteli bir alışveriş ortamı istiyor. Büyük şehirlerden alışkın olunan yaşam konforunu burada bulamayınca, gözü dışarıya dönüyor.
YENİ HASTANE NEREDE?
Bartın halkının yıllardır umutla beklediği bir başka konu da yeni devlet hastanesi. Temeli atıldı, tabelası asıldı, hatta sosyal medyada “geliyor, geliyor” dendi ama… O hastane hâlâ açılmadı.
Yapımı büyük oranda tamamlanan yeni Bartın Devlet Hastanesi, modern mimarisi ve geniş kapasitesiyle bölge için hayati önem taşıyor. Ancak açılış bir türlü gerçekleşmiyor. Neden mi? Net bir açıklama yok. Kimi kaynaklar bürokratik engellerden söz ediyor, kimileri cihaz eksikliği ya da personel atamasının yapılmadığını söylüyor. Olan yine vatandaşa oluyor.
Hasta yakını sabahın köründe hastaneye gidiyor, yer bulamıyor. Ameliyat sırası bekleyenler çaresizce çevre illere sevk ediliyor. Özel hastaneler ise bu boşluğu fırsata çeviriyor.
ÇÖZÜM VAR MI?
Elbette var. Bartın’da sağlık sistemi sadece bir bina dikilerek düzelemez. O binayı dolduracak doktorlara, hemşirelere, uzman personele ihtiyaç var. Onların burada kalması için hem mesleki hem de sosyal destek sağlanmalı. Sağlıkta atılacak her adım, bu şehirdeki binlerce insanın hayatına doğrudan dokunuyor.
Ayrıca yerel yöneticilerin bu konuda daha aktif, daha şeffaf olması gerekiyor. Her şeyin sosyal medya paylaşımıyla çözülmeyeceğini, gerçek sorunlara gerçek çözümler üretilmesi gerektiğini artık herkes anlamalı.
BİR DOKTORUN KALMASI, BİR HASTANIN UMUDUDUR
Unutmayalım; Bartın gibi küçük şehirlerde sağlık sadece bir hizmet değil, aynı zamanda bir “güvence”dir. İnsanlar, hastalık anında çaresiz hissetmek istemiyor. En azından kendi memleketinde derdine derman aramak istiyor. Bunun için de kalıcı, sürdürülebilir, samimi çözümlere ihtiyaç var.
Bartın’a gelen doktorların burada kalması, yeni hastanenin artık açılması, mevcut sağlık sisteminin güçlendirilmesi… Bunlar sadece sağlık meselesi değil, bir şehrin geleceğini belirleyecek adımlardır.
Ve unutmayalım: Sağlık varsa, umut da vardır.
Hoşcakalın
[email protected]